Paylaş
Ülkemizde en çok İstanbul’da yaşayanların başı dertte. Türkiye Baş Ağrısı ve Migren Epidemiyolojisi Çalışması verileri, en az Adana’nın nüfusu kadar migren hastasının İstanbul’da yaşadığını ortaya koyuyor.
Çalışma sonuçları, 18-65 yaş arasında her 7 kişiden birinde migren görüldüğünü, yani ülkemiz nüfusunun 12 milyonunun migren olduğunu tespit etmektedir. Nüfusunu dikkate aldığımızda 2 milyondan fazla migren hastası ise İstanbullu. Bu tabloya farklı bir açıdan yaklaşırsak, Türkiye’nin 6. büyük ili olan Adana’nın nüfusu kadar migren hastası İstanbul’da yaşıyor demektir.
İstanbul’daki migren hastalarının yüzde 10’u ise kronik ve ağrı kesicilere dirençli migren hastalarından oluşuyor. Bu yüzde dilimi, en az 200 bin hastaya tekabül ediyor.
Bunun nedenlerini birlikte ele alalım…
Büyük şehrin sorunları da büyük oluyor maalesef. En kalabalık şehir olması, burada yaşayan migren hastası sayısında doğal olarak bir artışa neden oluyor. Diğer nedenleri ise migreni tetikleyen faktörlerin mega kent ortamıyla ilişkisinde aramak gerekir.
Gürültünün, kötü ve kirli atmosferin, güçlü kokuların, depresyon ve stresin, lodosun, rüzgârın, şarküteri ürünlerinin, hazır besinlerin, çikolata ve benzeri yiyeceklerin tüketiminin, uyku düzensizliğinin, öğün atlamanın, uzun süre aç kalmanın migreni tetiklediğini biliyoruz. Bütün bu tetikleyici faktörler, yaklaşık 15 milyon insanın tıkış tıkış yaşadığı İstanbul’un doğasında, yaşam koşulları içinde zaten var. Ve her geçen gün migren hastası sayısı artıyor. Ataklar sıklaşıyor, ağrı şiddeti biraz daha fazlalaşabiliyor, yıllar içinde ilaç tedavilerine yeterli yanıt alınamıyor, böylece kronik ve dirençli migren vakaları ortaya çıkıyor.
Migrenli hastalar için tavsiye edilen yaşam tarzı değişikliği de koşulları gereği büyük şehirlerde hayata geçirilemiyor ya da yeterince geçirilemiyor. Yani migrenli hastalar ağrıların sıklığını ve şiddetini yönetmekte ciddi şehir engelleriyle karşılaşıyorlar.
İstanbullu migren hastalarının, ağrı ataklarıyla başa çıkmaları ve migreni yenmeleri noktasında tıp dünyasındaki yeni gelişmeler ışığında yapılan migren cerrahisi tedavisi, özellikle kronik ve ilaçlardan yarar görmeyen dirençli migren hastaları için yüzde 90 oranında başarılı sonuçlar ortaya koymaktadır.
Ağrıya neden olan saçlı deri altındaki duyusal sinir dokularının üzerindeki baskının tesadüfen kaldırılmasıyla bulunan migren ameliyatı ile Amerika, Avrupa ve ülkemizde son yıllarda birçok migren hastası artık ağrısız bir yaşam sürebilmektedir. Ense, alın, şakak ve burun bölgelerinde oluşan migren ağrılarının odağı olan sinir dokularının çevresinin endoskopik yöntemle serbestleştirilmesi esasına dayanan ameliyat, saçlı cilt ile beyni çevreleyen kafatası kemiği arasında gerçekleştirilmektedir. Minimum riskler altında maksimum faydayı bilimsel çalışmalar eşliğinde ortaya koyan bu operasyonun ardından ameliyata uygun birçok hasta migren ağrılarından kalıcı olarak kurtulmakta, ilaç kullanımını bırakmakta, bazı hastaların ağrı sıklığı ve şiddeti baş ağrısı yine kalıcı olarak seviyesine çekilmektedir.
İnsanlık tarihi kadar eski olan migren hastalığının ortadan kaldırılmasına yardımcı olan bu cerrahi tedavi sayesinde binlerce, hatta milyonlarca migren hastası ağrısız bir hayata merhaba diyebilmektedir.
Paylaş