Paylaş
Hayatımız hızla değişiyor. Biz değiştiğimiz için televizyonların değiştiğini iddia edenler kadar televizyonun bu değişimde çok büyük etkisi olduğunu düşünenler de var. Örneğin "Toplumumuzu Dallas bozdu ve bir daha toparlanamadık" diyen akademisyenlerimiz, iletişim fakültelerinde televizyonun nasıl hipnotize ettiğini ve görsel iletilerin biz anlamadık zannederken bilinçaltımızı nasıl işgal ettiğini anlatıyorlar.
Bugün Dallas entrikalarının masum kalacağı 3.sayfa haberleri çok daha şiddet, cinayet, yalan ve yapmacıkla dolu. Dizilerimiz ise tecavüz, aldatma, hırsızlık ve fazlasıyla donatılmış karakterlerden geçilmiyor. Aç gözlülük ve sonsuz bir iştah duygusal, fiziksel, düşünsel ve maddesel olarak sürekli olarak üzerimize pompalanmakta ne yazık ki! Belki de bu yüzden yiten değerlere özlem büyüyor. Adeta 2010’lar da eğlenmenin yolu en az 20-30 yıl geriye dönerek başarılabiliyor.
Diziler, programlar, barlar, gece klüpleri ve kitaplar bize geçmişi vaat ederek çekicilik kazanıyorlar. Örnekler çok… Bütün anlatısını 80’li yılların masumiyetinden alan bir dizi başladı. Dekoru, müziği, espri anlayışı ve aile içi hiyerarşideki baba otoritesi o yılları yaşayan izleyiciye mutlaka kendinden bir şeyler hatırlatıyor. Okan Bayülgen, sık sık 80’ler 90’lar geceleri yaparak hem reyting rekorları kırıyor hem de seyirciye çok keyifli nostaljik programlar sunuyor. Kısacası bugün kazanmanın en kestirme ve garantili yolu geçmişe tutunmak gibi görünüyor.
Örneğin çıkış yapmaya çalışan şarkıcılar, sanki yeni yazılmış gibi o yıllardan bir şarkıyla yırtmaya çalışıyorlar kaderlerini. Yani bitpazarına bardaktan boşanırcasına nur yağıyor. 80’li Yıllarda Çocuk Olmak ve 90’lar Kitabı baskı üzerine baskı yapıyor çünkü gerçekten çok eğlenceli, samimi ve saf anılarımız bizi bize hatırlatıyor. Oysa bugün öyle çok kanal ve program varken neden geçmişi özlüyoruz acaba? Şöyle bir zapping yapalım bakalım:
‘Burada Laf Çok’ adlı bir program var. Her akşam öylesine konuşuyorlar, neden acaba?
Eskiden haftada bir magazin programı olurdu, şimdi sabah akşam en az birer saat süren magazin programları var.Neden acaba?
Eskiden modacılar, modacıydı. Şimdi kocası zengin olanlar modacı oluyor. Neden acaba?
Spor programlarında kocaman yaşlı başlı adamlar tamamen aynı şeyi söyleseler bile zıtlaşmaya, bağırmaya ve mutlaka argo kullanmaya çalışıyorlar. Neden acaba? Bir de bu adamlar fosforlu kırmızı, yeşil, turuncu, sarı kazaklar giyiniyorlar. Omuzlarının üzerine her hafta kazak atanlar var özellikle. Neden acaba?
Artık açık oturumlar neredeyse bitti bitecek. Olan programlar ise gece yarısı 01.00’den sonra başlıyor. Neden acaba?
Yemek tarifleri, sihirli çaylar, zayıflatan kızartmalar, kalorisiz pilav, makarna reçeteleri ve diyet savaşları şiddetleniyor. Her kanalın bir diyetisyen doktoru var. Neden acaba?
Kral Hakan Şükür, hem milletvekilliğini hem de spor yorumculuğunu eşit miktarda etik yapabilitesi yüksek bir şahsiyet. Neden acaba?
Hayat Devam Ediyor dizisinde oluk oluk gözyaşı çağlıyor. Her kareye en az 5 ağlayan kadın ve 25 toplumsal mesaj düşüyor. Neden acaba?
Şimdi tekrar soruyorum 80’leri 90’ları neden özlüyoruz? Çok mu ilerledik, çok mu ileri gittik acaba?
Paylaş