Paylaş
Dolayısıyla birbirini dinlemek, dikkati konuşan kişiye vermek, sıra bekleyerek konuşmak gibi iletişim kurmanın yollarını ilk olarak ailemizden öğrenir, çevreyle iletişimimizi de öğrendiğimiz bu yollarla kurarız. Bu nedenle aile içi iletişim çok önemlidir.
- İlk iletişim
Yeni doğan bir bebeğin tepkilerine önem vermek gerekir. Çıkardığı sesleri taklit etmek, ağladığı zaman onu anladığını dile getirmek, kucağına almak, sarılmak, kendini güvende hissetmesini sağlamak, beslemek, gazını çıkarmak gibi eylemler bebekle ilk iletişimi başlatır.
- Çocuğunuzu dinleyin
Çocuk yaşının ilerlemesi ile birlikte kendini sözel olarak daha iyi ifade etmeye başlar. Yaptıklarını, oynadıklarını, gördüklerini anlatmak ister. Öğrenmeye ve çevreyi sorgulamaya başladığı için devamlı olarak sorular sorar. Çocuk bir şeyler anlatırken dikkati çocuğa vermek, her sorusunu cevaplamaya çalışmak gerekir.
Dinlerken çocuğun boy hizasına inmek, göz teması kurmak ve başka bir işle ilgilenmemek gerekir. Eğer başka bir isle meşgulseniz ‘’İşim biter bitmez seni dinleyeceğim, anlatacaklarını merak ediyorum’’ gibi bir yaklaşımla bunu dile getirebilirsiniz.
- Değerli hissettirin
Çocuğu dinlerken onu anladığınızı sözel yollarla veya mimiklerinizle çocuğa hissettirmelisiniz. ‘’Hmm, evet tabii, öyle mi?’’ gibi ifadeler kullandığınızda veya mimiklerinizle bunu gösterdiğinizde çocuk onu önemsediğinizi ve dinlediğinizi anlar. Bu durum onu sizinle iletişimini devam ettirmesi için heveslendirir.
Bununla birlikte çocuğunuz size yardım ettiğinde teşekkür etmek, kendi sorumluluklarını yerine getirdiğinde, doğru bir davranış gerçekleştirdiğinde tebrik etmek, sevginizi dile getirmek ve çocuğa karşı yanlış bir davranışta bulunduğunuzda ondan özür dilemek, çocuğun öz güvenini arttırır, kendini bir birey olarak görmesini sağlar.
- Tutarlı olun
İletişimde tutarlı olmanın önemi büyüktür. Şartlar değişmedikçe çocuğa çizdiğiniz sınırlar, verdiğiniz sözler ve cevaplar, bir konu hakkındaki fikirleriniz tutarlı olmalıdır. Bugün verdiğiniz tepki ve cevaplar, ertesi gün tam tersi yönde olursa iletişimde güven unsuru kaybolur ve iletişimde kopukluklar yaşanır.
- Yanında olduğunuzu hissettirin
Çocuğun yaşadığı olumsuz bir durumu, yaptığı bir yanlışı ailesiyle korkmadan paylaşabilmesi için ailenin yaklaşımı ve tepkileri çok önemlidir. Bu nedenle her ne olursa olsun yargılamadan, cezalandırmadan çocuğu dinlemeli, ailen olarak biz senin yanındayız, seni anlıyoruz mesajını çocuğa vermelisiniz. Aksi halde çocuk korktuğu için sır saklamaya başlar ve bu durum aile içi iletişiminde kopukluklara sebep olur.
- Hissettiklerinizi dile getirin
Çocuğun davranışlarının size ne hissettirdiğinden bahsedin. Örneğin çocuk size vurmaya çalışıyorsa, ceza verip bağırmak yerine, ‘’Bu davranışın benim canımı acıtıyor, kendimi kötü hissediyorum’’ gibi bir yaklaşımda bulunabilirsiniz. Yine aynı şekilde çocuk size sarıldığında ‘’Sarılman beni çok mutlu ediyor’’ gibi bir yaklaşımla bunu dile getirmeniz çocuğun empati kurmasını, karşısındakinin duygu ve düşüncelerini önemsemesini sağlar.
- Zaman geçirin
Çocuk kendini oyun yoluyla ifade eder. Tüm teknolojik aletlerden uzak bir şekilde yalnızca çocuğa odaklı oyun oynamak, çocukla kaliteli zaman geçirmek çocukla iletişimin en önemli yoludur. Çocuk anne ve babasıyla bir arada oyun oynayabildiği gibi, ayrı ayrı da vakit geçirebilmelidir.
- Dikkatini çekin
Çocukla iletişimi arttırmak için sorularınızla dikkatini çekin. Örneğin; bugün okulda ne yaptın demek yerine, bugün yapboz yaptınız mı, hangi bebekle oynadın gibi daha özel ve ilgi çekici sorular sormak çocuğu heveslendirir ve iletişimi kuvvetlendirir.
- Sorunu çözmesine fırsat verin
Çocuk size bir problemden bahsettiğinde hemen çözüm yolu üretmek yerine, ona kendisi çözebilmesi için fırsat vermek gerekir. Örneğin arkadaşıyla sorun yaşamış bir çocuk bunu size anlattığında o zaman sende onunla oynama gibi bir yaklaşımda bulunmak doğru değildir. Bunun yerine; ’’Bu durum seni üzmüş, kendini kötü hissediyorsun, arkadaşın nasıl davransaydı mutlu olurdun, peki sen nasıl davransaydın arkadaşın mutlu olurdu?’’ gibi söylemlerle kendi çözüm yolunu bulması için fırsat yaratın.
- Olumsuzlama değil olumlama yapın
Çocuk yapmasını istemediğimiz bir şey yaptığında "-me, -ma" eklerini kullanarak onu uyarmak yerine, olumlama yöntemi kullanarak davranışı değiştirebilirsiniz. Örneğin; kitabını yırtan bir çocuğa yapma demek yerine; ’’İstersen yırtman için sana bir sayfa verebilirim’’ demek veya arkadaşının elinden oyuncağını almaya çalışan bir çocuğa alma demek yerine; ‘’Arkadaşının oyuncağını çok sevdin, bak burada ona benzer başka bir araba var’’ demek buna örnek olarak gösterilebilir.
Paylaş