Paylaş
Kekemeliğin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte obsesif, özgüveni yetersiz kişilik özelliğine sahip olma, ailenin ilk çocuğu olma ya da merkezi sinir sistemi anomalileri bu bozukluğun oluşmasında risk etmenleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca okul başarısı, mesleki başarı ve toplumsal iletişim bu durumdan oldukça olumsuz etkilenmektedir.
Biz yetişkinler günlük yaşantımızda herhangi bir problemle karşılaştığımızda bu problemi yaşamımıza neden olan engelleri ortadan kaldırmaya çalışır ya da bu probleme karşı savunma mekanizmalarımızı kullanırız. Bunlar problemi sahiplenmeden yansıtmak, problem durumuna ilişkin saldırgan davranışlar sergilemek, problemden kaçma ya da probleme karşı bahaneler bulma gibi savunma dirençleri olabilir.
Ancak çocuklar ilk kez karşılaştıkları bir probleme karşı ne türden bir tepki vereceğini bilemeyebilir ve herhangi bir savunma direnci oluşturamadığında bayılma, kekeleme ya da titreme gibi fizyolojik durum bozuklukları meydana gelebilir.
Kekemeliğin genel toplumda yaygınlığı yaklaşık %1 olarak bildirilmektedir. Bireyin yaşam boyu kekemelik olasılığı %3-4’tür. Erkeklerde kızlara oranla 3-4 kat daha sık görülür. Başlangıç yaşı çoğu kez 2-7 yaşları arasında olup kendiliğinden düzelme olasılığı yaklaşık %80 gibi yüksek bir oranda olduğu belirtilmektedir.
Paylaş