Paylaş
Günümüzde, teknoloji çağından bilgi çağına geçilmesiyle birlikte çocuk/insan gelişimi için ideal eğitim/okul sisteminin nasıl olması gerektiği konusu da merkeze oturmuştur. Çoğumuz ebeveyn olarak okullarda uygulanan klasik eğitim sistemi ve bilgi çağı çocuklarının gelişimsel özellikleri arasındaki tutarsızlığı zaten kolayca fark ederiz.
Ne kadar şanslıyız ki eğitimciler, psikologlar, araştırmacılar da 21. YY’ın çocuk yetiştirme değerleri ve buna uyumlu eğitim yaklaşımları konusunda bize fikir verecek şekilde çalışmalar yürütmekte. Yirmi birinci yüzyıl temelde bilgiye bir tıkla ulaşılabilen, pek çok işi çevrimiçi şekilde yerimizden bile kalkmadan yürütebildiğimiz ve tahminlere göre 20 yılı bile bulmadan robotların bizim yaptığımız çoğu işi yapabileceği, mesleklerin anlamını yitireceği bir dönem. Öyleyse bu değişimlere uyumlu yeni eğitim yaklaşımları geliştirmemiz gerektiği kesin.
Çoğumuzun bildiği popüler örnek Finlandiya eğitim sistemi, aslında bize bilgi çağının ideal eğitim yaklaşımı hakkında net fikirler veriyor.
Hem araştırmalara hem de Finlandiya örneği gibi uygulamalara baktığımızda 21. YY eğitim sistemlerindeki en temel değişim, çocuk gelişiminin “uzmanlık becerileri” (hard skills) üzerinden değil “ince beceriler” (soft skills) üzerinden kurgulanmasıdır. Peki bu beceriler tam olarak ne anlama geliyor?
Uzmanlık becerileri temelde tanımlaması, test etmesi, zaman içerisinde gelişimini takip etmesi kolay olan ölçümlenebilir beceriler anlamına gelir. Örneğin, klasik eğitimin hedeflediği okuma-yazma, matematik gibi beceriler ve tarih, coğrafya, fen bilgisi gibi alanlarda edinilmiş notlarla ölçümlenen bilgiler uzmanlık becerileri tanımına girer.
Gelişim ve eğitim alanında çalışan uzmanlardan Profesör Golinkoff ve Hirsh-Pasek, bunlar dışında kalan tüm becerileri ise “ince beceriler” olarak tanımlamış. “İnce beceriler” işbirliği kapasitesi, duygu düzenleme becerisi, mental esneklik, odaklanma gibi anlamlara gelir ve aslında bu beceriler “uzmanlık becerilerinin” kazanılmasının da temelidir. “İnce beceriler” hepimizin daha kolay anlayabileceği ifadeleriyle şu alt başlıkları da kapsar: İletişim becerileri, uyum kapasitesi, özerklik, empati, yaratıcılık, esneklik, öz-kontrol, kişisel motivasyon, sosyal beceriler, takım çalışması, sorumluluk duygusu, liderlik, dürüstlük, organizasyon becerileri, hedef odaklılık, ikna becerisi, öğrenmeyi bilme becerisi vb.
Çocuklarda “ince becerilerin” gelişimini gözlemlemek elbette ki “uzmanlık becerileri”ne göre daha zordur. Yine de sosyal bilimler, özellikle psikoloji alanı, bugüne kadar çocuklarda “ince becerilerin” gelişimi ve ölçümlenmesi konusunda büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Alandaki çalışmalara göre yeni eğitim sistemlerinde “ince becerilerin” teşvik edilmesi hem mümkündür hem de bir gerekliliktir. Çünkü çalışmalar, çocukların okuldaki akademik başarısından hayattaki başarı ve mutluluğuna kadar tüm gelişim kriterlerinde en etkili faktörün “uzmanlık becerileri” değil, “ince beceriler” olduğunu ısrarlı ve tutarlı bir şekilde göstermektedir.
Bir sonraki makalede, bilgi çağında çocuk yetiştirmenin temel hedeflerinden “iletişim becerisinin” okullarda nasıl teşvik edilebileceğinden bahsedeceğiz.
Sevgiler,
Paylaş