Paylaş
Prematüre bebeklerde respiratuar distress sendromu (RDS) , doğum sırasında akciğer odacıklarının genişlemesi ve açık kalmasını sağlayan, sürfaktan adlı maddenin yetersizliği sonucu oluşur. Bebeğe solunum makinesi ile destek olunur. Sürfaktan maddesi solunum yoluyla verilebilir.
Apne denilen solunum duraklaması da prematürelerde sık görülen bir sorundur. Buna kalp atım yavaşlaması da eşlik edebilir. Bu nedenle bebeklerin kalp atım ve solunumları monitörle takip edilir.
Bronkopulmoner displazi, prematüre bebeklerde doğum sonrası 28 gün geçmesine rağmen solunum yetersizliği bulgularının devam etmesi, oksijen ihtiyacının ve solunum makinası desteğinin sürmesidir.
[forum_post_id=1834]
Prematüre bebeklerde en sık görülen sorun patent ductus arteriyozustur (PDA). PDA kalpteki aort ve akciğere giden ana damar arasında bulunan ve doğum sonrası oksijenle karşılaşınca ilk 3 günde kapanan bağlantının açık kalmasıdır. Bu sorunda prematüre bebeklerde kalp yetersizliğine gidiş görülebilir, ilaçla veya cerrahi olarak tedavi gerekebilir.
Prematüre bebeklerde gözdeki retina tabakasındaki damarlar yeterince gelişemez, doğumdan sonra da gelişme süreci devam eder. Bebeğe zorunlu olarak verilen oksijen bu damarların anormal gelişimi ile prematüre retinopatisi (ROP) ne neden olur. İleri evre ROP görülen bebeklerde lazer veya cerrahi tedavisi gerekebilir.
Prematüre bebeklerde beyin içerisindeki boşlukları kaplayan damarlar yeterince gelişmemiş olduğundan kanamaya eğilimli olabilir. Hafif kanamalar kendiliğinden çözünür. Geniş beyin kanamaları, hidrosefali denilen beyin omirilik sıvısının aşırı artışı ile kafa içi basıncın artışına, ileri olgularda kalıcı beyin hasarına yol açabilir.
Prematürelerde mide barsak olgunlaşmasının gecikmesinin en kötü sonucu nekrotizan enterokolit hastalığıdır. Bu hastalık bağırsakların kısmi veya tümüyle kanlanma bozukluğudur. Genellikle bebek beslenilmeye başlanıldıktan sonra görülür ve hayatı tehdit eder.
Prematüre bebeklerde kırmızı kan hücrelerinin yapım hızı düşük iken yıkım hızının fazla olması, demir depolarının yetersiz oluşu, laboratuvar tetkikleri için sık kan alınması gibi nedenler ile kansızlık (anemi) sık görülür. Bebeklerde kansızlık nedeniyle kan transfüzyonu yapılması gerekebilir. Prematüre bebeklerde kan hücre yıkımının fazla olması, karaciğerin yeterince olgunlaşmamış olması vb. nedenlerle daha sık sarılık (hiperbiluribinemi) görülür. Zamanında doğan bebeklere göre daha düşük sarılık değerlerinde fototerapi ve kan değişimi tedavisi gerekebilir.
Paylaş