Paylaş
Lütfen cinsiyet rollerini ters çevirerek izlemeye çalışın ve eğer içiniz kaldırmıyorsa erkek yaptığında da hoş görmeyin çünkü erkek yaptığında güldüğünüz sahneler için kadın yaparsa cinayet çıkıyor ülkemizde ve çok gözyaşı dökülüyor.
İskele babası sayılacak sorumsuz, duyarsız, egoist ve vurdumduymaz bir babanın ölmeden önce çocuklarını toplayıp son bir özür dileyerek her şeyi telafi edebileceğini Uğur Yücel'in muhteşem aurası, performansı ve toplum üzerindeki büyük kredisiyle kotaran bir dizi Familya.
Dil oyunları, zekice yazılmış dokunaklı ve güncel diyalogları, ustalara saygı ve referanslarla donatılmış arka planı, tabii göz dolduran oyuncu kadrosu ve kış günlerinde şirin bir ege kasabasını seyircinin seyir zevkine sunmasının ardında affedilen nedir, kimdir ve ne kadar doğrudur kayboluyor… Anne terk etse ve yıllar sonra çocuklarını genç bir erkek hayatına girecek tehdidiyle toplamaya çalışsa ne kadar sempatik bulunurdu mesela?
Uğur Yücel'in canlandırdığı Yaşar bir gün karısıyla girdiği basit bir tartışma sonrası evi terk eder ve bir daha yıllarca dönmez. Ancak kadın basit bir kavga sonrası evi terk edip dönmese genellikle bu dünyadan bileti kesilir. E tabii erkek olunca sinirli, fevri, özgür ruhlu, sözünün eri ve aslında pamuk kalpli, sevgi dolu ve dürüst bir adam olmak mümkündür ve çok makbuldür. Bütün bu pozitif özellikler çocuklarını terk etmiş bir babaya rahatlıkla atfedilebilir toplumumuzda. Hele bir de kanser teşhisi konduğu için ölmeden önce çocuklarıyla barışmak, kendini yeniden sevdirmek ve özür dilemek istiyorsa bundan iyisi olamaz!
Bu arada Yaşar Baba aşklar yaşamış, vazgeçememiş, birleşmiş, ayrılmış ve dopdolu bir ömür geçirmiştir ancak çocuklarının çocukluğuna yetişememiştir. Gençken çocuklarıyla ilgilenecek ne sabrı vardır, ne de vakti olmuştur. Onları öylece bırakıp gitmenin ardına koyacak doğru dürüst bir hikayesi yoktur ama işte yine de sevecendir, sempatiktir, tatlı dillidir, aşk ve doğa insanıdır netice de!
Ne de olsa erkektir, yaşadıklarının hepsi serseri, delikanlı ve aşık karakterinin gerekleridir ve zaten erkeğin elinin kiridir kadın, hayat, namus vs! Evlatlarına dönme kararı aldığında renkli geçmişi çocuklarını öfkelendireceğine büyüler. Örneğin Yaşar'ın müthiş tecrübeleri oğlunun aşk çıkmazına ışık tutar.
Terk edip giden kadın olsa ve döndüğünde böylesi dolu bir aşk defteriyle çocuklarını etkilemeye kalksa 'annelik' kurumuna asla yakışmayacak her söz erkeğin ağzına çok yakışır, mest eder. Kadını 'kutsal anne' ve 'aile namusu' mitleriyle kıstırıp yaşatmayan sistemin erkeğe sağladığı ayrıcalığın faturasını ruh sağlığı yerinde olamayan çocuklar öder. Ancak o çocuklara erkek yapınca mesele etmemek kadın yapınca öldürmek öğretilmiştir zaten ve yanlış bir öğretide mutlu ve sağlıklı olabilmek için biraz ruh hastası olmak tedavi sayılabilir…
O halde Familya’daki Yaşar Baba gibi adamların çocukların başında olmayıp terk etmesi belki de en iyisi olmuştur çünkü en iyi baba ölü babadır çoğu zaman…
Paylaş