Paylaş
Başrollerde mekan ve müzik oynuyor. Üç tarafı havuzlarla çevrili, içinde salonlar, meydanlar, kocaman merdivenlerle dolu saraylarda en fazla bir ya da iki kişi yaşıyor. Hangi sahneye geçse sıkılmak imkansız çünkü bütün evler mimarlık, dekorasyon ve peyzaj dergilerine taş çıkartır. Hatta karakterler oda oda gezsin istiyor insan.
Sonra öylesine güzel bir müziği var ki klip tadında seyret seyret doyulmuyor. Zaten Burak Özçivit’in bir bakışı yetiyor, eritiyor, bitiriyor ve böylesine kusursuz bir şah eserin bakması yetmezmiş gibi üstüne bir de konuşması yüce rabbimizin başlı başına mucizesi resmen.
Seyirci bu kusursuz ve tesirinden kurtulunması Özçivit aurasında uyuşuyor, kendinden geçiyor ve artık ne akıl kalıyor ne fikir! Sadece seyrediyor ve bu fazlasıyla yetiyor zaten. Ayrıca Neslihan Atagül, Kaan Urgancıoğlu, Zerrin Tekindor, Kürşat Alnıaçık, Zeyno Eracar, Burak Sergen, Neşe Baykent, Barış Alpaykut ve Orhan Güner gibi çok değerli isimler de bu masala inandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Gerçi inanmaya gerek kalmıyor çünkü dizi sarhoş ediyor ve sürüklüyor.
Üstelik konusu da zengin kız fakir oğlan temelinden filizleniyor ve cümle Yeşilçam klişeleri yeniden üretilirken tüketiliyor. Zengin kız Nihan ‘mecburen’ zengin bir oğlanla evleniyor ve tam 5 yıl boyunca kocasına ‘kendisinin parayla satın alınamayacağını’ ispatlıyor. Yani zavallı zengin ama manyak koca Emir, Nihan’ın hem bedenine hem ruhuna sahip olamıyor. Bu yüzden de Emir cinsel tatmini dışarıda arıyor ve parası çok olduğundan hep birkaç tane kadın birden ısmarlıyor kendine. Ah ama olmuyor işte, yine de kimseler Nihan’ın yerini tutmuyor, doldurmuyor. Tabii bu sırada başka evlere gidiliyor ve boydan boya cam, yüksek tavan, ekstra donanımlı ve ultra lüks yeni mekanlar görme fırsatı doğuyor.
Dizinin en gerçekçi ve can alıcı noktası Kemal’in ailesinin evlat ayırımı yapmadaki tutarlı rezaletleri galiba! Anne ve baba, Kemal’e iltifat etmeye doymazken kendi yaşamlarının çıkmazını temsil eden ağabeyine üvey evlat muamelesi çekiyorlar. Ne de olsa Mühendis Kemal ailenin tek umudu, para kapısı ve çıkış yolu! Kemal’in en yakın arkadaşı Leyla ise hikayeye zorla eklenmiş gibi zoraki bir iyilik ve sağduyuyla dizinin tek gerçekçi alanını da zedeliyor.
Öyle ya da böyle dizi gidiyor ama 2015’te hala bir kadın karakterin ne kadar sağlam, iffetli ve düzgün olduğunu ispatlaması için bekarete vurgu yapılması ve illa ki ilk kez ve sadece esas oğlanla birlikte olma zorunluluğu gerçekten tiksindiriyor. Eline başka erkek eli değmiş olmamasının gereklilik gibi sunulması toplumsal bilinçaltının tüm taciz, tecavüz ve namus cinayetlerini tertemiz çitiliyor, aklıyor… Kısacası müzik ve mekanlar şahane ama hala perspektifi bacak arasından bakan kadın karakterler yazılıyor ya ayıp oluyor!
Paylaş