Paylaş
Yasemin Yalçın yıllarca aynı tiplemelerle tekrara düştüğü için ekrandan yavaşça silinmiş ve özletmişti. Çok yazık ki yeteneğini hiçe sayarak kendi performansıyla unutulmaz kıldığı ‘Sürahi Ana, Şuayip, İtilmiş Kakılmış’ gibi karakterlerin eliyle neredeyse oyunculuk serüvenini defalarca öldürmüştü. Çünkü bu rollerin tekrarından çıkmadı veya belki de çıkarılmadı, oysa yeteneği çok daha fazlasını istiyordu, hak ediyordu. Ne var ki her kanalda aynı tiplemeler yıllarca oynayarak kendi sonunu sonundan çok önce ilan etti. Uzun bir aradan sonra yepyeni bir ekip ve bambaşka bir metinle seyircinin karşısına çıkınca ilk önce çok sevindirdi ve umutlandırdı.
Mihrap Yerinde ekranda özellikle Yasemin Yalçın özleyenler için fırsat olabilirdi yani, ancak bu haliyle usta oyuncunun tüm çabasına karşın ortada senaryo yoksa nasıl bir fiyasko çıkabileceğine dair bu işe niyetlenen herkes için çok iyi bir ders oluyor. Oyuncu kadrosu çok güçlü olsa da ustaların performans virtüözleriyle idare edilen birkaç sahneden fazlasının ittire ittire bile gitmediği görülüyor. Hatta ‘İnce İnce Yasemince’ günlerinden mimik, jest ve vücut diliyle aralara bolca skeç yerleştirildiği ve ne yazık ki bu skeçlerin eklektik kalmakla kalmayıp sırıttığı hissediliyor. Oyuncuya kendi rolü dışında yazılan skeçler karakterle bütünleşmiyor ve zaten seyircinin hafızasında yeri çok güçlü duran tüm Yasemin Yalçın tiplemelerini hatırlatıyor. Akmayan konusu böylece sekteye uğruyor ve başta Yasemin Yalçın ve diğer oyuncuların sırtına diziyi taşımak kalıyor. Kadıncağız tek sahne içinde kırk tiplemeyle belki imkansızı başarıyor ve tek bölümle bitecek diziyi sürüklemeyi yine de başarıyor. Kaldı ki ‘İnce İnce Yasemince’ yıllarında da tekrarın tekrarına rağmen yani adeta kendine karşı yine kendisiyle tiplemelerini yıllarca yaşatmış ve bıkılsa bile izletmişti. Tuhaf ama çok başarılı olduğu için tiplemeleri uzun yaşatarak bıktırmıştı. Başarıyla bıktırarak öldürmek belki Yasemin Yalçın’a özgü tuhaf bir kaderdir. Ne de olsa yeteneği birileriyle kıyaslanacak ya da ölçülecek gibi değildir ve aslında popüler kültürün içinde tevazu tohumları filizlendirecek kadar özel bir alan yaratmıştır. Özetle Yasemin Yalçın tevazu gösterdikçe hak ettiği yeri bulamamış bir popüler kültür kahramanıdır ve yine kahramanca kendisinin harcanmasına hizmet etmektedir.
Tabii Zafer Algöz gibi girdiği her sahneyi minimal oyunculuğuyla yükselten müthiş bir isim daha var dizi de ve o da anlatının ayakta durmasına çok hizmet ediyor. Bakın canlandırdıkları karakterlerden bahsetmiyorum bile çünkü o kadar klişe ve ezbere yazılmış ki insanın bu oyunculara bu karakterleri okutması bile israf ve insafsızlık gibi geliyor. Yani tamamen oyunculuklar hatta seyircinin gönlünde sevgi ve saygıyla anılan isimler hatırına izlenebildiği kadar izleniyor. Bu iki saygın ve değerli ismin böyle bir projede yer almasını kimse sorgulayamaz elbette, ne var ki Mihrap Yerinde seyircinin kalbinde taht kurmuş isimleri böylesine zora soktuğu için güldüreceğine üzüyor.
Kadir Çöpdemir gibi zaten oyunculuğunu klişe tiplemeler üzerinden karikatürize ederek başaran bir oyuncu için bu dizi ve rol biçilmiş kaftan gerçekten. Yüksek perde jest ve mimikler, iyice köpürtülmüş tonlamalar ve derinliğe alan tanımayan odaklanmalarla canlandırdığı karakteri özellikle büyük oynayarak küçültüyor Çöpdemir. Böylece de yüzeysel karakterleri sürekli karikatürize ederek farklı bir boyut kazandırıyor. Aslında kendisine verilen hep yüzeysel ve fırsatçı karakterleri abartarak bizatihi yönettiği için farklı bir tatla çeşnilendiriyor. Dolayısıyla hep aynı rolü oynasa da bir miktar özgün yeniliği canlandırdığı karaktere ilave etmeyi başarıyor.
Her neyse ama bu diziyle dönüş yapan Yasemin Yalçın’a çok yazık edildiği için üzülüyor insan…
Paylaş