Paylaş
Greather Idobo Falls Bilim Fuarında bir lise öğrencisi, yöre halkını hazırladığı bir projeyi imzalamaya davet etti. Delikanlı dihydrogenmonokside adlı maddenin kullanımının tümüyle yasaklanmasını, buna olanak bulunmaması durumunda ise maddenin çok sıkı bir şekilde denetlenmesini istiyordu.
Söz konusu maddenin zararlarını, duvarlara astığı afişte açıklıyordu.
1- Yoğun kusmalara ve terlemelere neden olabilir.
2- Doğaya büyük zararlar veren asit yağmurlarının ana unsurudur.
3- Gaz biçimine dönüşmüş durumuyla, çok ciddi yanıklara neden olabilir.
4- Kazara solunması, ciğerlere dolması ölüme yol açar.
5- Erozyonun önemli nedenidir.
6- Otomobil frenlerinin etkinliğini azaltır.
7- Ölümcül kanser tümörlerinin tümünün içinde bulunduğu saptanmıştır.
Bir saat içinde tam 50 bilim fuarı meraklısı kişi, delikanlının kampanya açtığı bölümü gezdi. 43 kişi bu maddenin yasaklanması isteğini şiddetle desteklediklerini bildirdi. Altı kişi kararsız kaldı. Yalnızca bir kişi,yasaklanması istenen dihydrogenmonoksidein H2O olduğunu, yani yaşamın can damarı SU dan başka bir şey olmadığını söyledi.
Delikanlının bu projesi, 'Ne kadar kolay aldatılabiliyoruz?' konulu yarışmanın birincisi ilan edildi.
Delikanlı 'Kolayca saptırılmış ama bilimsel tümceciklerle kişilerin nasıl yanlış koşullandırılabileceklerini göstermek istedim' dedi.
Her duyduğunuz doğru değildir ve hatta genellikle yanıltıcıdır. Bildiğimiz su bile ne kadar farklı yorumlara yol açıyor...
Kimya hocası bir deney esnasında öğrencilerine ders vermek amacıyla , "Hiç gözlem yapmıyorsunuz, ezbere hareket ediyorsunuz. Yaptıklarınızın farkına varın ve ona göre hareket edin" dedikten sonra masanın üzerinde duran iğrenç kokulu sıvının içine parmağını daldırdı ve ağzına götürdü. Öğrencilerinden de aynı şeyi yapmalarını istedi. Öğrenciler, isteksiz bir şekilde ama karşı gelmemek için söyleneni yaptılar. Yapar yapmazda hepsinin yüzlerinde acı dolu bir ifade belirdi.
Bunun üzerine öğretmen öğrencilerini yeniden uyardı: "Bir daha söylüyorum: Gözlem yapmıyorsunuz. Eğer dikkatli bakmış olsaydınız ağzıma götürdüğüm parmağın sıvıya batırdığım parmak olmadığını fark ederdiniz."
'Dünyada ilk bakışta doğruluğuna çok güvendiğim şeylere ikinci kez dikkatle bakmanın gereğini anlayacak kadar çok yaşadım.' demiştir Josh Billings.
Bizde de çok güzel bir söz vardır: Gördüklerinin yarısına, duyduklarının hiçbirisine inanma...
Önyargılarınız, beklentileriniz bakış açınızı kapatmasın,doğruyu her zaman tek seferde görmek mümkün olmayabilir. Hayata, kendinize, başkalarına bir şans verin...
Hiç kimse mükemmel değil, böyle bir zorunluluk da yok. Mükemmel olanı ararken yüzünüz gülmeden bir ömrü tüketebilirsiniz. Fark etmezsiniz yıllar geçer, hayat biter siz olmayan bir mükemmellik peşinde koşarken...
Tek mükemmel şey hayatın kendisidir. Tadını çıkarmak lazım. Bunun için de öncelikle ve acilen ön yargılarınızı gözden geçirin. Mümkünse de değiştirin. Hani her mevsim evlerde bir temizlik başlar ya. Şimdi siz de duygularınızda, değer yargılarınızda bir temizliğe başlayın. Dip köşe bucak ne varsa, hangi kavramların arkasına saklanmış olurlarsa olsunlar hepsini elden geçirin, hepsini temizleyin. Hepsini... Bize gereken ön yargılar değil, hoş görüdür. Katı kurallar değil, anlayıştır. Yargılayıcı olmak değil, affedici olmaktır...
Özellikle insanların bir tebeşir parçası gibi birbirini yok ettiği, ezip geçtiği, can aldığı bu dönemde...
Bakış açınızda farklı pencereler açın, yargılayıcı olmadan, farkında olun...
Paylaş