Paylaş
Boş zaman bulduğunuzda çocuklarınızı nereye götürüyor, zamanınızı nerede geçiriyorsunuz sorusuyla başlamak istiyorum bu yazıma.
Özellikle büyükşehirlerde birçoğumuzun yanıtı ‘Alışveriş merkezlerinde tabii ki’ olacak eminim.
Evet, en ufak fırsatta ister tek başına, ister arkadaşlarla, isterse çocuklarla zamanımızı geçirdiğimiz yer alışveriş merkezleri artık.
Neredeyse sıradan bir sosyalleşme mekanı oldu bu merkezler. "Gidilecek başka neresi var?" diye sorabilirsiniz. Nereye gidilir ve ne yapılabilir seçeneklerini sıralamadan önce alışveriş merkezlerinde özellikle çocuklarımızla zaman geçirince ne oluyor sorusuna yanıt vermek istiyorum.
Aslında gidilecek pek çok yer, yapılacak pek çok şey varken, neredeyse burnumuzun dibine kadar yapılmış kat kat AVM'lere gitmek, plazalarda çocuk oyalamak çok kolay. Bu mekanlarda aynı anda pek çok hizmeti bulabiliyorsunuz çünkü; sinemaya gidebilir, yemeğinizi yiyebilir, oyuncak mağazasından binlerce ürünün arasında çocuğunuza oyuncak alabilir, büyük marketlerde gıda alışverişinizi yapabilirsiniz. Neredeyse aynı bina içinde hiç dışarıya çıkmadan beyaz eşyasından mobilyasına kadar bir evi kurabilecek tüm malzemeleri tamamlayabilirsiniz. Konforun bu boyutlara ulaşması aslında hayatı kolaylaştırıyor gibi görünse de işin arka planında başka sorunlar ortaya çıkıyor. Özellikle de çocuklar açısından. Üstelik AVM’lerin kuruluş amacı da tam anlamıyla bu!.
Çocuklar yaşı kaç olursa olsun koşma ve hareket etme ihtiyacı içindedir. Bizler ise onları hem ellerine telefonlar ve tablet bilgisayarları vererek hem de AVM’lerde sözüm ona gezdirerek mutlu ettiğimizi zannediyoruz. Oysa iki önemli hata yapıyoruz. Birincisi onların AVM’lerde farkında olmadan statik elektrik yüklenerek kontrolsüz ve dürtüsel hareketlenmelerine yol açıyoruz hem de alışveriş tutkunu olmalarına sebep oluyoruz.
Özellikle kız çocukları alışveriş tutkunu olmalarının arkasında yatan en önemli neden anneleri olduğu yapılan araştırmalarla ortaya çıkmış durumda. Küçük yaşta anneleriyle mağaza mağaza dolaşan ve annelerinin yaptığı alışverişe tanık olan kızlar bu davranış modelini örnek alarak aynı yolu izliyorlar. Zamanla bu durum önü alınamaz bir alışveriş bağımlılığına (Onyomani) dönüşebiliyor. Artık sadece çocuklar değil, biz yetişkinler de bu AVM’lerin cazibesine ve ışıltılı dünyasına kapılarak sürekli bir şeyler almak zorundaymışız duygusuna kapılıyoruz. Bu durumu fark edip önlem almak neredeyse imkansız çünkü az önce bahsettiğim AVM’lerin var oluş amacı bizim alışveriş yapmamız üzerine kurulu. Merkezin adı bile alışveriş merkezi!
Bu kısır döngünün diğer bir tarafı ise çocuklarımızın doğal ortamlarda hareket etmelerinin engellenmiş olması. Yani çocuklar alışveriş merkezlerinin mermer ve taş zemininde değil, doğal zeminde, toprakta, çimende koşup oynamalılar. Büyüme çağındaki çocukların eklem yerlerindeki dokular uyarılmaya ihtiyaç duyarlar. Bu da çocuklar koşup zıpladıkça, düşüp kalktıkça o dokuların birbirine çarpması yani eklemlerin birbirini uyarmasıyla olur. Bu bölgelerde büyümeyi sağlayan dokular harekete geçer ve çocukların boyları uzar, yani büyürler. Biz ellerine teknolojik aletleri verip bir koltukta ya da masa başında çocuklarımızı sabitlediğimizde doğal hareketlerini doğal olmayan yollarla engellediğimiz için çocuklarda ciddi bir öfke, saldırganlık ve gelişim geriliklerine yol açtığımızın farkında değiliz.
Büyükşehirlerde çocuklar üzerine yapılan araştırmalar hareketsiz kalan çocukların % 30-40 arasında bir kas ve güç kaybı yaşadıklarını gösteriyor. Bu çok ciddi bir rakam. Kaldı ki aşırı hareketli olan çocukların büyük bir kısmı aşırı hareketsizlikten kaynaklanan dışa dönük ve dürtüsel saldırganlıklar geliştirirler.
Doğal yolla oyun oynayamayan, hoplayıp zıplayamayan, koşamayan çocuklar bu enerjilerini olumlu yönde aktaramadıkları için olumsuz olarak ifade etme yoluna giderler. Çevrelerine ya da arkadaşlarına zarar verme eğilimi gösterebilir, aşırı hareketli olabilir, dikkatini bir konuya odaklamakta zorlanabilirler. Bugün pek çok ailenin çocuklarıyla ilgili olarak yaşadığı sorunun arkasında doğal ortamından yani sokaklardan ve oyunlardan uzaklaşmış olmanın yarattığı sorunlar vardır.
Yeter ki amacımız çocuklara yararlı etkinlikler bulmak olsun, mutlaka yapabileceğimiz farklı etkinlikler bulmak mümkün.
AVM/plaza çocukları yerini oyun çocuklarına bıraksın istiyorsak hem oyun alanlarının artması için ilgili kurumlar üzerinde psikolojik etki unsuru olmanın yollarını bulmalıyız hem de çocuklarımızı var olan etkiliklere anne baba olarak biz yönlendirmeliyiz.
Sevgilerimle…
Paylaş