Paylaş
Bir ay önce özel bir hastanede yaşanan bebeklerin karışması ve ardından annenin ölümü ile sonuçlanan üzücü olay tüm ülkede yankı buldu. Olayda kimlerin suçu ya da ihmali olduğuna yargı, araştırmasının sonunda karar verecektir. Ben bir doğum terapisti ve bir psikolog olarak işin insani ve iletişim boyutunu değerlendirmek isterim.
Yaşanan olayın hem aile, hem doktor hem de hastanede çalışan diğer sağlık personeli için travmatik bir yaşantı olduğu tartışılmaz. Tabii ki bir de kimsenin pek konuşmadığı belki de hiçbir şeyin farkında olmadığı sanılan bir bebek var. Sağlık sistemi ve doktora karşı güven kaybının getirdiği sorgulamalar ve bir vur abalıya durumu var.
Hamilelik ve doğum söz konusu olduğunda belki bu güven duygusu bir kat daha önemli oluyor. Doğum, bir bakıma tam bir teslimiyet halidir. Anne kendini bedeninin akışına, bebeğine teslim ederken, doğuma eşlik eden, kendisine bakım veren insanlara güvenme ihtiyacı duyar. Güvenmez ise kendini bırakamaz. Doktor için de karşısındaki gebeye güvenmek ve gerektiğinde yapacağı her müdahaleden kuşku duyulmayacağını bilmek önemlidir.
Doktorlar tarafıdan bakıldığında şu çok nettir ki omuzlarındaki sorumluluk çok büyüktür. Bir otorite figürünü temsil ediyorlar. Üstelik hayatta hiç bir şeyin garantisi olmadığı gibi doğumda da bir garantiden söz edilmesi mümkün değil. Riskler her zaman vardır. Önemli olan riskin ne kadar büyük olduğu ve kar zarar hesabının iyi yapılmasıdır. Örneğin sezaryen bir ameliyattır ve her ameliyat kadar risk vardır ancak anne ve bebeğin hayatını kurtaracaksa bu risk rahatlıkla göz ardı edilebilir gibi.
Güven ilişkisi kurulması için doğru iletişim kurmak, empati yapabilmek ve doğru bilgi paylaşımı esastır. Hamile-doktor ilişkisinde; hamile doğuma dair isteklerini beklentilerini yalın ve net bir dille doktora anlatmalı ve bu isteklerin tıbbi açıdan bir sorun çıkmadıkça ve doğumun gidişatı içinde mümkün olduğunca karşılabileceğine kabul etmelidir. Doktor da karşı tarafın isteklerine saygı duyduğunu ifade etmeli ve doğumda bir müdahale yapması gerektiğinde bunu yapmadan önce kendisine anlatmalıdır. Hamilelik ve doğum sürecinde riskli bir durum olduğunda bunu anneye mümkün olduğunca korkutmadan, germeden, kafasını karıştırmadan sade, yalın bir dille anlatması anne ile arasındaki ilişkiyi güçlendirecektir. Anne adayının zaten hormonlarındaki ve bedenindeki değişim nedeni ile hassas bir durumda olduğu unutulmamalıdır.
Annenin gerilmesi ve korkması da bebeği etkileyecektir. Bebekler anne karnında iken annenin hissettiği her şeyi hissederler. Bu belki bizim şu anda bilinç düzeyinde tanımladığımız şekilde bir his olmasada bir rahatsızlık veya tam tersi olarak hissederler. Doğum anında yaşadıkları her şeyi algılar ve beden hafızalarına kaydederler. Bu yüzden de hamilelikte ve doğumda kullanılan dil, seçilen sözcükler ve tonlama çok önemlidir. Bu alanda çalışan ve doğumlara şahit olan hepimizin bu konuya hassasiyet göstermesi gerekmektedir. İletişimin bir diğer boyutunda ise özellikle doğumda, her ne olursa olsun doğuma eşlik eden herkesin annenin yanında sakinliğini ve sükunetini koruması, pozitif, güler yüzlü ve destekliyici davranması anne ve bebeğin sağlığı için çok önemlidir. Anne kadar bebeğe de tüm hamilelik, doğum ve doğum sonrasında saygı ve nezaketle davranılmalıdır. Bebeğin de bir birey olduğu unutulmamalıdır. Maalesef medikalize ve otomatize olmuş bu günkü sistemde bu nokta göz ardı edilmektedir. İşiniz insan ile ilgilenmek ise eğer sadece otomatik üretim bandı mantığında iş yapmamalısınız.
Geçen ay yaşanan trajik olayın detaylarını bilmiyorum. İşin tıbbi boyutu da doktor olmadığım için beni aşıyor. Ailenin yaşanan kaybın ardından yas süreci yaşıyor olması ve bir suçlu araması oldukça anlaşılır. Suç kısmında yargı zaten gereken kararı verecektir. Hastane, sağlık ekibi ve doktorun da üzüntü ve acı yaşıyor olmaları ve suçlamalar karşısında kendilerini koruma refleksi göstermeleri normaldir. Bebeklerin karışması noktasında biraz sistemin çabuk ve otomatik iş halletme dayatmasının sonucu olduğunu düşünüyorum. İnsani evet ancak anne-bebek bağlanması açısından pek çok etkisi olabilecek bir hata.
Bu olay ile beraber hepimizin doğuma ve karşımızdakine olan bakışımızı bir daha düşünmemiz gerekiyor. Sağlıklı ve etkili iletişim kurarak, karşılıklı daha fazla güven vererek ve saygılı davranarak belki olacak bir şeyin önüne geçemeyiz ancak işbirliği yaparak riskleri en aza indirebilir, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunda daha duyarlı olabilir ve daha iyi anlaşabiliriz.
Bu herkesin mutluluğuna yarayacaktır.
Paylaş