Paylaş
Televizyonun yapısal anlamdaki değişikliğinin farkında mısınız? Yayıncılığın interaktif hale gelmesiyle birlikte televizyonun seyirciye giyecek, yiyecek, akıl, fikir, sabır, ev, araba falan filan vermesi yetmiyor artık. Televizyon-izleyici ilişkisi bağlamında işler öyle ilerledi ki araya babamızın oğlu dahil hiç kimse giremez. Televizyonun samimiyetinden şüphe edilemez. Öyle vefalı, öyle yardımsever, öyle candan bir adam ki ay pardon araç ki Allah kimseyi televizyonsuz bırakmasın. Her derdin ilacı başka kanalda mevcut, gelenekle geleceği buluşturuyor. O ailemizin kıymetlisi, hepimizin göz bebeği, içimizden biri! Eğlendirir, bilgilendirir, haberdar eder ve istersen uzakları yakın eder, istemezsen yakınları unutturur. Her derde deva dualar bilir, şifalar verir, hikmetinden sual edilmez güçlere sahiptir, biz kullarının aklı ermese de yardımını esirgemez çünkü kanalları ganidir. İzleyeninden razıdır; kullarında suç aramaz, çare bulur.
Şişmansan rejime sokar, kampa alır ve spor yaptırır. Başında Ebru Akel yeter ki zayıfla diye ağzına lokma soksan kamerayla midene kadar girip pişman eder.
Zayıfsan tenine, rengine, şekline, trendine uygun kılık kıyafet nedir, öğretir. Öğrenmeyenler bu kanalda bizımla deılsa diğer kanalda bizımladır ve intikam almasına olanak sağlanır.
Hasretini çekmişlere anasını babasını bulur ya da 25 yıldır görmediği ağabeyiyle ablasıyla kavuşturur. Kavuşma anına yakın plan girer, fona acıklı müzikler koyar. Duygularımıza tercüman olur. Tazeyken dul kalmışlara ve alı gülü solmuşlara, yaşına başına ve emeklilik maaşına göre eş verir. Esra Erol’da evlenmeyeni 'Su Gibi'yle çağlatır, daha olmazsa ne çıkarsa bahtıma deyip önüne ilk çıkana yıldırım aşkıyla bağlatır.
Yapımcılarla zıtlaşmayan, jüriyle hırlaşmayan ve kendisine yapılan hakaretlere kahkahalarla katılan izleyiciye canlı yayın da düğün dernek yapar, para almaz. Üstelik doğru nefes alıp verme teknikleri, birkaç kilo bedava kontör ve duvardan duvara kağıt alana bordür, yaylı ayak bağı, sapsız keman yayı, tenis filesi, özel saplı mücver tavası gibi neler neler yağdırır.
Sabah kalkınca jimnastik, plates, yoga öğretir. Ardından fal bakar, gece gördüğün rüyaya yorum yapar. Akşam için beraber yemek yapar, tarif verir. Hastalanınca doktorumla tedavi eder, düzelmeyip ölenlere her gün dua okur. Cumaları mutlaka beraber namaz kılar, Ramazan’da beraber iftar açar, seyirciyle birlikte sahura kalkar. Yahu daha ne yapsın, ölmüşlerimizin ruhuna Yasin yollar…
Yok ben illa insanlarla iletişim kuracağım diye tutturursanız, insanın insanlıktan çıkası geliyor tabii!
Paylaş