Çocuğunuzu aşağılamayın, suçlamayın ve onun adına kararlar vermeyin.
Haberin Devamı
Ailenin temel gereksinimleri arasında;
Aile içindeki bireyleri "ben değerliyim" ya da "değersizim" duygusuna götüren değerli olma duygusu,
Bütün bireylere kendilerini güvende ve tehlikelerden korunduğunu hissettiren güven ortamı,
Tüm aile üyelerinin birbirlerine karşı olumlu ve samimi duygular geliştirebilmesini sağlayan yakınlık ve dayanışma duygusu,
Ailedeki herkesin örnek olması bakımından öncelikle ve özellikle anne babanın sahip olduğu, yol gösterdiği ve çocuklara rol model olduğu sorumluluk duygusu,
Aile içindeki her bireyin kendi eğilimi ve gücü doğrultusunda zor şartlarla karşılaşmasına izin verilerek sorunların çözümünde deneyim kazanmasına fırsat tanınmasını sağlayan zorluklarla mücadele ve zorlukların üstesinden gelme becerisi,
Aileyi oluşturan her bireyin aile içinde ve aileden güç alarak, desteklenerek değer verilerek, saygı görerek varlığını sürdürme ve geliştirmesine imkan sağlayan mutluluk ve kendisini gerçekleştirme ortamı yer alır.
Aileyi oluşturan her bireyin bu duygular içinde yaşamını sürdürmesi ailenin sağlıklı gelişimi ve bütünlüğü açısından son derece değerlidir. Bütün bu duygular ailedeki bireylerin kendini değerli ve önemli hissetmesini sağlar.
AİLE İÇİNDEKİ İLETİŞİM SORUNLARININ NEDENLERİ
Aile içinde ortaya çıkan iletişim sorunlarının belki de en önemlisi sağlıklı oluşturulamamış anne baba ve çocuk ilişkisidir. Böyle ailelerde kurallar net değildir hatta duruma ve keyfiyete göre değişir. Özellikle bazı tutumlar dikkat çekicidir. Çocuğun ebeveyniyle sorunlar yaşadığı aile tipinde sıklıkla;
Aşırı denetleme
Mükemmelliyetçilik,
Suçlama,
Abartılı takdir ve övgü,
Uzayan kırgınlık ve küslükler,
Çocuğu aile ya da toplum içinde sürekli eleştirmek, aşağılamak, psikolojik ve fiziksel şiddet uygulamak,
Sürekli sorgulamak, hesap sormak,
Tehdit, korkutma ve sevgiden mahrum bırakma gibi pek çok olumsuz etken olduğu görülür.
SAĞLIKLI BİR AİLEDE SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN NELER YAPILMALI?
Haberin Devamı
Duygu ve düşünceler olduğu gibi ve abartılmadan ortaya konulmalıdır. Bu tutum içinde olan kişiler hem kendilerine hem de başkalarına saygı gösterir.
Sorunlar şimdiki bağlam içinde ele alınmalı ve eski birikimler işin içine sokulmamalıdır.
Yargılamaya gidilmemeli, kişiler kendi duygu ve düşüncelerini ifade edebilmelidir.
Konunun özü ile konuya ilişkin olmayan ayrıntılar birbirinden ayırt edilmelidir. Örneğin siz çocuğunuza “iki saat geciktin” dediğinizde, çocuğunuz size “Hayır bir saat kırk beş dakika geciktim” dememeli, dese bile bu tartışma konusu olmamalıdır.
Sorun çözmede etkin dinleme kullanılmalıdır.
Belirli bir zaman konusu içinde ancak bir çatışma üzerinde durulmalı, başka çatışma konuları çatışmaya katılmamalı. Örneğin, “Hem geç kalıyorsun hem de bana yardım etmiyorsun” diyerek iki konuyu birden ortaya atmamak gerekir.
Birinin haklı çıkması yerine her iki tarafın da anlaşabileceği bir çözüme yönelmek gerekir. “Ben haklıyım, sen yanlış hareket ediyorsun” tarzında davranmamak gerekir.
Ebeveynlerin çocuklarına sözle sevgiyi ifade etmenin ötesinde, eylemle bu duyguyu onlara yaşatmaları önemlidir.
Ebeveynler başka bir işle meşgulken değil, kendilerini rahat hissettikleri zamanlarda çocuklarıyla ilgilenerek, anne ya da baba olmanın keyfini çıkarmalıdır.
Aşağılamak, suçlamak, çocuk adına karar vermek yerine öncelikle dinlemek gerekir. Dinlendiğini düşünen çocuk kabul edildiğini, dolayısıyla sevildiğini düşünen çocuktur.
Anne ve babasının kendisini dinlediğini gören çocuk duygularını ifade etme olanağı bulur. Aldığı tepkilerle ‘anlaşıldım’ duygusunu yaşar, böylelikle rahatlar.
Anne ve babanın birbiriyle çelişen biçimde davranması, çocuğu ‘doğruyu bulma’ konusunda zorlar. Bu yüzden tutarlı davranmak önemlidir.
Hep anne babanın ya da hep çocuğun haklı olduğu bir aile tutumu sağlıklı değildir. Çocukların fikirlerine saygı duyulan, onların görüşlerinin dinlendiği ama son kararın anne baba tarafından verildiği bir aile tutumu çocuklara otoritenin ve yetkinin kimde olduğunu öğretmesi bakımından önemlidir.
ÇOCUĞUNUZU SEVGİNİZDEN MAHRUM BIRAKMAYIN
Aile, onu oluşturan ve birbirini seven bireyleriyle sağlıklı bir kurum olur. Üstelik aile kurumu çocuklar için ilkokuldur. Hepimiz ilk eğitimlerimizi ailemizden alırız. Aldığımız o eğitimle de topluma açılır ve sosyal bir birey oluruz. Bir çocuğun büyüme ve gelişme süreçlerinde anne babasından aldığı sevgi, güven ve değerli olma duygusunun yerini hiçbir şeyin dolduramayacağını lütfen unutmayın. Bu duyguları oluşturmak ise sadece sevgi, saygı ya da güven ile oluşmaz. Bunların hepsi birden gerekir. Hatta çocuklar sınırların çizilmesini, otoriteyi, bazen durması gereken yerin gösterilmesini, yerinde ve gerektiği zaman eleştiriyi ama en çok sevilmeyi, kucaklanmayı, sarılıp sarmalanmayı bekler. Çocukları bunlardan mahrum bırakmadan, dinleyerek, severek ve varlıklarından mutluluk duyarak büyütmek dünyanın en güzel, en keyifli, en gurur duyulası görevidir.