Paylaş
Çocukluk çağı enfeksiyon hastalıklarına bağlı ölüm oranlarının geçmiş yıllara göre bu kadar azalmasında aşılar ve antibiyotikler hayat kurtarıcı rol oynamıştır. Ciddi bir bakteriyel zatürrenin, idrar yolu enfeksiyonun tedavisinde antibiyotik kullanılmazsa bu hastalıkların kendiliğinden düzelme olasılığı son derece düşüktür ve bu enfeksiyonlar ilerleyerek ileri organ hasarı ile hayati sonuçlar ortaya çıkarabilir.
Enfeksiyon etkeninin viral mi, bakteriyel mi olduğunun ayırımını yapabilecek tek kişi çocuğu takip eden hekimdir. Diğer yandan hafif burun akıntısı ile seyreden tüm viral enfeksiyonlarda antibiyotik başlamaya çalışmak veya her yüksek ateşin antibiyotiksiz düzelmeyeceği konusunda hekime baskı yapmak da ciddi bir yanılgıdır.
Antibiyotikler ateş düşürücü değildir, ancak bakteriyel enfeksiyonların varlığında belirli bir süre sonunda etki eder, viral enfeksiyonlarda hiç bir etkinliği yoktur. Antibiyotiklerin hatalı kullanımı nedeniyle gelişen antibiyotik direnci son yıllarda ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Antibiyotiklerin reçetesiz alınamaması kuralının getirilmesi, antibiyotiklerin bilinçsiz kullanımını caydırıcı olması açısından doğru bir yaklaşım olmuştur.
Herhangi bir antibiyotik kullanımına bağlı bağırsaklarda oluşan mikrobiyata değişikliği yaklaşık 100 gün sürer. Sık antibiyotik kullanımına bağlı olarak mikrobiyatanın bozulması ile seyreden disbiyozis durumunda enfeksiyon atakları sıklığının artışı ve kronik hastalıklara yatkınlık oluşumu son yıllarda üzerinde çalışılan konulardır. Sonuç olarak antibiyotiklerin gerekli endikasyonda hayat kurtarıcı olduğu ama hekime danışılmaksızın sıkça kullanımının bağışıklık sorunları oluşturabileceği unutulmamalıdır.
Paylaş