Paylaş
Değerlendirmelerimi 5 üzerinden ve Hürriyet Aile’nin bana verdiği yetkiye dayanarak yapıyorum. Geçen sezondan kalanları ve bir sürü yepyeni, yaratıcı, başarılı yapımı yazamadım. Bunlar rastgele ilk aklıma düşenler…
Aldatılan dört çok farklı, güzel ve genç kadın kesiştirilerek erkek egemen baskının farklı kolları, yolları, damarları ve taktikleri lime lime ediliyor. Komik olsun derken gülünç olmaktan biraz korksalar çok daha iyi olabilirdi. Gerçi bu haliyle acının komedisi yapılıyor galiba. Kalın hatlarla vurgulanan kimi karakteristik özellikler metni ne yazık ki sığlaştırıyor ve belki de bu sığlık sayesinde kolayca izlenebilen, ne söyleyecekse lafı uzatmadan, direkt ve net bağıran bir yapıya kavuşuyor. Siyah ve beyaz zıtlığındaki netlik yer yer meselenin kendisine zarar veriyor ama güzel mi güzel, cici mi cici ve hafif mi hafif bir dizi. Ben tavsiye eder gibi yaparken kaçıyorum. Bir türlü içime sinmiyor ama izleyince de kendisini kabul ettiren cinsten…
Notu: 3.5 (Tek kelime duyarsam notu hemen düşüreceğimi de söyleyeyim. Değerlendirme tabii ki de değerli bilgi birikimime ve paşa gönlümün keyfine göre. Gidin bakın Batı da böyle kıyım yapılıyor. )
Daha önce başka mecralarda belirttiğim üzere Haluk’un kızları ve Güneş’in oğlu olsaydı dizinin namusu kaçardı ama şimdi her şey çok yerinde. Çeşitli büyüklükler de, irili ufaklı her keseye ve her boya göre aşk var bir kere. Psikopat ama aşık adamlar dolu üstelik! Sonra alabildiğine estetik, trend ve her sahnesi moda defilesi gibi o tarz benim kızlar gani! Ayrıca başrollerde nefis bir ev var; her yerden boğaz görüyor ve tüm hücrelerinden zenginlik fışkırıyor. Varak ve minimalizm olmadık yerde kesişiyor. Kaldı ki Emre Kınay cidden döktürüyor. Yani net tavsiye ediyorum.
Notu: 4 (İtiraz mitiraz kabul etmiyorum. Dört dörtlük dizi işte! Ha o zaman niye mi 5 vermiyorum? Efendim etimden et koparıyorlar, ciğerlerim sökülüyor yok ben 5 veremiyorum ve böylece kendimi kıymete bindiriyorum.)
Yeşilçam’da bile bu kadar Yeşilçam öğesi yoktur herhalde! Her şeyi bilen, akıllı, plancı, dünya tatlısı ve elbette ki yeri geldi mi melek yeri geldi mi şeytana dönüşen bir sabi sübyanın gözünden sözde aşk hikayesi… Sınıf çatışmalı, çocuk merkezli, basit ve klişe aksiyonlu aile dramı. Ben tutmaz sandıydım ama gideri var demek ki! Gerçi yeni bir tat, yeni bir söz veya yeni bir dokunuş yok hatta eskiyi içini boşaltarak sömürme bol bol, dolu dolu! Yerseniz ve yok bayat değil derseniz izleyin. Yani ben tavsiye filan etmiyorum!
Notu: 2 (Kime göre neye göre mi, valla bana göre! İtirazı olan gidip Hürriyet idareye başvurusunu yapsın, dilekçesini yazsın ve bugün gidip yarın gelsin! Zaten dizi yayından kalkacakmış galiba!)
Evet çoktan hükümdar oldu bile! Erkek dili, şiddet güzellemesi, sistem şakşakçısı, milliyetçilik pompası ve çok daha fazlası nedeniyle yer yerebildiğin kadar. Amma velakin sürükleyici, şok edici, yenilikçi, temsil ettiği yapıyı deşifre etme açısından inandırıcı ve gayet tempolu bir dizi. Üstelik diyaloglar şahane! Kadro cuk oturmuş ve hık demiş ‘Kurtlar Vadisi’nin burnundan düşmüş. Valla ne desem bilemedim şöyle ki ben çok acayip gıcık oluyorum ama izlemekten müthiş bir zevk alıyorum. İşte öyle yaman bir çelişki! Yani tavsiye etmiyorum ama ben kaçırmıyorum doğrusu…
Notu: 4.5 (Yarım puanı niye kırdığımı açıklamak zorunda değilim. Beğenmeyen idareye gitsin, yazı işlerinden Sedef Batı’yı bulsun! Başvuru, dilekçe, ikametgah ve bugün git yarın gel…)
Konusunu yazmaya zaman kalmamış gibi ama kadro çok iyi gerçekten. Göz dolduruyor, seyir zevki veriyor, Gökçe Bahadır ekrana ve role çok yakışıyor. Hem sonra aman Allah’ım sinirli doktor, zengin babası, geri zekalı hemşire, yetimhaneden beri annelik yapan iyi kalpli yaşlı kadın, aniden aynı hastaneye ve sonra koskoca İstanbul’da aynı mahalleye düşen gizemli ve yakışıklı çocuk, ölüm döşeğindeyken uzunca bir konferans veren sürpriz baba ve fedaileri uysa da uymasa da koyuyor. Yani dramı, gözyaşını, komediyi ve aksiyonu da bir potada eritmeye çalışmışlar ve pota erimiş, hepsi yere düşmüş ama kimse farkında değil ya da kimsenin umuru değil! İlla seyredecekseniz seyredin ya da boş verin, yani ben karışmıyorum. Ne tavsiye ne de uyarı, orta da bırakıyorum.
Notu: 2.5 (Biraz çalışırlarsa notu yükseltir miyim bilmiyorum. Her yazar kadar dengesizim. İşine gelmeyen Hürriyet’ten yazı işlerine gitsin. Sedef Batı’yla konuşsun; dilekçe, parmak izi, fotoğraf, noter, diploma aslından fotokopi… )
HERKES KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VERSİN, DİĞER DİZİLERİ DE YAZACAĞIM…
Paylaş