Paylaş
İlişkilere başlayana kadar emek verip, sonra onların önemini unutmamız en büyük yanılgılarımızdan biri... Eşimizi ya da sevgilimizi hep bizler için “cepte” olan kişiler olarak düşünürüz. Arabamızın bakımını yaptırmadığımızda sorunlar yaşamaya başlarız, ilişkilerimize de gereken bakımı yapmadığımızda problemler hayatımızda kendini göstermeye başlar. Sonra da panikle “partnerimizi ilgiye boğmaya” çalışırız.
Hepimiz korkuyla, endişeyle beslenen davranışlarımızın istediğimiz sonuçları doğurmadığını deneyimlemişizdir. Peki, ilişkinize doğru bakımı nasıl yapabilirsiniz? İşte, partnerinizin ilgisini üzerinizde tutmanın yolları…
Doğru soru sizi cevaba, yanlış soru ise daha fazla sorun yaşamaya götürür. Partnerinizi seviyorsunuz ilişkiniz sizin için önemli ve bunun devamlılığını istiyorsunuz. “Onu nasıl kaybetmem?” , “Benden sıkılmaması için neler yapmalıyım?” gibi soruları sormayı bırakın; “İlişkimize nasıl bakım yapabilirim?” , “Bu hafta sonu ne yaparsak bize iyi gelir?” gibi soruları sormaya başlayın. Doğru soruyu sormaya başladığınızda, “Şile’de bir hafta sonu kaçamağı, çift masajı, sizin için en anlamlı mekanda akşam yemeği planı” gibi ilişkinize iyi gelecek öneriler aklınıza gelmeye başlayacak. Sevgiyle beslenen planınız ilişkinize bakım yapacak ve birbirinize duyduğunuz sevgiyi hatırlamanız için size ortam sağlayacaktır.
Sürekli partnerimiz “Romantik olsun”, “Sürpriz yapsın”, “Sevgisini göstersin” istiyoruz. Bunları göremediğimizde bazen çocuklaşıp trip atmaya, küsüp araya soğukluk koymaya başlıyoruz. Yapmak istediğimiz, küçük çocukların ilgi çekmek için nazlanmalarına benzese de fark etmek zorundayız ki biz küçük çocuklar değiliz!
İlişkiler iki taraflı yaşanır. Yani karşınızdakinin size vereceği ilgi ve sevgi kadar, sizin de ona vereceğiniz ilgi, sevgi, anlayış, saygı ilişkinizin yürümesi için yapı taşıdır. “Önce o sevgisini göstersin, ben de ona ilgi göstermeye başlarım” cümlesini bir kenara bırakın artık. İlişkiler böyle yürümüyor. Siz ona ilginizi gösterin, sevginizi korkusuzca yaşayın, o da size sevgisini yansıtacaktır.
İlişkinizi kendinize güveninizin gelmesi için aracı olarak görmeyi bırakın. “İki yarım bir tam yapar” sözü bağımlılık içeren ilişkiler için geçerlidir ve yarımlardan bir tanesi kendini iyileştirdiğinde tek başına yoluna devam etmeyi seçer çünkü artık karşı tarafa ihtiyacı kalmamıştır.
Kim olduğunuzu, hangi özelliklere sahip olduğunuzu, ilişkiniz dışındaki kendinizi, “siz”i hatırlayın. Kendinizle baş başa kalın, yalnız içtiğiniz kahvenizin tadını çıkarın ve ne kadar mükemmel olduğunuzu kendinize söyleyin. Siz kendinize güvenip, kendinizi sevdikçe ve ışıltınızı yansıtmaya başladıkça partneriniz de sizde sevdiği özelliklerinizi hatırlayacaktır.
“Partnerinizin ilgisinin bir gün biteceğinden” korkmak yerine, ilişkinizin güzelliklerine odaklanın. Hep negatifi görüp bir şeyleri düzeltme çabası içinde olmak, beyninizin ileride yaşanabilecek durumlara karşı sizi koruma alışkanlığıdır. Sürekli negatifi düşünmeyi bırakın, hayatınızda ve ilişkinizde sahip olduğunuz güzelliklere odaklanın, şükretmeyi unutmayın.
Varsayımlar, çıkarsamalar ve “Bence ….. düşünüyor” diye kurulan cümleler, ilişkilerin dibinde biten yaban otları gibidir. Temizlenmedikleri takdirde bir süre sonra ilişkinin beslenmesine engel olmaya başlar ve hatta ilişkinin açan çiçeklerini görmenize bile engel olur. Uzun yıllar birlikte olan mutlu çiftlerin benzer özellikleri incelendiğinde en göze çarpan özelliklerden birisidir “açık iletişim”. Partnerinizin nelerden hoşlandığını ya da hoşlanmadığını ondan öğrenin. Siz her gün onun için yemekler hazırlayıp onu mutlu etmeye çalışıyorken, onun sizin mutfakta harcadığınız saatler yerine onunla beraber oturup film keyfi yapmanızı tercih ettiğini öğrenirseniz belki siz de birbirinize zaman ayırmayı seçebilirsiniz, ne dersiniz?
“Meditasyon mu, sevgilimin bana ilgi göstermesini nasıl sağlar ki?”
Ego konuşmaları geçmiş ve gelecekte yaşar. Yani, ilişkiniz ile ilgili komplo teorileri üretirken de, geçmişteki kötü olayları hatırlayıp bugün içiniz sıkılırken de yaptığınız bir kurguyu oynatmaktır. Bu kurgu “korku” ile beslenir ve uzun süre tekrarlandığında ise kendi kendini gerçek hayatta var etmeye başlar.
Anda kaldığınızda ise sonsuz seçeneği ve muhteşem bir sevgiyi hissetmeye başlarsınız. Bu anları sıklaştırdığınızda da, mutlu olmayı yarına veya koşula bırakmadan her saniye hissetmeye başlarsınız. Peki, mutlu bir kadından daha seksi, daha sevgi dolu ve daha çekici birisi var mıdır? Aslında tek yapmanız gereken kendi önünüzden çekilmek; ilişkinize, partnerinize ve tabii ki kendinize sevgi vermek!
Her sabah sadece 10 dakikanızı sevgiyi, sonsuzluğu hissetmeye, uzun derin nefesler alıp vermeye adayın ve partnerinizin aşık olduğu neşeli, çekici, mutlu kadın olun!
[fotogaleri=396]
Paylaş