Paylaş
Kişisel hijyen kuralları, bağışıklık sistemimizi güçlendirecek doğru beslenme alışkanlıkları ve koruyucu aşılardan yararlanarak hem bireysel hem de toplumsal anlamda gripten korunmak mümkün. Doğru beslenme, kişilerin bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışması için önem taşıyor. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarını uygulayarak (taze sebze, meyve vb.) bizleri çeşitli hastalıklardan koruyacak bağışıklık sistemimizin güçlendirilmesine yardımcı olabiliriz. Ancak genel anlamda, bağışıklık sistem için uygun olan ‘doğru beslenme’ alışkanlıklarının dışında, spesifik olarak grip etkeni Influenza virüslerine direkt olarak etki eden bir besin maddesi yok. Bu nedenle koruyucu aşılar daha güvenilir bir korunma yöntemi olarak karşımıza çıkıyor.
Çocuklar grip etkeninin toplumda yayılımında önemli rol oynayan bir yaş grubudur. Bu yaş grubunun aşılanması ile hem kendilerinde gelişecek pnömoni, orta kulak iltihabı gibi komplikasyonları önlemek hem de hastaneye yatış oranlarını düşürmek olasıdır. Ayrıca çocukların aşılanması ile diğer yaş dilimlerine bulaşmasının kesilmesi sağlanabilir. Yaşlılar ise gribe bağlı mortalitenin en yüksek olduğu kesimdir ve bu yaş grubunda sıklıkla rastlanılan süreğen hastalıkların dekompansasyonu; gelişecek çeşitli komplikasyonların önlenmesi söz konusu olur.
Grip aşısının ne oranda doktor başvurularını, hastaneye yatışlarını ve ölümleri önlediği çok sayıda bilimsel çalışma ile kanıtlanmış ve yayınlanmıştır. Ancak hiçbir aşı %100 koruyucu özelliğe sahip değildir. Ayrıca grip aşısının hedeflerinden olan gruplarda, örneğin yaşlılarda, bağışıklık sistemi genç-sağlıklı bir erişkinden daha zayıflamış durumdadır ve aşılara istenildiği oranlarda yanıt veremez. Buna rağmen yine de grip aşılarının bu tip immün sistemleri zayıflamış gruplarda da ne denli kazanım sağladığı hesaplanmıştır. Yeni tür grip aşılarının geliştirilmesi ve immün sistemi güçsüzleşmiş kişiler için de istenen düzeyde koruma sağlayacak aşıların hazırlanması için çalışmalar devam etmektedir. Yenilikler arasında;
Aşıların zamanlamasına gelince, grip görülme sıklığı kış aylarında artıyor ancak, ülkemizde Ocak ayında aşılamanın hatta geri ödemenin sona erdiğini görüyoruz. Grip yalnızca Kasım - Aralık aylarında görülmüyor, önemli bölümü Ocak’ta başlıyor. Avrupa ülkeleri grip sezonu devam ettiği sürece aşılamanın yapılmasını önermekte, bizde de öyle olması gerekiyor ancak bu süreci uzatmayı henüz başaramadık.
Hamilelerde görülen grip tablosu genel popülasyon ile benzer olmakla birlikte ciddi hastalık ve komplikasyonların gelişme ihtimali, yoğun bakım ihtiyacı ve mortalite oranları gebelerde genel popülasyona göre artmıştır. Bu artıştan iki mekanizma sorumlu tutulmaktadır. Bunlardan birincisi, hamilelikte immun sistemde meydana gelen değişikliklerdir. İkinci mekanizma, gebelikte özellikle kardiyovasküler sistemde meydana gelen fizyolojik değişikliklerdir. Kalp hızı, vurum hacmi, oksijen tüketiminde artış ve akciğer kapasitesinde azalma influenzaya bağlı komplikasyonların gelişme riskini arttırır.
Bağışıklama Uygulamaları Danışma Komitesi-The Advisory Committee on Immunization Practices (ACIP) ve Amerikan Kadın Doğum Cemiyeti- American College of Obstetricians and Gynecologists (ACOG), 2004 yılından itibaren influenza sezonunda gebe olan veya olacak olan tüm gebeliklerin hangi trimesterde olduğuna bakılmaksızın aşılanmasını önermiştir.
Paylaş