Paylaş
Yeni yıl kapımızda. Bir gün sonra merhaba 2015. Yeni yılda özellikle çocuklara hediye aldığımızda Noel Baba’nın ya da yeni yılın getirdiğini söyleyerek veririz hediyelerimizi. Onlar mutlu olur, biz yeni yılda hayallerimizin gerçek olmasını umarız. Ama biliyor musunuz yeni yıl asıl biz yetişkinlere hediye getirir ve birçoğumuz hiç farkında bile olmayız.
Her yeni yıl, geri kalan ömrümüzün ilk günüyle çalar kapımızı. Yeni bir hayat, yeni umutlar, gerçekleştirilmeyi bekleyen yeni hayallerle gelir her yeni yıl. Çünkü yeni bir yıla ulaşmak, her gün sağlıkla yepyeni bir güne uyanmak en büyük hediyedir. Şu an yaşam savaşı veren, şu an hayattan kopan, yaşam savaşını kaybeden onlarca, binlerce insan varken, siz gözünüzü sağlıkla açabilmişseniz yepyeni bir hayata merhaba demişseniz bu kadar büyük bir hediyenin yanında geri kalan her şey çok boş, çok anlamsız olmalı. Mutluluk sahip olduklarınız değildir çünkü.
Herkimer Citizen dergisi mutluluğu hayvanlar dünyasından örneklerle farklı bir bakış açısıyla yorumlamış:
"Bilindiği üzere, şimdiye kadar hiçbir kuş komşusundan daha çok sayıda yuva yapmaya çalışmadı; şimdiye kadar hiç bir tilki saklanacak tek bir deliği olduğu için üzülmedi; şimdiye kadar hiç bir sincap bir yerine iki kış yetecek kadar ceviz toplayıp saklamadığı için endişeden ölmedi ve hiç bir köpek yaşlılık yılları için birikmiş kemiği olmadığı gerçeği üzerine uykusuz geceler geçirmedi..."
Mutluluğu hayvanlardan öğrenmek zorunda kalacağız artık. Çünkü biz mutlu olmayı unuttuk. Ne kadar çok nedenimiz olduğunu unuttuk. Sahip olduklarımız için şükretmeyi unuttuk. Kendimizi dinlemeyi, dostlarımızı dinlemeyi, evreni dinlemeyi unuttuk.
Gerçekten de düşünün bakalım, hayatı kendine zehir eden kaç hayvan gördünüz? Elbette çalışacağız, amaçlarımıza ulaşmak için uğraşacağız, yorulacağız, üzüleceğiz ama bunları yaparken ailemize, sağlığımıza, dostlarımıza ve kendimize özen göstereceğiz. En çok da mutlu olacağız.
D.J.Matu der ki;
'Ne zaman yaşamını anlamsız, yüzeysel ve sıkıcı bulmaya başlarsan, şu dünya üzerinde kaç günün olduğunu düşün. Davranışlarına yeniden biçim ver.''
Kaç günümüz olduğunu bilmemiz mümkün değil. Ama kaç gün mutlu olmak istediğimize karar verebiliriz. Nasıl mı?
-Değiştiremeyeceğimiz olaylar için üzülmeyerek.
-Her günün, her anın bir armağan olduğunu bilerek.
Eğer siz de kendinize mutsuzluklar yaratıyorsanız, bilin ki kalan ömrünüz boyunca da mutlu olamayacaksınız. Çevremizde çok görürüz böyle insanları: Onları hemen tanırsınız, sürekli şikayet ederler, sürekli mutsuzdurlar. Onlara göre etrafta sürekli eleştirilecek bir şeyler vardır.
Ve ne acıdır ki onlar hayatın bir yük olduğuna inanırlar. Oysa hayat bu değildir, tıpkı Ataol Behramoğlu’nun ‘Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var’ şiirinde dediği gibi:
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın,
Irmaklara, göğe bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey
Hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana.
Size sunulmuş bu armağana sahip çıkmazsanız, kıymet bilmez, teşekkür etmezseniz bir başka armağanı da hak etmiyorsunuz demektir. Memnuniyetsizlik başka mutsuzluklarını da getir, hayatınız gerçekten içten bir kahkaha atamadan geçebilir. Mutluluğu sadece sözlüklerde görür, filmlerde yaşanır sanırsınız.
Yeni yılda yaptığınız her şey size mutluluk olarak dönsün. Unutmayın saat gece yarısı 12.00’yi geçerken ne yapıyorsanız bütün yılı öyle geçireceğinize inanılır. Siz de yüzünüzde kocaman bir gülümseme, yüreğinizde sonsuz sınırsız sevgi ile girin yeni yıla. Yeni yılda tüm dilekleriniz gerçek, bütün dualarınız kabul olsun. Yeni yılınız, yeni hayatınız kutlu olsun.
Paylaş