Paylaş
Süreç sona erip istatistiklere bakıldığında evlilikler mi, boşanmalar mı artacak bilinmez ancak aile hukuku bağlamında bir kısım sorunun cevaplanması gereği doğmuştur.
Salgın döneminde boşanma davaları açılabilir mi?
Her ne kadar halk arasında davaların durduğuna ilişkin söylentiler dolaşmaktaysa da tüm bu süreçte anlaşmalı veya çekişmeli boşanma davalarının açılmasına engel bir durum söz konusu değildir. Davanın açılamayacağına ilişkin söylentilerin, HSK Genel Kurulu’nun aldığı kararla adli yargı ilk derece mahkemelerindeki duruşmaların 15 Haziran’a kadar ertelendiğine ilişkin açıklamadan kaynaklandığını düşünmek olasıdır. Anlaşılması gereken ise, bu süreçte dava açılmasına bir engel olmadığı, ancak açılan davalarda duruşmaların 15 Haziran’a kadar görülemeyeceğidir. Örneğin; kısa sürede tarafların boşanma iradelerini ortaya koydukları ve bu iradeyi duruşmada beyan ederek anlaşmalı olarak boşandığı davalarda, 15 Haziran’a kadar karar tesisi mümkün olmamakta tarafların bu süreye kadar dava açmalarında ise bir engel bulunmamaktadır.
COVID-19 sürecinde devam eden boşanma davalarında tedbir talep edilebilir mi?
"Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır." şeklinde kanunda karşılığını bulan hüküm gereğince, koronavirüs sürecinde de taraflar tedbir talebinde bulunabilir.
Bu süreçte mal rejimine ilişkin talepler hakkında mahkemelerce karar verilebilir.
Müşterek çocuklara ilişkin şahsi ilişki düzenlemesi kararı verilir mi?
COVID-19 sürecinde şahsi ilişki düzenlemesi yapılmasına engel bir durumu mevcut olmayıp bu düzenleme yapılırken kurulması talep edilen şahsi ilişkinin çocuğun yararına olup olmadığına bakılmaktadır. Okulların kapatıldığı bugünlerde velayet kendisinde olmayan tarafın çocuğuyla kuracağı şahsi ilişki düzenlemelerinin önem arz ettiği, çocuğun üstün yararını gözeten şahsi ilişki düzenlemelerinin mahkemelerden talep edilebileceği bilinmelidir. Uygulamada, görüntülü görüşme yapılması taleplerinin mahkemelerce kabul edildiğini söylemek gerekir.
Bu hususta duran icra takipleri nedeniyle, kişisel ilişkinin memur vasıtasıyla gerçekleşemeyeceği ise bir gerçekliktir.
Nafaka alacakları icra takibine konu edilebilir mi?
15.06.2020 tarihine kadar, nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere, yurt genelinde yürütülmekte olan tüm icra ve iflas takipleri ile bu takiplere ilişkin sürelerin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve takip işlemlerinin yapılmamasına, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine karar verilmiş olup nafaka alacaklarından kaynaklanan takip ve takip işlemler ise Kararname’nin istisnası kapsamındadır. Bu alacaklar için takip ve takip işlemleri yapılabilir.
Paylaş