Paylaş
Bir Kızılderili masalında denir ki; kainatın yaratılışı tamamlanmış, sıra insana gelmişti. Yaratıcı, insanı yaratmadan önce bütün varlıkları yanına çağırdı ve dedi ki:
“İnsanlar hazır oluncaya kadar onlardan bir sırrı saklamak istiyorum. Bu sır onların mutluluğudur. Sizce bu sırrı nereye saklayayım?”
Kartal söz aldı:
“Bana ver Allah’ım onu aya götüreyim.”
Yaratıcı, “Hayır!” dedi. “Bir gün gelir, oraya da giderler ve onu kolayca bulabilirler.”
Yunus balığı, “Onu okyanusların derinliklerine gömeyim” diye teklif etti. Yaratıcı, “Orada da rahatlıkla bulabilirler” dedi.
Aslan ormanın derinliklerini, koyunlar ıssız meraları önerdi; ama Allah, hiçbirisinin önerisini kabul etmedi.
En sonunda köstebeğin önerisi geldi: “Allah’ım bu sırrı insanların içine koy” dedi.
Bu yüzdendir ki; her kim mutluluğu başka yerlerde ararsa, her zaman mutsuz olmaktadır.''
Kendi içimize bakmayı öğrenene kadar da mutsuz olacağız. Dışarıda gördüğümüz her şey bize daha cazip geldiği için, başkalarının ne dediğini, ne düşündüğünü çok önemsediğimiz için, hayatı başkalarının gözleriyle görmeye çalıştığımız için yaşadığımız mutsuzluklar bitmiyor.
Görmüyoruz ki hayat her an, her saniye yeniden yaratılıyor. Her dakika her şey değişiyor. Mutluluk hikayedeki gibi belki gerçekten de içimizde, bakış açımızı değiştirsek tutacağız kadar yakın. Belki o yüzden Yaratıcı, ‘Size şah damarınızdan daha yakınım.’ dedi. İçimizde bir yerlerde belki en büyük hazine var.
Peki biz neden hala uzaklara bakıyoruz? Neden hala asla gelmeyecek olanı arıyor, içimizde var olanı görmüyoruz? Neden başkalarına benzemeye çalışıyor, kendimiz olmayı seçmiyoruz?
Biz mutluluğu satın alınan bir şey gibi görmekten vazgeçmedikçe, mutluluğa fiyatlar biçtikçe, bedeller ödedikçe asla elde edemeyeceğiz oysa …
Eğer son model bir arabanız olmadan, çok para kazanmadan, en yakışıklı adam ya da en güzel kadını bulmadan, en büyük eve sahip olmadan, en gösterişli eşyalara sahip olmadan mutlu olmayacaksanız, hayatınızın en büyük ideali hep daha fazla bir şeylere sahip olmaksa, asla mutlu olmayacaksınız demektir.
Mutluluk bunlardan öte, bunlardan çok başka bir şeydir çünkü.
Kendisi olamayanların, kendi içindeki hazineyi bulmaları çok zordur.
Kabul edilmemiş bir benlik, kapılarını açmaz görmeyen gözlere.
Önce bakmayı sonra görmeyi öğrenmek için bile bir ömür vermeniz gerekebilir.
En büyük yolculuk insanın kendine yapılan yolculuktur derler.
Hazırsanız yol sizi gideceğiniz yere götürür…
İyi yolculuklar hepinize...
Paylaş