Paylaş
Hayatındaki her şeyden şikayet eden yaşlı bir ihtiyar vardı. Hiçbir şey onu memnun etmiyordu. O sene bahçesindeki elmaların bolluğunu gören komşusu;
"Bu yıl keyfin yerinde olmalı, ağaçlarının dalları meyvelerle dolu" dedi.
İhtiyar isteksizce cevap verdi:
"Pek fena değil! Ama bu yıl da hayvanlara yem olarak vermem gereken çürük elmalar yok. O biraz düşündürüyor beni!"
Eğer siz de hayata böyle bakıyorsanız, kendinize mutsuzluklar yaratıyorsanız, bilin ki kalan ömrünüz boyunca da mutlu olamayacaksınız.
Çevremizde çok görürüz böyle insanları: Onları hemen tanırsınız, sürekli şikayet ederler, sürekli mutsuzdurlar, onlara göre etrafta sürekli eleştirilecek bir şeyler vardır.
Ve ne acıdır ki onlar hayatın bir yük olduğuna inanırlar.
Oysa hayat bu değildir, tıpkı Ataol Behramoğlu’nun ‘Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var’ şiirinde dediği gibi:
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın,
Irmaklara, göğe bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey
Hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana.
Size sunulmuş bu armağana sahip çıkmazsanız, kıymetini bilmez, teşekkür etmezseniz bir başka armağanı da hak etmiyorsunuz demektir.
Memnuniyetsizlik başka mutsuzlukları da getirir, hayatınız gerçekten içten bir kahkaha atamadan geçebilir.
Mutluluğu sadece sözlüklerde görür, filmlerde yaşanır sanırsınız.
Oysa mutlu olmak tamamen sizin seçimlerinize bağlıdır.
Sizin bahçenizde elmalar bol mu, yoksa bakış açınız dar mı?
Karar sizin: MEMNUN MUSUNUZ, YOKSA?!
Paylaş