Paylaş
Pek çok gençlik dizisine inat bir tutarlılıkla reytinglerini yüksek tutmayı başararak sezonda kalmayı başaran dizinin bu haftaki bölümü evlere şenlik bir söylemle ‘keşke bu zihniyet bari bir gençlik dizisinde olmasa’ dedirtti. Dizinin zengin, yakışıklı, asi ve herkesin aşık olduğu esas oğlan Kerem’i arasının bozuk olduğu sevgilisini yeniden kazanmanın yollarını arıyordu. Kerem ne yapsam ne etsem diye kıvranırken okul arkadaşları Kerem’e akıllara durgunluk veren bayat, zehirli, tehlikeli ve gayet ataerkil fikirler verdiler. ‘Al kızı kaçır’ dediler resmen geniş geniş, rahat rahat, doğal doğal, offf, puff, çüşş, oha, falan filan!
Kerem’in ortaçağdan kalma taş kafalı arkadaşlarının sessiz sakin bir yerde baş başa kalıp taşlarını dökmelerinin ilişkiye iyi geleceğinden hiç şüpheleri yoktur. Kerem sevgilisini sakin bir yere götürmeye nasıl ikna edeceğini sorunca, zorla alıp kaçırmasını ve kızların bundan hoşlanacağını anlatırlar. Nasıl ya, neden, niçin, kim karar veriyor kızların kaçırılıp götürülmekten, zorla alıkoyulmaktan zevk alacağını?
Cevap veriyorum; bu bir erkek fantezisi olabilir ancak! Haydi tamam o kadar iddialı olmayayım ve sorayım: Kadınlar beğendikleri erkekleri kaba güçle kaçırıp götürseler erkekler memnun olur mu? Yok böyle saçmalık!
Sonra Kerem sevgilisini omuzuna alıp okulun bahçesinden kaptığı gibi doğruca jeepinin terkisine atıveriyor tabii. Bu arada okulun bahçesindeki kalabalık alkışlıyor! Yuh be! Sonra kimse eski karısını, sevgilisini ya da neyse beğendiğini kaçırırsa şaşırmayın, adam kendini romantizm yapıyor sanıyor olabilir. Kız 4 çeker jeepin içinde polis çağıracağını filan söylüyor, bu arada kırmızı ışıkta duruyorlar.
Üstü açık kırmızı bir spor arabada iki genç kız dans ederlerken kaçırılan kızın güya şikayetini dinlerler durmuş trafikte. Sonra gülümseyerek kıza şükretmesini, hatta çok şanslı olduğunu ve kendisini kaçıran gencin çok yakışıklı olduğunu vs söyler ve gülerler. İnanılır gibi değil ama bu diziye göre tüm kızlar yakışıklı, jeepli, genç bir adam tarafından kaçırılmak için şüphesiz can atıyorlar.
Zaten egemen zihniyet bu olduğu için kadın kaçırıldığında, dövüldüğünde, sövüldüğünde, tecavüz edildiğinde hep kendisinin de istediği hatta gizlice teşvik ettiği düşünülüyor. Dolayısıyla kadın kaçırmak adam kaçırmak sayılmıyor ya da en azından cezası ve toplum nezdinde itibarı aynı olmuyor. Kadın öldürmek adam öldürmekten de sayılmıyor, bunun için ayrı bir kategori ve başlık açılarak bir şekilde öldürülen kadınlar bir kez de öldükten sonra değersizleştirilerek bir suç nesnesine dönüştürülüyor.
Elbette dizi tüm bunlara sebebiyet vermiyor ancak var olan yaygın anlayışı temsil ediyor ve onaylıyor. Üstelik ne yazık ki tüm bunlar bir gençlik dizisinde vuku buluyor. Eğer böyleyse gençlik çok yaşlanmış ne yazık ki! Sadece hastalıklı erkek bakışı bir kez daha canlandırdığı için değil, evli gibi yaşayan liselileri evlilik hayali dışında bir motivasyon dışında düşünemediği içinde… En önemli kararları ileride evlenmek veya evlenmemek olan liselilerin yaşam amaçları bu denli kısır, klasik ve bayatsa çoktan yaşlanmış ve bitmişler demektir. İki sevgilinin evlilik hayalleri ve birbirlerine anlatımları öylesine öldürücü klişelerden oluşuyor ki insanın bu gençlerin ruhuna el fatiha okuyası geliyor.
Örneğin Kerem eve geç geldiğini ve en az 5-6 çocuk yapacakları bir evlilik hayal ediyor kısaca. Yani istediği kadar özgür takılacak, kadın kendisini gece kıyafetiyle ve büyük bir anlayışla evde bekleyecek. Kız ise kendisini sürekli merak eden, çiçekler, mesajlar yollayan bir koca hayal ediyor. En zirve hayali ise kendisine sürpriz mücevherler alan bir Kerem. Ah insanın kendisini keseceği geliyor. Neden şu mücevher fantezisinden kurtulup ucuzlamaktan vazgeçmiyor genç kızlar?
Bu haftaki bölümüyle her sahnesinde tamamen erkeğe atfedilen sıfatlarla ve uygulamalarla yönetilen düzenleri olumlayan Güneşi Beklerken kadını her koşulda etkisiz kılan, affeden ve çeşitli beklentiler içinde erkeğinden hep isteyen, zayıf ve yetersiz gösterdiği için artık bir gençlik değil ortaçağ yaşlılık dizisi olabilir.
Not: Kerem’in sevgilisinin adı kasıtlı olarak yazılmamıştır çünkü hala kadının adı yoktur bu memlekette!
[fotogaleri=620]
Paylaş