Paylaş
Katılma nöbetleri çocuklarda soluk veya siyanotik ( morarma ) giden iki tablo ile seyredebilir. Tablo çocuğun istediğinin yapılmaması veya ağrı duyduğu bir olay sırasında ağlama ardından gelişir. Çocuğun nefes kesilmesi ve kalpten kan atımının duraklaması ile çocuk solar veya morarır, ardından beyne giden kan akımı azalır ve şuur kaybı gelişir.
Ailelere bu süre çok uzun gelse de katılma nöbetleri genellikle 15-20 saniye civarında sürer ve düzelir.
Katılma nöbetlerinin sıklığı değişkenlik gösterir. Günde bir kaç kez tekrar eden sıklıkta olabildiği gibi, yılda bir kaç kez de olabilir. Genetik yatkınlık söz konusudur.
Çocuklarda kansızlık katılma nöbetlerini kolaylaştıran faktördür. Bu yüzden katılma nöbetleri geçiren çocuğun demir eksikliği açısından değerlendirilmesi ve gerekiyorsa demir replasmanı yapılması tedavi açısından önemli bir unsurdur.
Katılma nöbetlerini epilepsi nöbetlerinden ayıran öncesinde mutlaka bir ağlama sonrası gelişmesi ve uykuda olmamasıdır. Nadiren katıma nöbeti geçiren çocukta nöbet sonrası konvulsif nöbet görülebilir.
Ayırıcı tanıda şüphede kalınan olgularda pediatrik nöroloji ve kardiyoloji konsültasyonu gerekebilir. EEG ve EKG ayrıcı tanıda yardımcı olur.
Katılma nöbetleri selim seyirli olup genellikle 3-4 yaşta, nadiren 5-6 yaş civarında düzelir.
Tedavide en önemli kısım ailenin nöbet karşısında sakinliğini koruyabilmesidir. Çocuğu hiç ağlatmamak gibi bir yaklaşımın mümkün olamayacağını ailelerin bilmesi gerekir. Böyle bir yaklaşım çocuğun nöbet sıklığını azaltsa da kalıcı davranışsal problemlere yol açar. Katılma sırasında çocuğun yatay durumda tutulması ve sarsılmaması önerilir. Ailenin bu nöbetleri sakin bir şekilde yönetmeye başladığı noktada nöbetlerin sıklığının azaldığı gözlenilecektir.
Paylaş