Paylaş
Zihinsel engeli ileri derecede olanların kendi kendine yetebilme şansından uzak olmasına karşın, zihinsel ya da bedensel engellilerin eğitilebilir, beceri kazandırılabilir bir konumda olduğunu ifade eden Duygulu, doğuştan engellilik ile sonradan engelli olma hali arasında fark olduğunu ve bu farka göre değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. “Doğuştan bedensel bir engele sahip olarak doğan çocuklar özellikle küçük yaşlardayken, neden diğer akranları gibi olmadıklarını sorgularlarken, sonradan bir engel sahibi olan çocuklar böyle bir şeyin neden kendi başlarına geldiğini sorguluyorlar. Bazı çocuklar durumlarını daha kabullenici bir tutum içindeyken, bazıları agresif, reddedici ve içe dönük tavırlar sergileyebilirler. Çocukların tepkileri, sahip olunan engelin türüne, engelin ağırlığına ve çocuğun kişisel özelliklerine göre değişiyor” diyen Duygulu, toplumun ve devletin de engellilerin hayatını kolaylaştırmaya yönelik uygulama ve bilinç düzeyinin hâla eksik olduğuna değiniyor.
Anne ve babanın tutumu engelli çocuğu hayata bağlıyor
“Kimi çocuklar engelini bir eksiklik olarak algılarlar, kimi çocuklar ise başka yönlerden kendilerini geliştirmeye çabalarlar. Buradaki asıl etken anne baba tutumlarıdır. Anne baba çocuğunu, sahip olduğu engelle beraber kabullenmişse, onunla toplum içinde olmaktan sıkılmıyorsa, başkalarının yargıları ve tavırları öncelikli değilse ve elbette ki maddi imkanları elveriyorsa, çocukları için inanılmaz mücadeleler veriyorlar ve engelli olmasına rağmen çocuklar, engeli olmayan bireylerden daha fazla beceriye sahip olabiliyorlar. Burada devletin de anne ve babayı destekler sorumluluklar alması gerekiyor. Özellikle engelli çocukların maddi anlamda büyük bedeller ödemeden birçok hizmete ücretsiz ulaşabiliyor olması, onların hayatın içinde daha fazla yer almalarını sağlayacaktır.
Anne baba olarak bilinmelidir ki, engeli ne olursa olsun her çocuğun kendisini ortaya koyabileceği bir alan mutlaka vardır. Okulların ve eğiticilerin de bu anlamda engelli çocuklarımızın bireysel özelliklerini ön plana çıkartacak çalışmalar yapması, çocukların eve, duvarlar arasına sıkışıp kalmasının önüne geçecektir. Engelli çocuklar hem kendileri gibi engelli olan arkadaşlarıyla ve engelli yetişkinlerle bir arada olmaları sağlanmalı hem de engeli olmayan akranlarıyla beraber olmalıdırlar. Bu şekilde çocuklar, engeli olanların hayata nasıl tutunduklarını, sorunlarla nasıl başa çıkabildiklerini ayrıca diğer insanların arasında ayrım görmeden var olmayı öğreneceklerdir.”
Engelli çocuklar hangi becerilere yönlendirilmeli?
“Vücudunun belli bölgelerini kullanamayan çocuklar, müziğe, resme, zeka oyunlarına yönlendirilebilir. Duyu organlarından engeli olan çocuklar spora, el becerilerine yönlendirilebilir. Engelli çocukların bir an önce toplum içindeki yerlerini almaları ve hak ettikleri eğitimi görmeleri hepimizin sorumluluğundadır.
Bütün anne babalar, çocuklarımızı engelli arkadaşlarına nasıl davranmaları ve nasıl yardımcı olmaları konusunda eğitmekle yükümlüyüz. Üstelik kendisinden daha az şanslı bir akranına yardımcı olan çocukların empati ve vicdan duygularının daha gelişmiş olduğu, insani değerleri daha kolay kazandıkları yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Her şeyin ötesinde toplumun tüm bireylerinin her an engelli olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu da unutmamak gerekiyor.”
Paylaş