Paylaş
Kanuna göre fesih yapmadan önce mutlaka devamsızlık tutanakları düzenlenmeli ve noterden işçinin adresine bir yazı gönderilmek suretiyle savunması talep edilmeli ve haklı bir nedeni olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşçinin savunmasını istemek üzere noterden gönderilen ihtarnamenin işçiye tebliğ edilip edilmediğinin takip edilmesi önem arz etmekte olup ağır yükümlülük ihlalleri nedeni ile işverenin iş sözleşmesine devam etmesinin beklenemeyeceği hallerde işçiye davranışından dolayı ihtar verilmesine ise gerek olmayacaktır.
İş sözleşmesinin bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshedilebilmesi için işçinin gelmeme nedeninin işverence araştırılması ve haklı bir nedenin olmadığının anlaşılması gerekmektedir. Salt işçinin işe gelmemiş olması nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilmiş olması halinde sonradan işçinin haklı bir nedeninin bulunduğunun anlaşılması durumunda tazminat ödenme zorunluluğu doğabilecektir.
İşe gelmemenin hangi hallerde haklı sayılacağı ve devamsızlık hükmüne dayanılarak fesihte bulunulamayacağı belirli bir kurala bağlanamayacak olup her olayda somut durumun özelliğine göre sonuca varmak gerekir. İşe gelmemenin haklı sayılabilmesine örnek olarak, işçinin akraba veya yakınlarından birinin ölümü, seçime katılması, hastalanması, doğum yapması gibi nedenler sayılabilir.
Hangi nedenle devamsızlık yaptığı bilinmese dahi, işçinin devamsızlık yaptığı tarihten itibaren mutlaka her gün ayrı ayrı devamsızlık tutanağı düzenlenmelidir. Devamsızlığa dayalı fesihlerde ispat yükü işverene ait olup işyerinin tutanak, tanık ve işyeri kayıtlarıyla devamsızlığı mahkemeye ispatlaması hukuk uygulamasında aranmaktadır. Yargıtay nezdinde, işverenin tutanak, tanık ve işyeri kayıtlarıyla kanıtladığı devamsızlık durumu karşısında sadece işçi tanıklarının beyanlarına dayanılarak devamsızlığın yok sayılamayacağına karar verilmiştir.
Paylaş