Paylaş
Artık mutfaklar da yemek yapılmıyor, orada da savaş çıktı. Düellolar dönüyor, bıçaklar çekiliyor, parmaklar kesiliyor, mahkemeler kuruluyor, sunucu bir yandan dövüyor, jüri bir yandan çakıyor. Aslında kötü kalpli değiller ama çok tuhaf, değişik beklentileri var yarışmacılardan… Üç jüri üyesinin havaları başka tellerden çalıyormuş gibi görünse de hijyen meselesi ortak paydaları ve jürinin gizli başkanı Mehmet Özer.
Jüri üyesi Mehmet Özer’in pozlarını gören, bakışına nail olan, üstün yemek kültüründen azıcık nasiplenenler bilir, hem de gayet iyi bilir; o beğenmez, o gülmez, o zaten aslında yemekten de anlamadığından havalı havalı ve Türkçesi aksanlı ortaya karışık konuşur.
Aksanlı konuşması kariyeri açısından büyük avantaj sağlar, şefliğine şeflik katar. Göz temasına girmez kendisi. Büyük şef, ulu önder ve yüce, kendileri bile artık kendileriyle görüşemiyor olabilir. Bu nedenle yarışmacıların yüzüne bakmadığı yanılsamasına düşülmemesi rica olunur.
Alınmaya, darılmaya mahal yoktur. Yüce şef sadece kör noktalara ve boşluğa bakabilmektedir. Ne de olsa kendisi zayıflama ve diyet kahramanı zarif bir manken düşünürün eşidir. Eşinin cilt cilt ansiklopedileri vardır. Saygı değer eş kalın ciltlerin her birinde göze nasıl kalem çekilir, yanlış çekilirse nasıl silinir, silinmezse kime gidilir gibi hayati konularda püf noktaları öğreten ansiklopediler yazmış nadide bir aydınımızdır. 12 ciltlik dev eserin sınırsız faydaları saymakla bitmez.
Yemek tarifleri, diyet teknikleri, kılık kıyafet seçim ve devrimi, saç bakımı ve kesimi, cilt yıkama, yağlama, parlatma, evde kendi kendine çok ucuza tırnak ucu bakım kremi yapma, pasta cila gibi çığır açan inkılapların hepsini birden ülkemize armağan etmiştir. Allah razı olsun, ömrüne ömür katsın ama kendisi yetmemiş ve başımıza bir de kocası başöğretmen şef Mehmet Özer çıkagelmiştir. Pek de gidesi yoktur besbelli, çünkü ekranlara iyice yerleşmiş ve sağ olsun yerini pek sevdiği görülmüştür.
Diğer jüri üyesi Nalan Aksoy iyi kalpli yorumlarından çok, bir şef olarak giydiği elbiseler, tuvaletler ve acayip keskin makyajıyla dikkat çekmektedir. Puanları yüksek, kalbi temiz, hijyen takıntılı yorumları genellikle olumlu olsa da, neticede kendisi ulu önder büyük şef Mehmet Özer’e tabidir. Arada kalkıp göbek atmakta, iki dolanıp rahatlamaktadır. Böylece programın samimi ve sıcak görünebilmesi adına katkı sağlaması da cabasıdır.
Diğer jüri Yağız Özgül konusuna hakim ve dozunda yorumlarla sessizliği tercih etmektedir. Hatta sanki jüride tek başınaymış ve diğerlerini çok takmazmış gibi takılmaya çalışmaktadır. Ama biraz zor tabii, ne de olsa büyük şefin yaverliğini yapan papyonlu bir sunucusu da vardır. Genç sunucu sürekli boş konuşmayı başarmaktadır. Henüz tek bir espri yapamamış olsa bile bu şekilde her an yapabilme ihtimalini arttırmaktadır. Çünkü asla vazgeçmemektedir. Ne de olsa kendisine mucit Acun Ilıcalı’yı örnek aldığını söylemektedir. İlim irfan yolunda ilerleyen tüm televizyoncular, böyle her gün başımıza yeni bir icat çıkartan TV mucitlerini örnek alsa ülkemizin fezaya çıkması an meselesidir. Bir daha indir indirebilirsen televole fakültelerinde yetişen pırıl pırıl televizyoncuları…Ancak asıl konu hijyendir! Nalan Aksoy ‘yıkılan masalar ve yıkılan hijyenler’ istediğini açıklamaktadır hayal kırıklığı içinde. Büyük şef ise hijyen konusunda çok titiz ve takıntılıdır. Yemeklere puan verirken ‘hijyenin iyi ama patlıcan beğendiyi beğenmedim’ diyecek kadar açık sözlü ve dikkatlidir.
Aslında yarışmacılar yaptıkları yemekten değil temizlikten puan aldıklarını fark etseler yarışmayı kazanacaklar. Alın benden de size bir püf noktası. Keşke yazmasa mıydım acaba? İki üç tane daha bulsam ben de ansiklopedimin ilk cildini tamamlardım.
Neyse iyilik yap denize at demişler, bu da benden olsun.
İnsanın karnı nasıl olsa doyar, mühim olan yıkılan hijyenler dolu mutfaklarınız olsun.
Paylaş