Paylaş
Dizilerde bir sebeple anne veya babalardan biri çocuklarından birini eşinden saklıyor. Böyle yazınca çok acayip dursa da dizilerdeki bu tuhaf konunun karşılığı ne yazık ki gerçek hayatta da yaşanıyor ki her gün ailesinden kayıp arayanların programları da bitmek bilmiyor. Dolayısıyla her dizide en az bir kere DNA testi yapılması kaçınılmaz bir sahne olarak yerini alıyor.
En son Karagül’de Ebru, öldü bildiği oğlunun, kocası tarafından ilk karısına teselli hediyesi olarak verildiğini öğrendi. Dizinin en annesiz babasız evladı Ayşe de ablası zannettiği annesinin kendisinden babasını sakladığını henüz bilmiyor. Babası da, babası olduğunu yeni öğrendi zaten. (Lütfen şimdi okuduğunuz Ayşe’nin aile sorunsalını Karagül’ü izlemiyorsanız anlamaya çalışmayın!) Zaten dizi de bir şey olmuyor, sadece zamanında olanlar bugün konuşulmayarak saklanmaya çalışılıyor. Zira senaristlerin, son iki sezondur merak edilecek bir şey kalmadığından yangın çıkararak reyting almayı başarmalarının sırrı henüz bilim adamları tarafından da araştırılmaktadır.
Yeni başlayan Kördüğüm’de de saklanan bir çocuk söz konusu! Didem dört yaşına kadar doğurup büyüttüğü oğlunu intihar ederken babasına açıklıyor. O dakikaya kadar gururundan çocuğu kendine saklaması yüce bir kararmış gibi sunuluyor. Gecenin Kraliçesi’nde Selin’de gururundan tenezzül edip oğlunun babasının Kartal olduğunu elbette Kartal’a söylemiyor. Yeter’de ise çaresiz kadın Aylin ikinci çocuğunu doğumda ölmüş gibi gösterip psikopat kocası Yekta’dan saklıyor ve bebeği erkek kardeşi ve karısına veriyor. Mayıs Kraliçesi’nde Sencer aşık olduğu Asu’nun kızını kaçırtıp öldürülmesi emrini veriyor. Kızını öldü bilen zavallı anne Asu tam da Sencer’in planladığı gibi kızından doğan boşluğu kocası ve kocasının çocuklarıyla dolduruyor.
Anlaşılıyor ki anne ya da babanın çocuğunu saklama veya başkasına vermesi sıradan bir olay ve çok yaygın bir sır olarak toplumdaki yansımasını dizilerde buluyor. Şimdi bu durumda etrafınıza dikkatli bakmakta fayda var; belki de yeğeninizin oğlu sizin öz kızınızdır. Ya da babanız aslında ülkenin 3 büyük zengininden biridir ve şimdilik kimse bilmediğinden kıt kanaat yaşamak zorundasındır. Aynen O Hayat Benim’de Bahar’ın 63 bölüm yaşayamadığı sefahat ve lüksü kim bilir kimler sizin yerinize yaşıyor olabilir.
İşte bu gibi durumlarda bir karışıklık sonucu gerçek anne babası yerine yoksul bir ailede büyümek zorunda kalan Paramparça’daki Hazal’ın ‘yalıda ben oturacağım’ krizleri yaşaması normaldir. Yani yalılar herkesin anasının ak sütü kadar helaldir ve aslında kim bilir belki de sizin babanızın malıdır.
Burası kayıp çocuklar vatanı ve çocuğunu saklamak, kaybetmek, hediye etmek normal olduğu sürece trajediler sıradanlaşır elbette, hatta komediye dönüşür. Ne de olsa kaynaklara göre ortalama olarak her gün 7 çocuk çakmak, gözlük, eldiven gibi kayboluyor ve öyle çok fazla da aranmıyor.
Ancak aşı niyetine sadece dizilerde değil herkesin DNA testi yaptırması artık yasalaşsa yerinde olur gibi geliyor.
Paylaş