Paylaş
Kişinin konuşma hızı ve oranı normalden fazladır; konuşma ses ve hece yutma, normal olmayan duraksamalar ve tekrarlarla kesintiye uğrar. Konuşma esnasında ses yer yer incelebilir ya da kalınlaşabilir, konuşma monotonlaşabilir, vurgu ve tonlamalar kaybolur. Türkçe vurgu ve tonlamalarla karakterize bir dil olduğu için bu durumda anlaşılırlık oranı daha da düşer. Konuşma organize değildir; kişi ne söyleyeceğinden ve nasıl söyleyeceğinden tam emin değilmiş gibi görünür.
Hızlı konuşma sorununun nedeni tam olarak bilinmemektedir ve yapılan araştırmalar birçok faktörün bir araya gelerek hızlı bozuk konuşma için zemin oluşturduğu üzerinde durmaktadır. Nörofizyolojik etmenler nedenler arasındadır; hızlı bozuk konuşması olan ve olmayan bireylerin konuşma esnasındaki beyin aktiviteleri incelendiğinde farklılık olduğu saptanmıştır. Ayrıca genetik faktörler de oldukça etkilidir. Kişinin 1. derece akrabalarında hızlı konuşma veya kekemelik gibi bir akıcılık bozukluğu olması risk faktörleri arasındadır.
Psikolojik faktörler, hızlı konuşma bozukluğunun artmasına neden olabilir. Özellikle kişi ailesi, sosyal yaşamı veya işiyle ilgili bir sorun yaşadığında ya da stres altında olduğu durumlarda (sunum yapma gibi) konuşma hızı artar ve anlaşılırlık daha da azalır. Genellikle kişiler, böyle dönemlerde konuşma bozukluğunun etkilerinden daha fazla zarar gördükleri için terapi desteği almaya daha yatkın olurlar.
Çocuklar sorunun tam olarak farkında olmadıkları için terapiye karşı isteksiz olabilirler. Bu nedenle terapide farkındalık oluşturmak büyük önem taşır. Bazı durumlarda da ebeveynler bunun bir konuşma sorunu olduğunun farkına varmayarak; çocuklarının fazla heyecan gibi nedenlerden dolayı hızlı konuştuğunu ve ortada bir sorun olmadığını düşünerek yardım almayı erteleyebilirler.
Yetişkinlerde ise terapide daha kolay ilerleme sağlanır. Bunun nedeni yetişkinlerde farkındalık ve motivasyonun daha fazla oluşu ve kişinin kendi isteğiyle bu sorunu çözmeye yönelik adım atmış olmasıdır. Bu nedenle, hızlı bozuk konuşma şikayetiyle konuşma terapisine başvuran yetişkinlerin oranı çocuklara oranla genellikle daha fazladır.
Paylaş