Paylaş
Kadınlarda daha yaygın görülen migrenin kalıcı tedavisi için ülkemizde son yıllarda gerçekleştirilen endoskopik migren ameliyatı ile ilgili “Acaba...” ile başlayan ve en çok merak edilen soruların yanıtlarına birlikte göz atalım.
Migren insanlık tarihi kadar eski ve kronik bir hastalıktır. Ve 15 yıl öncesine kadar kalıcı tedavisi maalesef yoktu. Ancak Amerikalı Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Bahman Guyuron’un endoskopik alın estetiği ve üst göz kapağı estetiği sırasında migreni tetikleyen sinirlerin tesadüfen rahatlatılmasıyla kalıcı olarak geçtiği fark edildi. 2000’li yılların başından bugüne yapılan yüzlerce ameliyat ve bilimsel çalışma migrenin kalıcı olarak ortadan kaldırılabileceğini ispatladı. Endoskopik migren ameliyatı ile artık migren ve gerilim tipi baş ağrısı kalıcı olarak ülkemizde de tedavi edilebilmektedir.
Migren ameliyatı endoskopik teknik ile yani kapalı yöntemle yapılmaktadır. 1 ila 3 santimetre arasında mini kesilerden endoskopik kameralarla girilerek minimum doku hasarı ile gerçekleştirilmektir. Ortalama 1-2 saat sürmektedir. Endoskopik migren ameliyatı sonrasında hasta aynı gün taburcu olabilir.
En sık sorulan sorulardan biri de budur. Net bir şekilde söylemek gerekirse, endoskopik migren ameliyatı bir beyin ameliyatı değildir. Çünkü migreni tetikleyen sinirler başın ön, yan ve arka kısımlarında kafatası ile saçlı deri arasında yer almaktadır. Dolayısıyla operasyon sadece bu bölgede gerçekleştirilmekte, duyusal sinir dokusunun aktif noktaları üzerindeki baskı kaldırılarak serbestleşme, rahatlama sağlanmaktadır.
Migren ağrıları ameliyattan sonraki 1 aylık süreçte genellikle kalıcı olarak son bulmaktadır. Ameliyatın iyileşme süreci 4 ile 8 günde gerçekleşmekte, hasta kaliteli bir nekahat dönemi ve doktor kontrolünden sonra günlük yaşamına dönmektedir. Bu, ortalama 1 haftalık süreyi kapsar.
Endoskopik migren ameliyatının başarı oranını apandisit ameliyatının başarı oranıyla örnekleyebiliriz. Apandisit ameliyatı kalıcı sonuç veren, hastalar tarafından kesin başarı gözüyle bakılan, risksiz bir operasyon olarak bilinmektedir. Ancak yüzde 10 civarında bir başarısızlık söz konusudur. Migren ameliyatında da aynı tablo geçerlidir. Başarı yüzde 90, başarısızlık yüzde 10 düzeyindedir. Başarının kriterleri nedir peki? Ameliyat olan her yüz hastanın 90’ı kalcı tedavi olmaktadır. Bu başarı düzeyinin yüzde 62’sinin migren hastalığı tamamen sonlandırılabilmekte, kalan guruptaki hastaların migren ağrı ve atakları geçmişe göre yüzde 80’e varan oranlarda azaltılmaktadır.
Migren ameliyatının başarılı geçmesi uygun hasta seçimine bağlıdır. Hastanın öncelikle migren ya da gerilim tipi baş ağrısı tanısının bir nörolog tarafından konulması gerekmektedir. Ağrının altında yatan başka bir hastalık olmamalı. İlaç ya da alternatif tedaviden kalıcı yarar görmeyen hastalar, plastik ve estetik cerrahi uzmanı tarafından muayene sırasında detaylı bir şekilde değerlendirilerek ameliyata uygunluğu belirlenir. Gerilim tipi baş ağrısı toplumun yüzde 30 ila 40’ında görülmektedir. Hastanın hayat kalitesini düşürecek düzeydeki gerilim tipi baş ağrısı rahatsızlığı yine migren ameliyatı ile kalıcı çözüme kavuşturulabilmektedir.
Auralı migreni olan hastalar migren ameliyatı sonrasında ağrılarından tamamen kurtulabilmektediler. Ancak aura genellikle hafifleyerek devam etmektedir.
Çünkü bu ameliyatı bulan ve bilimsel çalışmalar kapsamında olgunlaştıran tıp doktoru başarılı bir plastik cerrahi uzmanı. Amerika ve Avrupa’da plastik cerrahi uzmanları tarafından migren ameliyatı gerçekleştirilmektedir. Plastik cerrahi hekimi, migren ameliyatı için gerekli olan bilgi ve deneyim alt yapısına sahiptir. Periferik ve çevre sinir cerrahisine, yüz anatomisine, mikrocerrahi tecrübeye ve endoskopik ameliyat tekniğine son derece hakimdir.
Endoskopik migren ameliyatı için plastik cerrahi uzmanının mevcut bilgi ve deneyimlerine bu ameliyatla ilgili ayrıca uzmanlaşması gerekmektedir.
Amerika’da yapılan ve bilimsel dergilerde yayınlanan raporlarda, migren ameliyatı sonrasında 5-10 yıllık hasta takipleri, hastalığın tekrarlamadığını kalıcı olduğunu göstermektedir.
Gelecek hafta yeni yazımızda görüşmek dileğiyle,
Sevgiyle, sağlıkla kalın…
Paylaş