Paylaş
Serçe Sarayı hikayesini gerçek yaşam öyküsünden alan bir uyarlama ve henüz başladı. Güçlü oyuncu kadrosunda Songül Öden, Mert Fırat, Alican Yücesoy, Esra Dermancıoğlu, Selen Öztürk, Serkan Ercan, Erkan Bektaş, Gülen Karaman, Turgay Kantürk, Selen Domaç, Gürsu Gür ve Emir Çiçek gibi birbirinden verimli oyuncular rol alıyor.
Senaryo ise Arzu Daşdan Mutlu, Mustafa Mutlu, Nuriye Bilici ve Rodi Güven Yalçınkaya tarafından yazılıyor. Dizi başlar başlamaz Yeşilçam filmlerine özgü bir kadın duruşu ve konumlandırması hemen hissedilse de Serçe bir kadın kahraman olarak farkını hissettireceğini müjdeliyor. Diziyi sarıp sarmalayan özellikle 80’li ve 90’lu yılların taverna müzikleri ise seyirciye nostaljik bir dönem duygusuyla tanıdık olanı ve özleneni vaat ediliyor.
Serçe’yi canlandıran Songül Öden iffetli, inatçı, mücadeleci, sadık ve fedakar kadın prototipini temsil ediyor. Taksi şoförü Kadir’i oynayan Mert Fırat ise gerçekten tek başına başrolü sırtlanabildiğini tek bölümle dahi ispatlamış görünüyor. Delikanlı, çapkın, aşık ve maço tiplemesine sıcak bir derinlik ve inandırıcı bir samimiyet katarak sevdiriyor. İlk bölüm Mert Fırat’ın yeni Sadri Alışık olma yolunda küçük ve sevimli işaretler çakıyor, en azından çağrıştıryor. Tüm mahalle karakterlerini ve olayları karikatürize eden işleyiş ve oyunculuklar ara ara abartılı kaçsa da genel doku ve atmosfer dengeli bir ruh yakalıyor.
Toplum olarak aileye verilen ve illa ki korunması, yüceltilmesi gerekliliğine duyulan tutucu yaklaşım elbette ki sinemamızda ve tüm dizilerde de kendini gösteriyor. Serçe ne olursa olsun aile içi düzenini bozmak istemeyen, trafik kazasında ölen kocasının hayaletini yaşatmaya çalışan, geleneksel kalıplar dahilinde evi, kardeşi ve çocukları için her fedakarlığa razı yalnız bir kadındır. Evliliği süresince aldatıldığını öğrenince geçmişini eski sandıkları ve fotoğrafları yakarak siler ancak bu kez kendisi evinin erkeğine dönüşerek kadınlığından ve cümle yaşamından vaz geçer. Kocasının hayaletiyle yaşarken kocasının hayaletine dönüşür. Bu haliyle Yeşilçam’ın iffetli, gelenekleri aşamayan karton bir prototipi olma çukuruna düşme tehlikesini de isyanıyla ve tüm mahalleyi karşısına almasıyla yıkmayı başarır.
Serçe için aile alternatifsiz en değerli kurumdur. Ekonomik ve duygusal olarak işlevini kaybetse dahi tümüyle kadının tek başına realize ettiği bir yalan zavallı kadının tek gerçeği olagelir. Bu sadece Serçe için değil, geleneksel yapı içindeki tüm kadınlar için geçerlidir. Kendisi ve çocuklarını korumanın yolu aileyi ayakta tutmak ve evine sahip çıkmakla gerçekleşir. Koruyucu aile kalkanı ve yaralanarak kabuk tutan evi yalnız Serçe’nin esaslı silahlarına dönüşür. İffetli kadın ve faziletli anne zırhıyla kendisini güçlendirir ve aile kimliğinin arkasında namus garantisiyle durur. Zaten tecavüzcü, ısrarcı, tehlikeli ataerkil toplum tehlikelerinden de ancak bu şekilde kurtulunur. Onların denetiminden kurtulmak ve daha az ezilmek için daha fazla ve en çok onlar gibi olarak! Yoksa yani Serçe kadındır, bütün kadınlar kadındır ve çiçek elbette mahallenin bıyık tarayan erkekleridir hatta babanızdır…
Paylaş