Paylaş
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun m.161 f. I hükmünde zinadan neyin anlaşılması gerektiği muğlak olup erkeğin eşcinsel ilişkide bulunması nedeniyle zinaya dayalı boşanma davası açılıp açılamayacağı tartışma yaratmakta hatta boşanma sebeplerinden haysiyetsiz hayat sürme olarak nitelendiği Yargıtay uygulamasında görülmekte idi.
Y.2. Hukuk Dairesi 2016/6730E. 2017/565 K. kararına göre ise zina, eşi dışında karşı ya da aynı cinsten başka birisi ile istenilerek gerçekleştirilen cinsel ilişki olarak değerlendirilerek doldurulmuş ve İzmir 16. Aile Mahkemesi'nce erkek erkeğe gerçekleşen cinsel ilişki zina sayılarak örnek içtihada konu olan boşanma davasında tarafların zina boşanma sebebiyle boşanmalarına karar verilmiştir.
Belirtmek gerekir ki; aldatmanın her çeşidi zina kapsamında değerlendirilememekte örneğin eşlerin başkasıyla öpüşmesi, sarılması veya dokunması vb. haller Medeni Kanun’a göre zina olarak kabul edilmemektedir. Bu gibi hallerde haysiyetsiz yaşam sürme ya da evlilik birliğinin sarsılması gerekçesiyle boşanma davası açılabilir.
Zina eyleminden ötürü dava hakkı bulunan eş zina eylemini öğrenmesinden itibaren altı ay içerisinde boşanma davası açmalı ve bu iddiasını dile getirmelidir. Zina eylemi üzerinden beş yıl geçmesiyle ise zinaya bağlı olarak dava hakkı düşmektedir.
Zina eyleminin mutlak ve kusura dayalı bir boşanma nedeni olmasından ötürü aldatılan eş maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilecektir.
Paylaş