Paylaş
Kanalların kendi doğalarına, ideallerine, politikalarına uygun bir hedef kitlesi olduğunu biliyoruz. Kanallar da toplum gibi laik, Müslüman, hem Müslüman hem laik, gerici, ilerici, şeriatçı, ulusalcı, vatan hainleri olarak bölünerek çoğalıyorlar. Kimse kimsenin kanalını beğenmiyor bittabi… Laikler bazı kanallara zevkleri ve dünya görüşleri nedeniyle biraz da küçümseme ve öfke içinde hayatta uğramazlar.
Müslümanlığı karşıt bir duruş gibi sahiplenenler ise laik kanalların edebini, adabını, giyimini kuşamını ayıplayarak seyretseler de söylemezler. Ancak bazen ezber bozan durumlar oluyor, çünkü bazı doğrular her yerde esnemeyecek, değişmeyecek kadar doğru. Ama insan yine de şaşırıyor. Samanyolu TV’de oynayan Küçük Gelin haftalardır reyting rekorları kırıyor. Açık ara fark yaparak birinciliği kimselere kaptırmıyor. Üstelik okuldan alınıp evlendirilen küçük bir kızın hikayesi konu ediliyor. Galiba Türkiye’nin ciğerleri gizliden gizliye okuldan alınıp kocaya verilen kızları için alev alev yanıyor. Dahası bunu Samanyolu TV’de izliyorsak artık çocuk gelinler meselesi inkar edilemeyecek kadar acıtıyor demektir. Hem Müslüman hem laik bir yazar olarak Samanyolu TV’yi tebrik ediyorum ve kanayan büyük yaraya parmak bastığı için sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Serdar Turgut yazısında Küçük Gelin dizisinin başarısını ülke genelindeki sapkın çocuk fantezisine bağlıyor. Çok iddialı ve sert bir analiz ancak çocuk tecavüzleri, evlilikleri ve tacizlerinin sık sık haber yapıldığı ve artık manşet bile olmadan unutulmaya terk edildiği bir ülkede yaşıyoruz. Mahkemelerde hep büyükler haklı çıkıyor, çıkartılıyor. Burası da doğru ne yazık ki! Yine de okuldan alınıp evlendirilen bir çocuğun yürek burkan öyküsünü Samanyolu TV’de izlemenin umut veren heyecanını dindiremiyorum. Demek ki kızlar okutulmalı, çocuklar çocukluğunu yaşamalı, koskoca adamların sıkıntıları, sorunları, talepleri küçücük kızların omuzlarına yüklenmemeli. Günahtır, ayıptır, yazıktır yani! Kız çocuklarından kadın olması değil okul ödevlerini yapmaları beklenmeli. Ve bence ne olursa olsun bu mesajı veren kaynağı kendimizden uzak, yabancı ya da ne kadar ters hissetsek de izleyiciyi sapkınlıkla suçlamak kolay olmamalı.
Üstelik dizi reklamını ‘istemediği hayatları zorla yaşamak zorunda kalan çocuk gelinler gerçeğini ekrana taşıyan KÜÇÜK GELİN’ cümlesiyle yapıyor. Bana kalırsa bazı cümleleri bazı yerlerde duymanın anlamı ve değeri büyüktür. Samanyolu TV’nin Küçük Gelin dizisi halkı aydınlatmak, küçük çocukların koca adamlara ve ailelerine nasıl yem ve kurban verildiğini görmek, sessiz çocuk gözyaşları içinde boğulan yaşamlara tanıklık etmek açısından çok çok değerli bir iş yapıyor. Adeta ‘baba beni okula gönder’, ‘haydi kızlar okula’ vb kampanyaların yapmaya çalıştığı hizmeti izleyici zihinlerinde yarattığı aydınlanmayla sağlıyor. Elbette dizinin her mesajını, bazı kültürel kodlamaların oluşturduğu her anlamı doğrulamak ve beğenmek zor ve zaten gereksiz de ama mühim olan adeta dev bir kampanya niteliğindeki içeriğini görmek gerekliliğidir. Zira seyirci çoktan görmüş izliyor, hatta reytinglerde Acun Ilıcalı’nın tahtını devirdi dizi ve galiba halkta artık çocuklarına sahip çıkmak istiyor. En azından ben böyle anlıyorum, sanki yanlışıyla yüzleşmek ve erkenden evlendirdiği ve görmezden, duymazdan, bilmezden geldiği kendi çocuklarının dramını izlemek gibi… Dizi, izleyicilerini gözyaşlarına boğuyor çünkü birçoğu kendi de çocuk gelin olan kadın kendi yaşamını izliyor. Bence toplu sapkınlıktan değil toplu günah çıkarma ihtiyacından koskocaman bir başarı doğuyor. Pazar akşamları Türkiye ‘haydi kızlar okula’ diye ağlıyorsa bu çığlık duyulmalı ve Samanyolu TV alkışlanmalıdır.
UYARI: Türkiye buna hazır değildi ama başına geldi işte! Bir travmayı daha atlatamayabiliriz. Bilim adamlarından, devlet yetkililerinden, iktidar ve muhalefetten ve hatta ordudan yardım istiyoruz. Bu hafta Bülent Ersoy’un Micheal Jackson’a evrildiğine tanıklık ettik, bu ülke bunu da gördü! Ama haftaya ne olacak, bilmiyoruz! Korkuyoruz, panik ve endişe içindeyiz. En azından ne yapmamız gerektiğini söyleyin! Bu hafta camdan atlayanlar, merdivenden düşenler, birbirini ezenler, kendini asanlar zor kurtarıldı. Haftaya ne olacak korkusu dayanılır gibi değil! Yardım edin, imdat yahu! Ay bir de çok fena oynuyor ya!
Paylaş