Saçlarım Çelakıllaştı, dinleyin!

Ya ben kendimi Öyle Bir Geçer Zaman ki’yi izlemiyorum zannediyordum. İzliyormuşum, ya da o beni izliyor bilemiyorum. Yalnız dizi bitiminde saçlar Ömer Çelakıl modeline dönüşüyor, haberiniz olsun. Bu Allah’ın bir hikmetidir, yaparak olmaz. Bazı diziler bünyede öyle başkalaşımlar ve değişimler yapar ki insanın Ömer Çelakıllaşmış saçlarını yolup getiresi gelir. Aynı gün Yemekteyiz programını da seyrederseniz, derken Su Gibi’ye rastlarsanız ve Esra Erol ile Evlen Benimle ile bünyeyi yorarsanız akşamına sakın ha sakın evli çiftler yarışmalarından birine bulaşmamalısınız. Yoksa Behzat Uygur şakalarına gülecek bir zeka gerilemesi, gevşemesi gelişebilir aniden. Zaten kayış koptuktan sonrası kolay, Mustafa Keser’den şarkı istemeye başlarsınız. Kanal kanal Esra Ceyhan’ın eski günlerini ararsınız, Flash TV’den ucuz diye bal alırsınız, ananızın babanızın elini öpüp ‘mutlu noeller’ dilersiniz ve size yan bakan teyzenizin oğlunu anlatmak için Müge Anlı’ya, Yalçın Çakır’a çıkar, olmayan gerçeğin peşine düşer, hüngür hüngür ağlarsınız. Mutlaka gerçeği bulursunuz; hiç tanımadığınız üvey halanızın torununun baldızı stüdyoya getirilir, hasret giderirsiniz. Ayrı geçen yıllarınıza yanarsınız. Seyirci de ağlar ve normaldir, çok normaldir. Bu arada işyerindeki arkadaşlara, patrona, komşuya ve sizi destekleyen eşinize selam yollarsınız. Yakışır, uyar, yeridir… Alkış bile alırsınız, hiç belli olmaz.

Ancak Çelakıllaşan saçlarımla diziyle ilgili birkaç yorum yapacağım, demek ki bir bildiğim var, demek ki bünyede uzmanlık almış başını yürümüş, o zaman dinleyin lütfen!

Soner Hazretlerinin şımarıklıklarından gına gelmedi mi sizlere de? İyi ki parası var! Alıyor dayı Süleyman’ını, dalıyor millete! Geçen sezon Çin ordusu kadar kötü adamı Süleyman’la birlikte evire çevire dövmesini geçtik, millete canı isteyince saldırmasını anlayamadık. Rahmetli karısı Aylin’in hastalığı için gece yarısı silah zoruyla eve doktor getirttiğini daha unutmadık. Çok zengin ve çok aşık olduğu için sabahı bekleyememişti Soner Hazretleri. Rahmetli kardeşi psikopattı ama zararı kendineydi, iyi çocuktu vallahi.
Geçen hafta da gitti diziye yeni katılan mimarın ofisine daldı. Adamın ofisini dağıttı, bağırdı, çağırdı. Tabii bunlar hep Süleyman babasının izni ve onayıyla yapıldı. Kim kimin patronu hiç belli değil zaten! Süleyman gözüyle idare ediyor Soner’i ama iyi idare edemiyor doğrusu. Çünkü Soner’in zorbalıklarını dizinin olumlamasından ve sanki asabi ancak adaletli, gözü kara, heyecanlı ve sempatik bir iş adamıymış gibi göstermesinden bıktık. ‘Süleyman Efendi söyleyin beyinize de parası var diye istediği yere, istediği zaman dalıp, kafasına göre ortalığı tarumar edip sonra sizden aferin bekleyen şirin bakışlar atmasın artık!’

Ta rahmetli Ali Kaptan’la Cemile boşandığı zamanlar sormuştum, şimdi yine soruyorum; Cemile öpüşsün mü? Öpüşse kıyamet kopar mı? Koparsa kopsun mu? Cemile mecbur mu bir tanecik ömrünü rahmetlinin hayaletiyle geçirmeye? Üstelik aldatılmıştı! Dizilerde kadının tek başına kendi ayakları üzerinde var oluşu ve cinselliğine yapılan vurgu, genellikle büyük sorunlara yol açar. Bu yüzden de kadınların yaşam hakkını ve kadın cinselliğini yok sayan sunum bile neredeyse daha eşitlikçi bir intiba bırakır. Annelik yüceltilir, cinsiyetler üstü bir mertebeye yükseltilir ve kadın o ulaşılamaz yükseklikte kutsallaştırılır. Kutsal olana elbette el uzatılamaz, kutsal olanın ise aklına bile gelmemelidir kişisel var oluşu ve cinselliği. Kısacası yine soruyorum; Cemile öpüşürse anneliğine leke sürülür mü, kutsallığı bozulur mu? Daha önce evleneceği zaman ailesi onaylamıştı gerçi. Ama Mete diziye yeni bir adam girince huylandı, daraldı, celallendi, utandı, kızardı, bozardı yine… Mete de kime aşık olsa ölüyor, çocuğun da sinirleri bozuk tabii ama girmeyelim o kadar derine.

Ya tamam anladık Caroline kötü kadın ve o yüzden saçları o malum model ama dizinin bütün kötü adamlarıyla yatmak zorunda mı? Henüz o sarı saçta iyi bir karaktere ülkemiz televizyon tarihinde rastlanmadı… Caroline’nin basit komplo ve yalanlarına 0-6 yaş çizgi filmlerde bile rastlanılmıyor. Kötü olduğunu belli etmek için öyle mimikler yapıyor ki, resmen kriz geçiriyor sanırsınız. Kaldı ki kadın tecavüze de başladı, inanılır gibi değil!

Hele bir de Neriman yenge var ki, karı koca ve kızları çekirdek kötü aile olarak her türlü hainlik, fesatlık, adilik ve mutsuzluktan özel zevk alıyorlar. Onlar ne kadar kötüyse, Cemileler o kadar iyi! Aradaki uçurum derinleştikçe Cemile’ye daha çok bağlanıyoruz.
Her neyse, sonuçta Cemile öpüşsün mü, Soner’i dövelim mi? Ay Caroline kocama tecavüz eder mi? Saçlarım yine Çelakıllaştı, içine tarak girmiyor. Kuvvetler ayrılığı oluştu tepemde! Offf…