Paylaş
Bazı anneler daha kutsaldır. Gezi direnişi sırasında hayatını kaybeden Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fadime Ayvalıtaş kalp krizi geçirdi ve öldü. Şimdi bu sonuca öldü mü öldürüldü mü diye bakmak başka bir mesele elbette ama önce bakmak gerekir. Bakmak gerekir değil mi?
Bir TVKOLOG olarak söylüyorum televizyonlar pek bakmadı, sanki ortada kuyu varmış gibi konunun yanından hızla geçtiler.
Fadime Ayvalıtaş ile aynı günlerde ölen bir başka kutsal anne daha vardı; kanser tedavisi gören Tolga Zengin’in annesi. Amacım anneleri yarıştırmak değil, zaten haddim de değil. Ancak ister istemez Tolga Zengin’e, kulübüne, ailesine, futbol camiasına ve spor dünyasına dilenen başsağlığı metinleri detaylarıyla haberlerde verilince bir yandan Tolga Zengin için üzülürken diğer yandan bazı ölülerin lanetli olduğu düştü aklıma, yüreğime. Neden Fadime Ayvalıtaş’ın kalp krizi geçirdiği, çektikleri, ailesinin bir mevsimde paramparça edilen bireyleri yeterince haber olmuyordu? İki cümleyle konu geçiştiriliyor ve böylece medya üzerine düşen habercilik vazifesini de yapmış oluyordu. Kaldı ki Fadime Ana için konuşmak isteyen toplumun önde gelen tanınmış isimlerinden kimsecikler de yoktu ortalıkta. Konu kaynadı gitti ama birilerinin acıları paylaşarak azalırken bazılarınınkinden uzak durularak tuz, biber ekilmedi mi?
Örneğin Beyazıt Öztürk show programında Tolga’ya canlı yayında başsağlığı diledi ve alkışı kaptı. Duruma benim gibi içerleyen seyirci sızlanmaları sadece Twitter'da birbirine eklendi. Gönül istiyor ki, Fadime Ayvalıtaş’a da bir rahmet çok görülmesin! Ne yazık ki bazılarının çapulculuğu hiç geçmiyor galiba ve sadece Çapul TV’ye konuşabiliyor, görünebiliyorlar.
Fadime Ayvalıtaş, 20 Kasım 2013’te Çapul TV’ye yaptığı konuşmada şöyle demiş: “Gezi direnişinde çocuklarını kaybeden biz anneler bir araya geldiğimizde ağlamaktan başka bir şey yapamıyoruz. Herkes kendi evladını anlatıyor. Herkes kendi kuzusunun güzel bir anısını anlatıyor. Daha yaramız kabuk bağlamamıştır ama diğer taraftan da sürekli tuz basıyorlar. Başbakan "Başın sağ olsun" demek bir yana arayıp sabır dileyebilirdi. "Anneler ağlamasın" diyor. Ben de diyorum ki, ilk başta biz anneleri öldürün ki biz evlatlarımız ölürken ağlamayalım.”
Neden Fadime Ana’nın sözleri ana akım televizyon kanallarında yer almadı? Neden aynı günlerdeki başka bir anne cenazesi spor kanallarının hepsinden adım adım canlı verildi? Bütün anneler kutsaldır ama bazıları daha mı kutsaldır yani?
Bu durumda televizyonlarda izlediğimiz her haber aslında her zaman haber olmayabilir. Seçmece başlıklar şişirilip süslenirken bir şeyler saklanıyor, örtülüyor veya anlamı, değeri azaltılmaya çalışılıyor olabilir mi? Eğer niyet bu değilse bile sonuç Ayvalıtaş ailesinin medya tarafından yeterince ve hak ettiği gibi sahiplenmemesiyle sonuçlanmıştır.
Buradan naçizane, Hürriyet Aile olarak acılarını tüm hücrelerimizde ciğerimiz yanarak hissettiğimizi belirtmek insanlık vazifemizdir. Eğer analar kutsalsa ve melekse Fadime Ayvalıtaş en kutsal ve tam anlamıyla melek bir anadır. Tüm yakınları yakınlarımızdır, acıları içimizde cayır cayır yanmaktadır.
Televizyonlar göstermezse göstermesin ve medya sanki tek konu dershanelermiş gibi davranırsa davransın, anaların ahı kocaman bir karabasan gibi havada asılı duruyor ve acılara lapa lapa kar yağıyor bugünlerde…
Paylaş