Paylaş
Evlilik ve boşanma araştırmalarının duayenleri Dr. John ve Julie Gottman, evli çiftlerin birbirleriyle iletişim halinde oldukları 10 dakikalık bir video izleyerek, yeni evli çiftlerin gelecek 6 sene içinde evli kalacağını ya da boşanacağını %91 gibi bir başarı oranıyla tahmin edebiliyorlar. Peki, Gottman'lar evliliğin devam edip etmeyeceğini nasıl bu kadar yüksek bir oranla tahmin edebiliyorlar?
35 yılı aşkın bir süredir yürüttükleri araştırmalara göre evliliğin mutlu gitmesini sağlayan en önemli faktör eşlerin birbirlerinin davranışlarını olduğu gibi kabul edebilmelerinde yatıyor. Araştırmalara göre kadınlar eşlerinin taleplerini karşılamakta daha başarılı ve daha yapıcı bir tutum sergilerken, erkekler eşlerinin taleplerini kabul etmekte ve değişmekte daha fazla sıkıntı yaşıyorlar. Kadınlar erkeklere oranla ilişki esnasında taleplerini belirtme ve problemlere dönük çözüm yolları geliştirmekte iken erkekler esneklik konusunda kadınlara göre oldukça katı davranmaktadırlar. Eşlerinin taleplerini dikkate alan ve kendilerini bu anlamda esnetebilen erkeklerin evlilikleri, diğerlerine oranla daha uzun sürmekte ve daha mutlu bir birliktelik yaşamaktadırlar.
Gottmanlar çift terapilerinde diğerleri gibi "sorun" odaklı değil "arkadaşlığı ve yakınlığı" geliştirme odaklı bir terapi yöntemi benimsiyor. Gottmanların yapmış olduğu 40 yıl süren 3000 çift ile yürütmüş olduğu araştırmalarına göre ilişkilerde yapılan tartışmaların %61 i daimi olarak çözümlenmeden kalıyor. Çözümlenmesi mümkün olmayan bu problemler eşlerin kişilik özellikleri, aileden getirmiş oldukları gelenek görenekler, ritüeller, hobiler ya da ilgi alanları olabiliyor.
Mutlu çiftler bilinenin aksine hiç tartışmayan çiftler değil tartışma esnasında süreci yönlendirebilen ve eşin olumlu yönlerini de bir bütün olarak gözlemleyebilen çiftlerdir.
Tartışma esnasında;
‘’Şuan ikimizde oldukça öfkeliyiz, biraz zaman vererek ikimizde bu konu üzerine düşünelim ve sonra konuşalım olur mu?’’ şeklinde durum değerlendirmesi için tartışma süreci ertelenebilir.
Peki Gottmanlar yeni evli çiftlerin gelecek 6 sene içinde evli kalacağını ya da bosanacağını %91 gibi bir başarı oranıyla nasıl tahmin edebiliyorlar? İşte mahşerin dört atlısı diye tabir ettiği bir ilişkiyi sona yaklaştıran o dört madde;
• Eleştiri
• Aşağılama/Hor Görme
• Savunmacılık
• Duvar örme
Eleştiri; karşımızdakinde sürekli hata bulma, onu ve davranışlarını yargılamadır. Yani tartışma sırasında, çiftlerin birbirlerinin davranışlarından ziyade, karakter ve kişilik özelliklerini eleştirmeleridir, yargılamalarıdır. ‘Sen zaten anlamıyorsun ki; senin algın bozuk, ….yapsan şaşardım zaten ‘’ vb içeren kalıp yargıları içeren sözlerin her biri eleştiridir. Bu tür eleştirilere maruz kalan kişiler kendilerinde bir sorun olduğunu düşünüyor ve ilişkiden kendilerini kurtarmanın yollarını arıyor. Demek ki tüm sorun ‘benim’ diye olumsuz bir inanç geliştiriyor. İlişkide kendisinin takdir ihtiyacı karşılanmıyor ve yalnızlaşıyor. Ayrıca bu kişiler kendilerini ilişkinin içinde hep uğraşan ancak yetersiz ve işe yaramaz olarak algılıyorlar.
Bu durumu düzeltecek olan panzehir ise;
‘’Hangi konuda ,neye , ne zaman ihtiyacım olduğunu hissediyorumdur.’’
Ne Yapmalıyım?
• ‘’Beni anlamıyorsun sen gerçekten sadece kendini düşünen bir bencilsin.’’ yerine
• ‘’Sadece bana vakit ayırdığında kendimi çok özel ve değerli hissediyorum, lütfen haftasonu benimle etkinlik yapmak için zaman ayırır mısın?’’ şeklinde hisler belirtilerek talep dile getirilir.
Aşağılama/hor görme; iğneleme, alay, isim takma, küçümseyici mimik ve davranışlar ve aşağılama içerir.
Gottman, 4 yıllık araştırmasında, boşanmanın bir numaralı belirleyicisinin aşağılama olduğunu söylüyor. Saygı ilişkinin en temelini oluşturan yapıtaşlarından biridir. Örneğin, eşin yaptığı davranışı değil de kişiliği eleştirmek “benimle bunu paylaşmanı isterim” yerine “sen çok bencilsin demek”; sorunu başka boyuta iter. Eşle konuşurken ağzından çıkan sözcüklerini dalga geçerek tekrar etmek, ona aşağılayıcı şekilde sözler kullanmak, dalga geçmek, isim takmak vücut diliyle de gözlerini devirmek, el ve göz hareketleri yapmak gibi bunu destekleyici şekilde davranmak ilişkiyi temelden sarsar. Bu davranışları yaptığınızda eşinize giden mesaj ona hiç değer vermediğiniz, onun benliğini küçümsediğiniz yönünde oluyor. Aşağılamada kırıcı olan asıl şey; sen sadece ilişkimizde değil, sen tek başına ve ‘insan’ olarak da kötüsün. Bu durumda çiftler ayrılsa bile, kişinin özgüvenine, kendilik algısında ve öz saygısında ciddi bir yıpranma olasıdır.
Ne Yapmalıyım?
• ‘’Sen oldukça beceriksiz birisin’’ yerine
• ‘’Emini yeterince vakit ayırırsan başarabilirsin, sana bu konuda oldukça güveniyorum ki başaramazsan bile denemiş olman yeterli, ben her zaman olduğu gibi şimdi de yanındayım, merak etme.’’ gibi güven verici ve onaylayıcı ifadeler kullanılmalıdır.
Savunmacılık; ayrılığı getiren diğer bir davranış da çiftlerin karşı tarafı anlamaya çalışmadan, sürekli kendilerini savunmaya çalışmasıdır. Her davranışa bahane bulmak, kendi davranışlarını sürekli rasyonelleştirmek, karşı taraf fikrini söylediğinde “sen bunu daha çok yapıyorsun” deyip oku ona çevirmek, karşı tarafı dinlemeden kendi fikrini söylemek savunma davranışları arasında yer alır.Bir süre sonra eş her davada kaybeden kişi olduğundan kendini sürekli suçlu gibi hisseder ve haklı olduğu kendini suçsuz hissettiği ortamlara kendini atarak evden uzaklaşır.
Ne Yapmalıyım?
• ‘’Bu senin hatan benim değil’’ demek sorumluluğu olduğu gibi karşı tarafa itmektir. Bunun yerine;
• Bu bir sorun ve ikimize de ait. Ben benimle ilgili olan kısmı üzerine düşünüp değerlendireceğim kendimi olumsuz anlamda eleştirerek hatalarımı düzelteceğim. Lütfen sen de aynı şeyi dene. Sonra yeniden değerlendirelim.
Duvar örme; tehlikesiz gibi görünsede çiftleri en çok koparan bağlardan biri de duvar örmektir. Eşlerden biri endişesini dile getirdiği zaman, diğer eş bunu tamamen yok sayıyor ya da konuyu başka tarafa çeviriyorsa, bu eşin diğer eşe duygusal ve fiziksel anlamda bir duvar örmesi durumudur. Duygu ve düşüncelerini dile getiren eşe karşı ‘’sen yoksun,değersizsin’’ mesajı veren bir durumdur.
Ne Yapmalıyım?
• ’’Beni görmezden geliyor, yok sayıyorsun artık beni sevmiyorsun’’ yerine
• ‘’Beni sevdiğini ve değer verdiğini biliyorum sadece dile getirmiyor ve ifade etmiyorsun. Ben senin eşinim senin için önemli ve değerli olmalıyım.’’
Mahşerin dört atlısı şeklinde tabir edilen ilişkiyi sona getiren bu dört maddeyi dikkatlice analiz etmek ve bu gibi durumlardan kaçınmak gerekir. Çiftler mutlu ve uzun süreli beraberlikler için aşağılama, duvar örme, sürekli kendini savunma ve eleştirme gibi olumsuz durumlardan kaçınmalı. Tartışma sürecini en sağlıklı şekilde yönetmek için gerekli ben dili ifadeleri kullanmalıdır. Bu konuda anlaşma sağlayamayan çiftler ise boşanmakta acele etmeden mutlaka bir uzmandan aile terapisi ile destek sağlamalıdırlar.
Paylaş