Paylaş
Bu soru kadınla erkeğin var olduğu ilk zamanlardan beri soruluyor ve muhtemelen var olmaya devam ettiğimiz süre boyunca da sorulacak.
Bir kadın eşini ya da birlikte olduğu erkeği niye aldatır? Aslında yanıt basit; bir erkek evli olduğu kadını niye aldatırsa kadın da aynı nedenlerden dolayı aldatır. Sadece yüzdelik dilimler değişebilir.
Aldatma, bir kadının ya da bir erkeğin birlikte olduğu insanı bir başkasıyla beraber olarak aldatması gibi görülebilir ama durum o kadar basite alınmamalıdır. Genellikle aldatan tarafın erkek olduğu görülüp öyle olduğu sanılsa da durumun çok da öyle olmadığı yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmış durumda. Kadınlar da en az erkekler kadar aldatıyor. Hatta bazı araştırma sonuçlarına göre evli olan kadınların neredeyse yarısı eşlerini aldatıyor.
Kimse El Ele Tutuşmak için Aldatmıyor
Öncelikle şunu bilmek gerekiyor. Bütün ilişkilerimizde, insanlarla girdiğimiz diyaloglarda, sağlığımızda, işimizde, kısacası hayatımızın genelinde etkili olan yegane şey hormonlar. Ve hiçbir kadın ya da erkek sadece el ele tutuşmak ya da göz göze bakışmak için eşini aldatmıyor. Aldatma, doğrudan cinsel amaç taşıyor. İşte, bu cinsellik nedeniyle aldatmak affedilmez bir eylem olarak görülüyor.
Baskı Altındaki Kişiler Daha Fazla Aldatıyor
Kadınlar aldattıkları zaman aslında inanılmaz büyük bir risk alıyorlar. Bu açıdan bakınca da çok gözü kara davrandıklarını söylemek mümkün. Üstelik aldatan kesim, genellikle çok baskı altında kalan kesim.
Hareketleri yasak, günah olarak kısıtlanan, yaptıkları şeylere “El alem ne der?” düşüncesiyle azami dikkat etmek zorunda kalan kadınlar... Bu kadınlar bunca baskıya ve kontrole rağmen bir başka erkeğe aşık olabiliyorlar, hatta onun peşinden çoluk çocuğu bırakıp gidebiliyorlar.
Aldatmanın Nedenleri
“Bu kadınlar niye aldatıyorlar?” diye sorduğumuzda cevaplar da ilginç aslında. Büyük bölümü eşinin de zamanında kendisini aldattığını ve bunu hak ettiğini söylüyor ama bu gerçeği yansıtmıyor; sadece yapılan yanlışa bir kılıf uydurma çabasından ibaret.. Sonra cinsel uyumsuzluk ve şiddete uğramak neredeyse başa baş yanıtlar arasında.
Eşin kaba davranışları, saygısızlığı ve evlilikte araya giren yıllar aldatmaya zemin hazırlayan şeyler. Zamanla çocukların da büyümesi ve kendi hayatlarını kurmaya başlamasıyla beraber baş gösteren “Eyvah! Yaşlanıyor muyum?” paniği. Yaşlanmadığını ve hala güzel olduğunu ya da hala ilgi gördüğünü önce kendisine ispat etme ihtiyacı. 1-2 buluşmadan, hafif bir flörtten ne zarar gelebilir ki? Bu soru ile başlayan arkadaşlık, romantik bir ilişkiye dönüştüğünde iş işten geçiyor artık.
Bu tip aldatmalar, genellikle uzun yıllardan sonra artık heyecanı kalmamış evliliklerde görülse de aldatma her yaş için geçerli bir eylemdir.
Henüz çok eskimemiş evliliklerde de aldatma yaşanıyor. Tuhaf ama gerekçeler neredeyse heyecanı bitmiş evliliklerdekiyle aynı.”Kaba davranıyor, onu sevmediğimi fark ettim. Onunla evlenmekle hata etmişim. Evlilik bana göre değil. Gerçek aşkımı buldum” vs. Gerekçeler hep bildik gerekçeler ama acaba gerçekten de sebepler bunlar mı? Yine araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlara göre gerekçeler bunlar değil.
Göbeğini Kaşıyan Adamlar
İlk neden erkeğin anlayışsızlığı ve “Nasıl olsa evlendik, artık benim karımsın” yani “Benim malımsın” zihniyeti. Evlenmeden önceki nazik davranışların bir çırpıda unutulması. Garip ama özel günlerin unutulması da evlilikte aldatmayı getirebiliyor. Kadını sevdiğini hissettiren davranışların unutulması ya da yapılmaması da önemli nedenler arasında. Öz bakım ve temizlik kurallarına uyulmaması yani saatlerce televizyon karşısında göbeğini kaşıya kaşıya yatan bir erkek kadına inanılmaz itici geliyor. Bu davranışı yapan bir erkekle aynı yatağı paylaşmak bir yana, cinsel anlamda mutlu olmak hiç mümkün görünmüyor.
Herkesin Kendi Alanı Olmalı
Mutlu olmak isteniyorsa beraberliklerde el değmemiş bazı alanlar bırakılmalı. Zamanla o alanları başkalarının doldurması istenmiyorsa da nefes alacak alanları olmalı kadının ve erkeğin. Tamamen birbirlerinin olduklarında kendileri olamadıkları için ezildikleri, daraldıkları için başkaları için yaşamaya başladıkları ve bu işten de ciddi olarak sıkıldıkları için bu cendereden kaçmanın yolu başka pencereler açmak oluyor hayata. Beğenelim ya da nefret edelim ama olaya böyle bakmak durumundayız.
Sonuç olarak aldatma konusunda cinsiyet ayrımı yapmaya hiç gerek yok. Kadın niye aldatırsa erkek de o nedenle aldatır ya da erkek neden aldatmazsa kadın da o nedenle aldatmaz.
Psikolog Serap Duygulu
Paylaş