Paylaş
İnsanların diğerine tolerans eşiği sıfırın oldukça altında. Sadece diğer insanlara değil yaşayan aynı sokakları, aynı dünyayı paylaşan diğer canlılara da tahammül yok. Kısacası dünya bir tarafı ile oldukça karanlık bir yer. Öbür taraftan ise dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan insanlar var. Her insanın aslında doğasında olan iyi ve kötü taraf yaşadığımız tüm çevremizde de çatışma halinde. Peki, bir insan yavrusu hangi dünyaya doğar? İçindeki iyi ve kötü yanları ne ortaya çıkarır? Hangi tarafın baskın olacağını ne belirler?
Ana rahmi sıcak ve korunaklı bir yuvadır. Ancak bu yuva dış etkenlerden tamamen izole bir yer değildir. Annenin hissettiği olumlu ya da olumsuz tüm duygular bebeği direkt olarak etkilemektedir. Eğer anne bu dönemde fiziksel ve ya psikolojik şiddet görürse bu bebeğin tüm hücrelerine kodlanacaktır. Bu daha anne karnında bebeğin sevilmediğini ve dışarısının kötü bir yer olduğunu hissedecektir. Tersi durumda yani genel olarak mutlu, huzurlu, güven ve sevgi dolu bir hamilelik sürecinde bebek de aynı güzel duygularla dolacak ve hayata dair ilk tecrübesi olumlu olacaktır. Hayat aslında anne karnında başlar. Başlangıçlar oldukça önemlidir. Anne adaylarının ve çevresinin bu yüzden hassasiyetle davranmasını ve anne adayını olumsuz, kaygı ve stres uyandırıcı tüm uyaranlardan mümkün olduğunca uzak tutmasını tavsiye ediyorum. POZİTİF CÜMLELER LÜTFEN, BEBEĞİM DİNLİYOR!
Anne ile bebek çok farklı, çok özel bir bağ kurmaya başlar. Bebek için anne onun bir parçasıdır. Onlar bir bütündür. Anneden ayrışma süreci daha sonra yavaş yavaş gelişecektir. Yaşamın ilk aylarında bu bütünlük bebeğin kendini güvende hissetmesi için gereklidir. Çünkü bebek yaşamak için bakıma muhtaç bir canlıdır ve annenin onun için daima orada olacağını hissetmeye ihtiyacı vardır. Peki, bebek anne ile bu bağı kuramazsa ne olur? Öncelikle bu bağı kurmak için var gücü ile çabalar. Bir sonuç alamazsa bırakır. Sevilmediği, istenmediği, ihtiyaçlarının önemsenmediği yani önemli olmadığı sonucuna varır. Yani doğduğu dünya onu kabul etmiyordur istemiyordur. Bebeğin ilk zamanlarda tüm dünyası annedir. Annenin davranışları bebeğin algısını belirler.
Çocukluk çağı ise artık içindeki iyi ve kötünün şekillendiği ve yaşadığı çevreyi ayna gibi yansıttığı bir dönemdir. Yetişkinlerin davranışlarını taklit eder. Onların problem çözme yollarını benimser. Eğer anne baba problemleri bağırıp çağırarak şiddet yolu ile çözüyorsa, her şeyi eleştiriyorsa, kendisi dışındaki davranışları kabaysa, canlılara zarar verebiliyorsa çocuk da bunları normalleştirecek ve bu yönde davranacaktır. En büyük tehlikede kabul edilmemesi gereken her türlü şiddetin normalleştirilmesidir. Büyükler şiddeti normal kabul ettiğinde hatta işine geldiğinde onayladığında çocuk karşılaştığı sorunlarla baş etme yolu olarak çok büyük olasıkla şiddeti öğrenecektir. Şiddet, bireyin öz güvenini ancak kendinden daha güçsüzleri ezerek beslediğinin göstergesidir ve arkasında çok büyük bir korkuyu maskelemektedir.
Bir can dünyaya getirmeye karar vermek çok büyük sorumluluktur. Aynı zamanda kendinizle yüzleşmeniz içinde çok önemli bir fırsattır. Kendi iletişim becerilerinizi, ilişki kurma şekillerinizi ve kriz yönetme becerilerinizi gözden geçirip yeni bir farkındalık kazanarak yeniden doğmak için eşsiz bir şans olabilir. Çünkü çocuğunuz için ilk hayat deneyimleri siz olacaksınız. Sizin ona kurduğunuz dünyaya doğacak. Evet, dışarıda kontrol edilemeyecek milyon tane şey olabilir. Bir sürü kötülük her gün yaşanıyor olabilir. Ancak siz rotanızı, bakışınızı hep iyiye ve güzeli çevirip pusulanızı vicdan, saygı, merhamet yaparsınız ulaşacağınız sonuç siz ve çevrenizdekiler için güzel bir dünya olacaktır. Ve ne kadar çok insan bu rotada olursa o kadar etki alanı genişleyecektir. Şimdi söyleyin sizin bebeğiniz hangi dünyaya doğacak?
Paylaş