Anne-baba olmak, çocuk sahibi olmak isteyen bütün çiftlerin en büyük hayali, ulaşmak istedikleri bir statü aslında. Hep iyi anne-baba olmaktan konu açılır, hep anne-baba olmak üzerine yazılan çizilen bir şeyler vardır. Zaman zaman bütün ebeveynler hata yapabilir ama çocuk eğitiminde yapılan hataların telafisi bazen zor olabiliyor. Psikolog Serap Duygulu, anne-babaların en sık yaptığı hataları sıraladı.
Bilindiği gibi bir çocuk sahibi olduğumuz anda toplumsal rolümüz, eş durumundan bir anda anne-baba konumuna geçer ve bu konumun hakkını nasıl vereceğimiz konusunda genellikle de eğitim alacağımız herhangi bir kurum yoktur. Çocuk sahibi olduktan sonra biraz el yordamıyla, biraz doğal içgüdülerimizle, biraz da çevremizden duyduklarımızla ve öğrendiklerimizle yolumuzu bulmaya çalışırız.
Çocuk eğitiminde yapılan hataların telafisi zor olabilir
Bu arada elbette hatalar da yaparız. İstemediğimiz bazı durumlara yol açarak, çocuklarımıza olumsuz bazı mesajlar da verebiliriz. Bütün her şeyin telafisi olabilir belki ama iş çocuk eğitimi olunca durum tam anlamıyla bir ‘İnsan Mühendisliği’dir ve bazen telafisi zor sıkıntılar yaşanabilir.
O nedenle bilmemiz gereken en önemli şey; anne-baba olmanın da öğrenilebilir bir kavram olduğu ve çocuk yetiştirmenin her aşamasında bizim de eğitim aldığımız, her an yeni şeyler öğreniyor olduğumuzdur.
Çocuğun ihtiyaçlarının farkında olarak; gerekenleri karşılayan, onun ayakları üzerinde durmasını sağlayacak, sorumluluk ve donanımları kazandıran olayların sonuçlarıyla karşılaşmasını sağlayan, hem kendisinin hem de başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı duyan anne babalar, ideal ebeveyn davranışı gösteren anne-babalardır diyebiliriz. Anne-baba olmak zordur, yorucudur ve tüm ömrünüzü ipotek altına alan vazgeçilemez bir yaşam sözleşmesidir. Dolayısıyla çocuk yetiştirmek konusunda iyi anne-baba olmak dediğimiz kavramın içi gerçekten dolu olmalıdır.
Anne ve babaların en sık yaptığı hatalar
Çocuklar dünyaya geldikleri andan itibaren anne-babalarının neye evet, neye hayır diyeceklerini gözlemler ve eğer kullanabilecekleri bir açık bulurlarsa sonuna kadar kullanırlar. Bu anlamda her çocuk bencil davranabilir ve eğer kurallar baştan doğru konulmaz, sınırlar doğru çizilmezse çocuk anne-babasının kendisine olan toleransını çıkarları doğrultusunda kullanır. Burada yanlış olan bir şey yok, yanlış olan anne-baba tutumlarındaki tutarsızlıktır. Ebeveynlerin sıklıkla yaptığı hatalara baktığımızda özellikle bir durumla karşılaşıyoruz: Anne ve baba arasındaki görüş ayrılığı ve buna bağlı olarak çocuğa karşı sergilenen farklı tavırlar. Hatalı ebeveyn tutumlarında en sık görülenler;
Sözel ve fiziksel şiddet, tehdit, kıyaslama, aşağılama, reddetme ve korkutma olarak dikkat çekiyor. Bunun yanında ‘hayır’ diyememek ya da hayır denildiğinde kararlı olamamak çok önemli bir sorun olmaya devam ediyor.
Tüm bunların dışında genel olarak anne-babaların hatalı tutumlarına baktığımızda;
Çocuklara kısıtlama getiren anne-baba davranışının devamını getiremiyor, çocuk ağlayıp ısrar etmeye başlayınca anne babanın direnci düşüyor. Dediğini yaptırdığını gören çocuk, bu davranışı alışkanlık haline getiriyor ve her isteğini yaptırmak amacıyla sürekli olarak bu yolu seçiyor.
Çocuğa verilecek ceza ya da uygulanacak kural o anda alınan bir karar olabiliyor ve duruma göre değişebiliyor ya da bu karardan çocuğun haberi olmuyor. Yanlış yaptığında uygulamayla karşılaşınca çocuğun gösterdiği tepki normalden daha şiddetli olabiliyor.
Anne-baba çocuğa karşı ortak sergileyecekleri davranışı belirlemiş olsalar bile bunu çocuğa anlatmıyorlar ve ceza vermek zorunda kaldıklarında çocuğa çok sert davranıyor, açıklama yapmıyor hatta şiddet uygulayabiliyorlar.
Çocukla olan ilişkilerde zaman zaman çok katı olan anne-baba kendi aralarında son derece esnek ve hoşgörülü davranabiliyorlar. Bu da çocukta ciddi hayal kırıklıkları yaratıyor. Ebeveynlerine ve kendisine güveni azalan çocuk saldırganlaşıyor.
Aileler çocuğu da kapsayan ‘aile kuralları oluşturma’ bilincinde olarak davranmıyorlar. Her ailenin kendi yapısına ve geleneklerine göre bazı kuralları olması gerekirken, anne-babalar bazen kendilerine uymayan davranışları, sırf başkaları öyle yaptığı için uygulayabiliyor ve duruma göre farklı tavırlar sergileyebiliyorlar.
Çocuğa karşı korku ve tehdit silahını kullanan anne-babalar bu yolla çocuklarına disiplin uyguladıklarını zannetseler de aslında en büyük yanılgıya düştükleri nokta burasıdır.
Başkalarıyla kıyaslama yapmak çocukta onarılması güç yaralar açıyor. Oysa Türk aile yapısında maalesef en sık yapılan hatalardan biri de budur.
Mükemmeliyetçi anne-baba tutumu sergileyen ebeveynler, çocuklarıyla aralarındaki iletişime en büyük engeli koyduklarının farkında bile değiller.
Çocuğun adına hareket etme, düşünme ve karar alma davranışları, kendine ve çevresine güvensiz çocuklar yetiştirmekten başka işe yaramaz.