Paylaş
Türkiye’nin doğum horoskopu 29 Ekim 1923 tarihinde, Ankara’da saat 20.30’da Cumhuriyet'in ilanı üzerinde kurulmuştur.
TÜRKİYE ‘’Vedic’’ Hint Astrolojisine göre Horoskopu
TÜRKİYE Batı tipi Horoskopu
Yukarıda Türkiye’nin Batı Astroloji sistemine göre hazırlanan horoskopu yer almaktadır.
Türkiye’nin horoskopunda Güneş, Akrep burcundadır. Yani Türkiye Akrep burcudur. Yükselen Yengeç olup 5. ev kesişen burç olarak Akrep’i barındırmakta ve burada “Stellium” adı verilen gezegen kümeleşmesi göze çarpmaktadır. Jüpiter, Venüs, Güneş, Satürn ve Merkür kesişen ev içinde kalarak haritanın en önemli evi olan yerde olumsuzluklara neden olmaktadır. Burası yaşam arzusu, sanat, yaratıcılık, spekülasyon veya kısaca varlığını gösterme evidir.
Ülkenin ekonomik anlamda sürekli istikar sağlayamaması, skandallar, terör olayları gerçek sanata yabancılaşması ve Akrep burcu ve genelde yeterince istikrarlı olamayan politikacılar tarafından yönetilmesi ve dünya ülkeleri arasında hak ettiği yeri almakta zorlanmasının astrolojik açıklması burada açıkça kendini göstermektedir.
5. evin karşısında bulunan 11. ev ise dünyanın diğer ülkelerini ve insanlarını temsil etmektedir. Türkiye’nin sürekli uluslalarası politikada zorlanması ve girişimlerinin uzak tutulmasın açıklamasını da yine horoskop ortaya koymaktadır.
Türkiye karakter olarak nasıl bir ülkedir?
Mundane Astroloji analizleri içinde yer alan “Transantal Gezegenler” araştırması ülkelerin ve milletlerin karakter oluşumları hakkında bilgi verir. Transantal gezegenler insan bilincinin sınırlarını aşan fizik ötesi güçleri veya olayları yöneten doğa üstü enerjileri açıklar. Doğum haritasında en az görünümde tutulan gezegenin transitlerinde ve coğrafi izdüşümün Yükselen, Başucu, Alçalan burç ve Nadir noktalarındaki yerleşimleri gezegensel enerjileri tetikleyici olarak görev yapar. Buradan ortaya çıkan enerji, yaşam boyunca öteki gezegenlerin enerjilerinin hangi yaşam alanlarına odaklanarak üstünlük sağlayacağını gösterir.
Şimdi horoskopu inceleyerek Türkiye’nin transantal gezegenlerini ve güçlerini açıklayalım.
Yukarıdaki analize göre Türkiye’nin 1. transantal gezegeni Güneş olup 2. gezegen ise Mars’tır. Güneş, kişilik gelişiminde kahramanlık olgularını temsil eder. Mars ise bunu başarma yolundaki rastlanacak serüvenleri simgeler. Mars ayrıca, hedefe ulaşmakta izlediğimiz yolda ihtiyacımız olan cesaret, yiğitlik, dayanma gücü, sabır ve tahammül gibi temel enerjileri temsil eder. Güneş ve Mars arasında birbirini tamamlayıcı pek çok özellikler bulunmaktadır.
Türkiye’nin transantal gezegenlerine bakarsak ülkemizin öz kimliğinin cesaret ve kahramanlık olguları ile yapılandığını açıkça görüyoruz.
Mundane (Dünyevi) Astroloji
Her ülkenin kuruluşu ile ilgili zaman bilgileri kullanılarak horoskopu hazırlanır ve astrolojinin bu sistemine “Mundane” (Dünyevi) adı verilir.
Mundane horoskopta her ev yaşamsal bir alan ve konu ile ilgilidir.
Kısaca evlerin anlamlarını görelim…
1. Ev (Yükselen Burç): Milletin tümünü temsil eder. Dünyaya nasıl göründüğünü belirtir.
2. Ev: Genel olarak ülke ekonomisini temsil eder.
3. Ev: Eğitim, kültür, iletişim, bilim ve ülkenin komşularını temsil eder.
4.Ev: Toprakları, yerleşimi ve tarımı temsil eder.
5. Ev: Spor ve tüm olarak eğlenceye bakışı ve uygulanmasını temsil eder.
6. Ev: Çalışan sınıfları, halk sağlığını, silahlı güçleri ve sivil hizmetleri temsil eder.
7. Ev: Yabancı devlet konularını, savaşı ve adetleri (örf) temsil eder.
8. Ev: Yabancı ülkelerle finans ilişkilerin, halk güvenliğini ve suçları temsil eder.
9. Ev: Kanunları, din, devlet ve yaşam felsefesini temsil eder.
10. Ev: Devletin başını, hükümeti, ulusal prestiji temsil eder.
11. Ev: Parlamentoyu, mahalli idareleri ve devletin dostlarını temsil eder.
12. Ev: Hapishaneleri, hastaneleri, gizli kuruluşları devletin gizli düşmanlarını ve karşıt güçleri temsil eder.
Mundane horoskoptaki gezegenlerin temsil ettikleri kişiler ve alanlar farklıdır. Bunları aşağıda kısaca belirtiyoruz.
GÜNEŞ: Başbakanı, yönetimdeki otoriteleri, kahramanları ve ulusal şampiyonları temsil eder.
AY: Halkı, genel olarak kadınları, kalabalıkları temsil eder ve haritada Ay yerleşimi toplumun neye odaklanacağını belirtir.
MERKÜR: Medyayı, ticareti ve entelektüel kesimleri temsil eder.
VENÜS: Kadınlarla ilgili alanları, doğumları ve evlilik ve çocuklarla ilişkili konuları temsil eder. Ayrıca sanatkârları, spor ve eğlenceyi, barış ve diplomasiyi gösterir.
MARS: Orduyu yönetir, askerleri ve denizcileri temsil eder. Savaşı, terörizmi, grevleri ve aykırılıkları, karşıt güçleri, yangınları ve kayıpları işaret eder.
JÜPİTER: Din ve hukuku, din kurumlarını ve ibadet yerlerini, adalet sistemini, ulusal varlıkları, bankaları ve bankerleri temsil eder.
SATÜRN: Halkın yaşlı kesimini ve ulusal kayıpları temsil eder. Çiftçileri, madencileri, maden kaynaklarını, mineralleri yönetir. Ulusal üzüntü ve hayal kırıklıklarının işaretidir.
ÜRANUS: Aşırlıkları, ani değişimleri, sağ kanat politika fikirlerini, girişimleri ve bilimsel olayları temsil eder.
NEPTÜN: Sosyalizmi, komünizmi ve buna benzer akımları, kayıpları ve gizli kapaklı konuları temsil eder.
PLÜTO: Yeniden yapılanmaları ve değişimleri, organize suçları ve yer altı faaliyetlerini temsil eder.
2013'e girerken neler söylemiştim?
21 Aralık 2012 ile girdiğimiz yeni dönem ve Vedic astroloji ile çıkardığımız haritalara göre kuzey ve güney ay düğümlerinin konumu 21.12.2012’nin bir işaretleyici, uyanış dönemi olduğunun göstergesidir.
Çin Astrolojisi'nde 4 Şubat 2013'de başlayan süreç Yılan yılıdır. Çin Kozmolojisi'nde burçlar aylarla değil yıllarla belirlenmektedir. Güneşin 1 yıl boyunca ekliptik üzerinde ilerlerken konakladığı takımyıldızları dikkate alınmaz. Bunun yerine Ay takvimi ile belirlenen ardışık yıllık döngülerin her birine bir burç adı verilir. Çin Kozmolojisi'nde Yılan yılı verimli, bereketli, heyecan verici güzellikleri beraberinde getirirken seller, depremler, volkanik yağmurlar ve meteor yağmurlarının da işaretçisidir. Astrolojinin benzerlik yasasından faydalandığı gerçeğinden hareketle İ.Ö 1649 sonlarında başlayan Yılan yılı dönemini incelediğimizde ilk büyük ve yıkıcı depremin yaşandığını görebiliriz. Daha sonraki Yılan yıllarını incelediğimizde de yine büyük dönüşümlerin ve yıkımların olması da oldukça çarpıcıdır.
Çin Kozmolojisi'ndeki alametler sistemine göre ise Yılan yılı büyük kasırga, fırtına ve sellerin işaretçisi olarak görüldüğü gibi aynı zamanda Yılan yılı büyük felaketlerle gelen fakat sonrasında bereketli bir dönemi başlatan bir dönüm noktası olarak değerlendirilir. Yeni bir çağa girerken yaşayacaklarımızı doğum sancısına benzetiyorum. Hiç bir doğumun sancılı olmaması düşünülemez. İster normal doğum ister sezaryen olsun mutlaka sancı ve zorluk vardır. Fakat her doğumun bir mucize olduğunu unutmamak gerekir.
Kim olduğumuzu, yaptıklarımızı, yaşadıklarımızı, var oluşu sorguladığımız bir sürecin başlangıcındayız. Tüm dünya da önemli olaylar tezahür edecektir. 2016’ya kadar insanlık önemli sınavlardan geçerek bu imtihanı yaptıkları ve yapmadıkları ile geçecek ya da sınıfta kalacaktır. Tüm bu verilerle birlikte astrolojik haritaları incelediğimizde salgın hastalıklar da artış; Hindistan ve Asya başta olmak üzere tüm dünyada yaşanacak. Şiddetli yağmurlar, tsunamiler, iklim değişiklileri ve Mayaların kehanetini doğrulayan güneş patlamalarının jeomanyetik yansımaları, uydularla iletişim sistemleri üzerinde ciddi problemler yaşamımıza neden olabilir. Rusya, Pakistan, İran gibi ülkelerde siber saldırılar, nükleer silahların yaratacağı travmatik olaylar, güç ve iktidar hırsının acı sonuçları yine bu dönemin sancılı etkileri arasında. İran ve İsrail arasında Mart, Nisan aylarına kadar gerilimler, terörist örgütlerin ortaya çıkıp yasa dışı faaliyetlerini hızlandırması ve ekonomik krizler tüm dünya insanlığını derinden etkileyecektir. Bu dönemde ABD’de yaşanacak ekonomik problemler, doğa olayları, kasırga ve sudan gelecek zararlar, Çin’de yaşanacak önemli gelişmeler söz konusu olacaktır. Ülkemizde komşularla gerginlikler, siyasi kaoslar ve doğa olayları bu geçiş sürecinin karanlık yansımalarıdır.
Yıldızların öğretmeni Satürn’ün 2.5 yıl boyunca Akrep burcundaki seyrine devam edecek. Satürn, Akrep burcundaki seyrine devam ederken gizlilik taşıyan konulara ilginin yoğun bir şekilde artması, gizli kalmış meselelerin gün yüzüne çıkması ve sarsıcı olaylara sebep olmasını deneyimleyebiliriz. Bilinmeyene olan ilginin artışı bu yönde suistimal edilip maddi-manevi kayıplar yaşamımıza neden olabilir. Ülkemiz açısından değerlendirirsek, Akrep burcundaki bu 2.5 yıllık periyotta evrensel değerler üzerinde buluşacağımız, korkularımızla yüzleşeceğimiz, sosyal ve ekonomik konularda yaşayacağımız köklü değişimlerle sınanacağımız bir sürecin içindeyiz. Bu sürecin sonunda köklü değişimler yaşayarak zorluklardan sonra değişime ayak uydurmak zorunluluğu doğacaktır.
Yasa dışı güçlerin yapacağı sansasyonel olaylar gündemimizde önemli bir yer tutabilir. Yine gizli ve yasa dışı yapılanmalar, bunların faaliyetleri bir takım zorlayıcı olaylara ve ciddi yaptırımların uygulanmasına yeni karar ve uygulamaların oluşumuna sebep olabilir. Ülke ekonomisinde dalgalanmalar, tüm dünyada yaşanacak doğal afetlerde artış ve yine dünya genelinde ekonomik krizleri deneyimleyebiliriz.
Zorlu süreçlerden sonra tamamen yeni bir sistem ve oluşum yine bu dönemin getirileri arasındadır. Evrensel değerler üzerinde buluşmamız gereken, dünyamıza ve yaşamımıza değer verip bireysel anlamda üzerimize düşeni yapmamız gerekenlerin farkına varacağımız bir süreçteyiz. İnsan olmanın getirdiği, unuttuğumuz, uzaklaştığımız alışkanlıklarımızı yeniden hatırlayacağımız, teknolojinin büyülü dünyasında kaybettiğimiz ruhumuzu yeniden dirilteceğimiz, bu anlamda beslenmek için çaba göstereceğimiz özel zamanlar. Tabii burada aklıma gelen Spritüel öğretmen Meher Baba’nın sözünü de paylaşmak istiyorum. “Her ne ararsan kendinde ara” der ve yine aynı üstat “Sadece uyuyan bir insanı uyandırabilirsiniz” der. Bu söylemlerden yola çıkacak olursak 21 Aralık 2012, dünyanın ve insanlığın yok oluşu demek değildir. Aynı zamanda her bir birey için karanlıktan ışığa giden bir spiritual uyanış demek olmayacağı gibi.
Doğanın dengesini bozan insanoğlu, onun yeniden yapılanmasına katkıda bulunmazsa iktidar hırsı, sahip olma kitleleri, yönlendirme güdüsünün esiri olup ben merkezli yoldan ilerlemeye devam edip “biz” olma olgusunun temelini kavrayamaz ve bu bilince erişemezsek her birimiz yaptıklarımızın bedelini olumlu ya da olumsuz olarak öderiz. Dünyamızın yeni bir çağa girdiği bu süreçte tercihlerimizi ruhumuzun verdiği mesajları dikkate alarak yapmalıyız. Seçimlerimizin sonuçlarını da tüm dünyaya yansıtmalıyız. Yeni çağ süreci, seçimlerimiz doğrultusunda şekillenecektir.
Ardından 10 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleşen Güneş tutulması yazım…
İşte Astroloji gerçeği. 10 Mayıs 2013 tarihli Hürriyet Aile ve Astrodeha’da yayınladığım Boğa burcundaki Güneş tutulmasının etkileri yazımda belirttiğim olaylar bir bir gerçekleşti. Keşke gökyüzünün mesajları herkes tarafından daha iyi kavranabilse ve Astroloji'nin popüler kültürün gelgeç yansıması olmadığı anlaşılsa. Bu kadim öğreti yüz yıllardır insanlığa önemli mesajlar vermekte ve bunun içinde tüm dünyada saygın üniversitelerde bir BİLİM dalı olarak öğretilmektedir.
Yazıyı hatırlayalım ve Astroloji'nin ne denli büyük bir derinliğe sahip olduğunu insanlığa ışık tutan bir rehber olduğunu daha iyi kavrayalım.
10 MAYIS GÜNÜ SAAT 03:20’de BOĞA burcunda GÜNEŞ Güneş tutulması Ay, Güneş ile Dünya’nın arasına geldiği zaman ve Güneş’in ışığını kestiği zaman oluşur. Güneş tutulması daima Yeniaydır ve Yeni başlangıçlarla ilişkilidir. Olumlu ya da olumsuz….
Tüm burçlar özellikle Toprak grupları BOĞA, BAŞAK ve OĞLAK’lar kendinizi gergin huzursuz endişeli hissedebilirsiniz. Bu tutulma tüm dünyayı ülkemizi ve bireysel anlamda bizleri fazlası ile etkileyecek etkilere sahip. Yaşamımızın olumlu ya da olumsuz seçimlerimiz tepkilerimiz ve davranışlarımızın da etkisi ile şekilleneceği özel bir süreç…
Yaşadığımız zorluklara karşı zorluklar çıkararak hareket edersek çözümsüz kalacağımız olaylarla karşı karşıya kalabilir ve uzun süre bu çözümsüzlük ve sıkıntıların getirileri ile uğraşmak zorunda kalabiliriz. Alışkanlıklarımızı egomuzu ve "sadece ben haklıyım" duygumuzu kontrol edip ADİL ANLAYIŞLI davranarak hareket edebilirsek yıkıcı etkileri yapıcı ve olumlu enerjiler haline getirebiliriz. Dikkatli olunması gereken çok hassas bir süreç. Seçimlerimiz kaderimizi etkileyen en önemli faktörlerin başında gelir. Bunun bilincinde olabilmek şart..
Dünyada’ ki etkilerine gelince "21 Aralık Dünya'nın sonu mu yeni bir başlangıç mı?" yazımda Mayıs ayında İsrail Suriye’yi vurabilir diye belirttiğim olay bir kaç gün önce gerçekleşti. İsrail -Suriye gerginliği ve yaşanan çatışma daha da büyüyebilir. Dünya siyasetinde önemli gelişmeler, gerginlikler, ekonomide yaşanacak ani değişimler liderleri etkileyecek olumsuz olaylar bu tutulmanın getirileri arasında. Yine doğal afetler başta A.B.D olmak üzere tüm dünyada etkili bir şekilde kendini göstermeye başlayabilir.
Ülkemiz’de siyasi gerginlikler gizli terrorist örgütlerin saldırıları ile acı olaylar; uluslararası siyasette yaşanacak gelişmeler ve halkı da içine alan kararların alınması ve bunun yaratacağı yoğun tartışmalar gündemde yerini alabilir. Hükümet ve halkı karşı karşıya getirecek olaylar söz konusu olabilir.
Bu dönemde sen ben üstünlüğü yerine ‘’BİZ’’ olabilmeyi başarmalı ve gökyüzünün yansıttığı sert ve güçlü enerjileri doğru seçimler yaparak olumlu enerjiler haline getirmek için çaba göstermeliyiz.
Bir dönem bitip yeni bir dönem başlarken gelen bu yüksek enerjiyi iyi değerlendirebilmeniz dileklerimle…
Önümüzdeki 2 yıl sancılı bir şüreçten geçeceğiz
Bu sonbaharda normal seçim sürecinin bozulmasını gerektirecek gelişmeler olabilir.. Bu konuda en etkili faktör toplumsal olaylar olacak. Önümüzdeki iki yıl sancılı bir dönem ve hükümetin değişmesi için birçok faktör söz konusu olabilir. Komşu ülkelerle yaşanacak gerginlikler ve savaş sinyalleri yine bu sürecin işaret ettikleri arasında…
Ülkemizi, liderleri,sanatçıları nasıl bir süreç bekliyor?
Liderler muhtemelen iktidarda kalmayı arzulayacak ve bu yönde çaba sarfedecek. Bu da kendilerini halka karşı sevilmeyen kişi olarak gösterecek tavırlar sergilemelerine sebebiyet verebilecek. Sanatçılar ve gençler yaklaşık 3 yıl sürecek bir mücadele içerisinde olabilecekler. Zamanla yavaş ama sürekli bir iyileşme olacak. Bu yıl ağustos ortalarından itibaren eylül ayı dahil olmak üzere bazı olumlu gelişmeler olabilecek.
Liderler gökyüzünden gelen mesajları nasıl değerlendiriyorlar?
Gökler liderlerin gökyüzü mesajlarını tam olarak algılayamayacaklarına işaret etmekte. Bu mesajlar malesef pek iç açıcı değil. Gökyüzü bir rejim ya da bir liderin sonuna işaret olarak değerlendirilebilecek mesajlar vermekte. Belki de bu değişikliğe giden yolda bir dönemeçteyiz diye de değerlendirebiliriz.
Türkiye'nin güzel günleri yakın mı?
2016 sonrasında… Türkiye'de istikrarlı ve yenilikçi sürecin başlayacağı dönem. Hepimiz tercihlerimiz ve tutumuzla bu sürecin içinde yer alıp seçimlerimize göre ya sınavı geçecek ya da sınıfta kalacağız.
Türkiye'nin grafiği diğer ülkelerle karşılaştırışdığında nasıl bir tablo var ortada
Türkiye aslında daha iyi bir geleceğe sahip olma şansında. Ben SURİYE, İRAN, İSRAİL devletlerinin haritalarını inceledim. İsrail çok güçlü bir horoskopa sahip. En az beş yıl daha israil herhangi büyük bir sorun ile karşılaşmayacak gibi görünüyor. Fakat iki yıl daha kötü nam ve şöhreti devam edecek gibi. İran ve Suriye, Ağustos ortalarında başlamak kaydı ile bir çöküş sürecinde gibi gözükmekte. İran on yıl boyunca problemli ve hastalıklı tabir edilebilecek bir horoskopa sahip iken nükleer problemler 2 yıl içerisinde ortadan kalkacak gibi gözüküyor. Yani nükleer sevdadan vazgeçebilirler. Türkiye’nin horoskobunu incelediğimde ise tabiri caiz ise iki yıl boyunca bir inşa sürecinden geçerek daha liberal ve müreffeh bir ülke olma sürecinde gözükmekte.
Gökler rehberiniz, yolunuz ışık olsun…
Paylaş