Paylaş
Yüzyıllardır kadın ve erkeğin düşünce yapısı arasındaki fark, anlaşmazlıkları doğurmuştur. Beyni kullanma şekli ve bunun getirisi olarak sözcüklerin kullanımı iki taraf içinde taban tabana zıttır. Bu zıtlık eğer birbirleriyle gerçek iletişim kuruyorlarsa (açık, dürüst, maskesiz, empatik, imasız, net) tamamlayıcı güzel bir ilişkiyi doğurur. Ama birbirlerinin farklı düşünme yapılarını gözetmezlerse yanlış anlamalar kaçınılmazdır.
Erkek ne düşünüyorsa onu söyler
Erkekler net ve tek mesajlı cümleler kurar. Algıları sebep sonuç ilişkisine dayalıdır. Erkek ne düşünüyorsa onu söyler. Eşinin kilo aldığını gören erkek bunu aynı şekilde ifade eder “Kilo almışsın”. Söylemek istediği budur ve bir şey ima etmemiştir. Bu cümleyi duyan kadın ise aynı milisaniye de ‘Beni artık beğenmiyor’, ‘Çekici bulmuyor’, ‘Demek ki güzel değilim artık onun gözünde’, ‘Yoksa başka bir kadın mı var’ şeklinde düşünceleri geçirir. Bir saat sonrasında ise bu geçen düşüncelerin hepsini gerçekten duymuş gibi hissederek oldukça alıngan ve kırılgan durumda bir kadın haline gelir. Bunun sebebi kadınların genelde bir cümleyle birçok söylenmemiş cümleyi ima edebilmesi ve karşısındakinin de aynı yöntemi kullandığını varsaymasıdır.
Bir kadın, başka bir kadının cümlelerinin şifrelerini çözebilir
Genelde her kadın söylediği cümlenin içinde en az dört tane daha söylenmemiş cümle barındırır. Bir kadın, başka bir kadının cümlelerinin şifrelerini çözebilir ve verilmek istenen dört ayrı cümleyi yakalayabilir. Hatta cümleyi kuran kadının bile fark etmediği beşinci ve altıncı cümleyi bile bulabilir. Bazen kadınlar da, birbirlerine kullandıkları cümlelerin içinde ima etmedikleri ama diğer tarafın hayal gücünün alıngalık boyutlarında alt metinler için birbirleri ile küserler ve bu yanlış anlaşılmalar parodisi doğurur.
Kadınlarda özellikle daha çok ilgiye ihtiyaç duyduğu zamanlarda “Beni seviyorsa ve düşünüyorsa ben söylemeden beni anlamalı” düşüncesi hâkimdir. Örneğin ilgi isteyen bir kadın eşine telefon açar ve “Bugün keyfim yok” diyebilir. Erkek de ‘’Bugün eşimin keyfi yok bu yüzden uzak durmalıyım’’ diye düşünür ve bir süredir görüşemediği erkek arkadaşlarıyla vakit geçirmeye karar verir. Aslında eşine anlayışlı davrandığını düşünerek hareket eder.
Oysa kadın bu cümleyle;
Bir noktadan sonra ilişki terapisi kaçınılmazdır
Bu “çok anlamlı” cümlenin içeriğini anlayamayan erkek eve gittiğinde eşinden büyük bir tepki alacaktır. Onu, ‘İhtiyacı olduğu halde evde yalnız bırakan, düşüncesiz bir kocası’ vardır. Kendisi evde ağlarken, kocası arkadaşlarıyla dışarı çıkmıştır. Erkek bu durumu ne kadar düzeltmeye çalışırsa çalışsın, eşinin zihninde ‘düşüncesiz’ olarak kodlanmıştır. Bir süre sonra kadın anlaşılamamaktan ve değer görememekten şikâyet eder. Bunu anlatabilmek içinse, erkek tarafından “dırdır” olarak nitelendirilen, son derece uzun ve derin tiratlara girer. Birçok kere tekrarlanan bu cümleler sonucu, erkekler kendilerini özet dinlemeye alıştırırlar. Yani konuyu tanırlar, özetini bilirler, kadın sorsa son cümleyi de tekrar edebilecek durumdadırlar. Oysaki konunun duygusal içeriği, artık erkek için boştur. Kadınsa bir umut bu sefer anlaşıldığını umarak, konuyu daha detaylı anlatmaya çalışır. Sonuçsuz bir girişimdir çünkü, aslında iki taraf da sağlıklı iletişim boyutunu farklı zamanlarda koparmıştır. Bir noktadan sonra ilişki terapisi kaçınılmazdır.
Karşılıklı empati
Bilgisayar kullanırken aynı anda birçok işlem yapmak isterseniz, bilgisayarınız kilitlenir. Erkek mantığı da düz ve nettir. İstediğinizi net ve tek mesajlı cümleler şeklinde ifade ederseniz, her zaman olumlu sonuç alabilirsiniz. Olumlu olması her zaman istediğinizin olması anlamına da gelmez. Burada kastedilen olumlu sonuç mesajınızı doğru iletebilmeniz ve karşılıklı empati yaparak birbirinizi anlayabilmenizdir.
Psikolog, Etki Terapisti, Yaşam Koçu Şeyda Boybeyi
Paylaş