Paylaş
Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ile birlikte e-hastalıklar olarak adlandırdığımız yeni nesil hastalıklar ortaya çıktı. Bu yeni nesil hastalıklardan ‘nomofobi’ yani akıllı telefonundan ve gelişmelerden mahrum kalma korkusu ve internetsiz kalma korkusu olarak adlandırılan ‘netlessfobi’ seviyelerinin endişe verici boyutlara ulaştığı görülüyor. Batı ülkelerinde intiharlara yol açan ve bizim gençlerimiz arasında da sık karşılaşılan telefondan ve internetten mahrum kalma korkusu günden güne artıyor.
Cisco Connected World Technology Report’un yaptığı araştırmalara göre her 4 Türk gencinden 3´ü akıllı telefon bağımlısı. Ayrıca yayınlanan rapora göre yeni neslin %77´si akıllı telefonlarını kontrol edemedikleri zaman kendilerini eksik ve endişeli hissettiğini ifade ediyor. Dünya´nın %90´ı sabah uyandığında akıllı telefonuna bakarken bu oranın ülkemizde %97 olması endişe verici. Bu oranlar akıllı telefon ve internet kullanımının kahvaltı etmek ya da elini yüzünü yıkamak gibi sabah rutini haline geldiğinin göstergesi.
Bilinçli ya da farkında olmadan sosyal yaşantılarını ve günlük faaliyetlerini ihmal eden, yüz yüze iletişim yerine telefonla konuşmayı ya da mesajlaşmayı tercih eden, şarjı bitene kadar telefonunu bırakmayan ve şarjı bittiğinde de paniğe kapılan ve daha da üzücüsü bu durumun farkında olmadan tüm bunları hayat tarzı olarak benimsemiş bir nesille karşı karşıyayız.
İnternet ve telefon bağımlılığın gençleri günlük hayattan ve yaşantılarından alıkoymasının dışında başka birçok olumsuz etkisi bulunuyor.
İnternet ve telefon bağımlılığına bağlı olarak ortaya çıkan fiziksel deformasyonla birlikte kollarda ve bacaklarda hareketsizliğe bununla birlikte de aşırı kilo almaya ve obeziteye sebep olabiliyor. Bu olumsuz etkilerin yanı sıra mobil cihazlara olan bağımlılıklar araç kullanırken ya da yürürken dikkat dağıtarak kazalara yol açabiliyor ve bu kazalar ölümle bile sonuçlanabiliyor.
Psikolojik açıdan ele alındığında akıllı telefon ve internet bağımlılığı bireylerde duygu ve davranış bozuklarına sebep oluyor. Karşılaşılan en ciddi problemler ise aşırı kaygı, stres ve depresyon. Mobil cihaz bağımlılığı uyku düzenini de olumsuz etkiliyor. Yapılan araştırmalar telefon bağımlısı gençlerin %63´ünün uyku problemi yaşadığını gösteriyor.
Tüm bunlara ek olarak hepimizi endişelendiren bu bağımlılık gençlerin kendilerini izole etmelerine, kişiler arası ilişkilerinin zayıflamasına, karşılıklı güvenin azalmasına ve asosyalliğe sebep olabiliyor. Sosyal zekaları düşük bir yeni nesil yetişiyor.
İnternet ve akıllı telefonları hayatlarının önemli bir parçası haline gelen yeni nesli bu bağımlılıktan kurtarmak mümkün. Mobil cihaz ve internet bağımlılığını önlemede en önemli kural ölçülü ve doğru kullanmak. Bu sebeple genç kuşağın yaşadığı bu yeni nesil bağımlılık ciddiye alınmalı ve okullarda müfredata eklenmeli. Gençler medya okur yazarlığı ve internet kullanımı hakkında bilgilendirilmeli. Bu bilgilendirme sadece gençlere yönelik değil, ailelere de yönelik olmalı ve özellikle ailelerin çocuklarıyla nasıl iletişim kurması gerektiği konusunda ciddi eğitimler verilmeli. Günümüzde belki de en önemli sorunumuz ebeveynlerin çocuklarıyla olan ilişkilerinde yaşadıkları sorunlar ve bu sorunların nasıl aşılabileceği konusundaki belirsizlikler. Üstelik çocuklarımızı bağımlı oldukları konusunda suçlamadan önce asıl bağımlı olanların biz yetişkinler olduğu unutulmamalı. Televizyon ve dizi izleme konusunda yaşadığımız bağımlılıkların ebeveynleri de içine alan bir sosyal medya bağımlılığına dönüştüğü unutulmamalı. Çocuklarımıza sınır koyalım evet ama kendimize de sınır koymayı başaramazsak ve çocuklarımızla konuşmayı yeniden öğrenemezsek, onları doğru yönlendirmemiz mümkün olamaz.
Yetişkinlerin de uygulayabileceği önlemleri gözden geçirmekte fayda var:
• Sabah uyanır uyanmaz telefona bakmak yerine yapmaktan daha fazla zevk alacağınız başka bir şey bulun.
• Gün içerisinde sizin boş vakitlerinizi doldurabilecek yararlı ve sevdiğiniz hobiler edinin.
• Yemek yerken ailece telefonunuzu diğer odada bırakma ya da sesini kısma konusunda küçük bir anlaşma yapabilirsiniz.
• Eğer yalnız kaldığınız için akıllı telefonunuza ya da internete yöneliyorsanız onun yerine yürüyüş yapmayı, bir arkadaşınızla kahve içmeyi ya da kitap okumayı tercih edebilirsiniz.
Dünyada pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de akıllı telefon ve internet bağımlılığıyla mücadele etmek için klinikler açılmış durumda.
Ayrıca bu konuyla ilgili uzman kişilerden profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. Zamanınızın çok değerli olduğunu ve hızla akıp gittiğini unutmamanız dileğiyle...
Paylaş