Paylaş
Yol hipnozu, araç kullanan kişinin seyir halindeyken ve uyanıkken, beyninin otomatik pilota bağlanması ile ortaya çıkan bir durumdur. Yol hipnozu ile direksiyon başında uyumak farklı şeylerdir çünkü yol hipnozunda kişinin gözleri açıktır ve uyumaz, sadece aracı hipnoz durumunda kullandığının farkında değildir. Bu duruma beyaz çizgi ateşi ya da otoyol hipnozu da denir.
2-3 saatten daha uzun süre direksiyon başında kalındığında sürücülerin yaşadığı bir durum olarak tanımlanan yol hipnozu, özellikle tatil sezonunda yapılan yolculuklarda en büyük tehlike olarak karşımıza çıkıyor. Yaz tatilinden dönüşlerin yoğun bir şekilde yaşandığı şu dönemde 'Bir an önce varalım' mantığıyla ara verilmeden kat edilen ve bir müddet sonra hipnoz etkisi yaratan tekdüze yollar bu soruna davetiye çıkarıyor.
Kazaların önemli bir kısmı yol hipnozu yüzünden yaşanıyor ancak kazayı yapanlar kazaya dair pek bir şey hatırlamıyor. Tıpkı 25 yıl önce Ali B.’nin yaşadığı gibi…
‘HAFIZAMI KAYBETMEDİM AMA NASIL KAZA YAPTIĞIMI ASLA HATIRLAMIYORUM’‘
Ali B. (66)
Ben çocukluğumdan beri arabalara çok meraklıydım ve küçük yaşlarda araba kullanmayı öğrendim. Küçük bir ilçede yaşadığımız için çok tehlikeli olmayan yollarda babamın kontrolünde ufak ufak denemeler yaptım ve 18 yaşıma gelince ehliyetimi alıp araba kullanmaya başladım.
Gerek şehir içinde gerekse şehirler arası yolculuklarda hep kurallara uydum, elimden geldiğince dikkatli araba kullandım. Daha sonra çalışmak için Ankara’da yaşamaya başladım. Hem eşimin ailesi hem de benim ailem Samsun’da yaşadığı için çok sık memlekete gidip geliyorduk. Yani yıllarca Ankara-Samsun Karayolu'nu kullandım. Artık o yolları ezberlemiştim, otomatik pilotta gibi gidiyordum. Bırakın bir kere kaza yapmayı, kaza tehlikesi bile atlatmamıştım onca yıl.
Yine bir bayram tatiliydi ve eşim işten izin alıp oğlumla birlikte önden gitmişti. Ben de 5 gün sonra gidecek, birkaç gün tatil yapacak ve onları alıp geri dönecektim. Ankara’da yaşayan kuzenim ve ailesi tatilde memlekete gitmek istediklerini belirterek arabada yer olup olmadığını sordu ben de seve seve onları da götürebileceğimi söyledim. Kuzenim, eşi ve kızı ile birlikte yola koyulduk.
Yolar şimdiki gibi değildi ve çoğu yerde tek şeritle ilerliyordu. Dedim ya yolları ezbere biliyordum ve araba kullanmayı çok seviyordum.
Sohbet ede ede yaklaşık 3 saat kadar yol kat ettik. Bir ara 'Mola vermek isteyen var mı?' diye sordum ama kimse inmek istemedi, ben de yola devam ettim. Sonra bir ara baktım herkes başını pencereye yaslamış uyuyor. Müziğin sesini biraz daha kıstım ve saatime baktım. Tarih 12 Mayıs, saat 12.50'ydi…
Gözümü açtığımda boş gözlerle etrafa bakıyor ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Hastanedeydim, her tarafımda sargılar vardı. Belli ki kaza yapmıştım ama ben kazaya dair hiçbir şey hatırlamıyordum. En son hatırladığım sahne, saatin akrep ve yelkovanıydı, ondan sonra ne kadar daha yol gittim, nasıl kaza yaptım, oradan nasıl çıktım, diğerleri neredeydi, hiçbir şey hatırlamıyordum.
Uyandığım gün tarih 21 Mayıs’tı. 9 gün boyunca yoğun bakımda kalmışım. Doktorlar aileme ‘Her şeye hazırlıklı olun, durumu çok ciddi, pek ümit yok’ demişler ama ben yoğun bakımdan çıktım.
Kuzenim olay yerinde vefat etmiş, kızı ve kocası da benimle birlikte aynı hastanede yatmışlar ve birkaç kırık çıkıkla hastaneden taburcu olmuşlar.
Ben ölümden dönmüştüm dönmesine ama sağ bacağım belime kadar alçıdaydı. Meğer ayağımı kaybetme riskim varmış ve onu kurtarmak için çalışıyorlarmış. 40 gün hastanede kaldım, 3 ameliyat geçirdim ve doktorların çabası sayesinde ayağım kesilmekten kurtuldu.
Ben hastanede yattığım o günlerde hep kazaya dair bir şey hatırlamaya çalıştım. Hafıza kaybı yaşamamıştım, her şeyi hatırlıyordum ama kazanın nasıl gerçekleştiğine dair hiçbir şey gözümün önüne gelmiyordu. Yola çıkarken uykulu da değildim, araba kullanırken de uykumun geldiğini hatırlamıyorum. Doktorumla bu konu üzerinde konuşurken bana uzun yollarda yolun hipnotik etkisi olduğunu, yoldaki çizgilerin, tünellerin bu etkiyi arttırdığını, sürücünün uyumasa da uyu haline geçtiğini söyledi. O zaman taşlar yerine oturdu ve neden hiçbir şey hatırlayamadığımı anladım.
Böyle bir şeyin varlığından çok acı bir şekilde haberdar oldum ama yola çıkan her yakınıma sıkı sıkı tembih ediyorum. Yanınızda mutlaka sizinle sohbet edecek birileri olsun, sizi sürekli aktif tutacak müzik vs. gibi bir uyaran olsun ve sık sık arabadan inip mola verin.
Çok büyük bir kayıp yaşadık, ayrıca ben ayağımı artık eskisi gibi kullanamıyorum. Kazanın izlerini hem bacağımda hem yüreğimde yılardır taşıyorum ve direksiyon başına her geçtiğimde çok dikkatli olmam gerektiğini hatırlatıyorum kendime....
* * * * *
-- Peki, uzun süre araba kullanan herkes bu durumu yaşar mı?
-- Yol hipnozu yaşayan kişinin gözleri açık mı oluyor?
-- Yanında oturan kişi "hipnotize olduğunu" fark edebiliyor mu?
-- Yol hipnozu nasıl önlenir?
Yol hipnozu ile aklımıza takılan her şeyi Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Derneği İstanbul Temsilcisi Selçuk Dedeoğlu ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Demet Özbabalık Adapınar ile konuştuk.
İŞTE 11 SORUDA YOL HİPNOZU DOSYASI...
1- ‘Yol hipnozu’ terimi, ilk kez ne zaman kullanıldı? Tıp literatürüne girmiş bir terim mi?
Prof. Dr. Demet Özbabalık: Bu kavram ilk olarak 1921 yılında bir makalede arabayı süren kişinin bir yere odaklanması ve hipnoz olarak dünya ile ilişkisinin kesilmesi olarak tanımlandı.
Ardından 1929'da Walter Miles tarafından yazılan “Gözler Açık Uyumak” adlı bir araştırmada bu konu ele alındı ve sürücülerin gözleri açıkken ve direksiyon başındayken gözleri açık uyuyakalmasının mümkün olduğu öne sürüldü. Açıklanamayan otomobil kazalarının bununla açıklanabileceği fikri 1950'lerde popüler oldu. 1963'te bu kavramı yaratan ve 'otoyol hipnozu' tanımını ilk kullanan kişi G. Wertheim Williams olmuştur.
Karayolu trafik güvenliği, modern toplumda yaygın olarak endişe duyulan önemli bir konudur. İnsan özellikleri, dünyadaki trafik kazalarının ana nedenidir. Araştırmalara göre, kazaların yaklaşık yüzde 90'ı sürücü ile ilgilidir. Sürücülerin, sürüş davranışı üzerine yapılan araştırmalar, sürücünün bilinç durumunu beş kategoriye ayırıyor. 1- Dikkatli, 2- Dikkati dağınık, 3-Bakılan ama görülmeyen durumlu, 4-Uykulu, 5- Bilinmeyen.
Prof. Dr. Demet ÖzbabalıkGÖZLER AÇIK AMA İÇİ UYUYOR
2-Yol hipnozu yaşayan kişinin gözleri açık mı oluyor? Yanında oturan kişi uyuduğunu fark edebilir mi?
Selçuk Dedeoğlu: Sürücünün yorgunluğuna veya uykusuz yola çıkmasına göre daha erken bir zaman diliminde de görülebilen yol hipnozuna maruz kalan bir sürücü zaman ve mekân ile bağlantısını kaybeder. Örneğin az önce yanından geçtiği uyarı tabelalarını ve sürat tahdidi tabelalarını anımsayamaz. Aracını kaç kilometre sürat ile sürdüğünün farkında değildir. Sadece robot gibi aracını sürmeye odaklanmış durumdadır. Gözleri açıktır fakat içi uyumakta olduğundan yanındaki yolcuların birçoğu durumu fark etmez.
3- Genelde dikkati dağılmasın diye 'Sürücü ile konuşmayın' denir ama sürücüyle sohbet etmek yol hipnozunu engeller mi?
Selçuk Dedeoğlu: Birlikte seyahat eden yolculardan durumu fark eden kişiler zaman, aracın sürati ve tabelalar hakkında soru sorarak sürücünün hipnozun etkisinde olduğunu anlayabilir ve aracı durdurtarak sürücünün dinlenmesini sağlayabilir.
Prof. Dr. Demet Özbabalık: Bu sorunu yaşamamak için uykuyu almış olarak yola çıkılması, su tüketimi, tokluk önemli kriterlerdendir. Aracın iç sıcaklığı, müzik ritminin aynı olmaması ve aracın havalandırılması önlem kuralları arasında sayılır. Yol üstünde aynı yere odaklanmamak, trafik levhalarını, yol kenarlarındaki ağaçları takip etmek ve sürücü ile sohbet etmek bu nedenle oluşacak büyük kazaları önlemede önemli görünüyor.
Ülkemiz karayolu ağında 2022 yılında toplam 1 milyon 232 bin 957 adet trafik kazası meydana geldi. Bu kazaların 1 milyon 35 bin 696 adedi maddi hasarlı, 197 bin 261 adedi ise ölümlü yaralanmalı trafik kazasıdır. Yıl içerisinde meydana gelen ölümlü yaralanmalı trafik kazalarının yüzde 82,5'i yerleşim yeri içinde yüzde 17,5'i ise yerleşim yeri dışında meydana geldi. Kazaların aylara göre dağılımına bakıldığında ağustos ayı ve cuma günleri ölümlü yaralanmalı kazaların en çok yaşandığı dönem.
Kaynak: Karayolu Trafik Kaza İstatistikleri, 2022HİPNOZ ALTINDAKİ KİŞİ GENELLİKLE BAŞINA GELENLERİ HATIRLAMAZ
4- Yol hipnozunu araba kullanan herkes bir müddet sonra yaşar mı? "Ben çok dikkatli araba kullanırım, benim başıma gelmez" diyenler olabiliyor ama bu kişiler yaşadıklarını hatırlamıyor olabilir mi?
Prof. Dr. Demet Özbabalık: Sürüş yorgunluğuyla karşılaştırıldığında, yol hipnozu daha az şiddetlidir ve zaman içinde tekrar tekrar ortaya çıkar. Bir sürücü yol hipnozu halindeyken, genellikle bilinçsiz bir sürüş durumunda olur ve yol hipnozu durumunda olduğunu algılamaz. Bir sürücü yol hipnozundan çıktığında, genellikle fark edilir bir uyanıklık durumu vardır. Sürücü, yol hipnozu altında başına gelenleri hatırlamasa da, yakın zamanda yukarıda belirtilen sersemlik durumunu yaşadığına dair net bir anısı vardır. Sürüş yorgunluğu ise genellikle sürücülerin kendilerini yorgun hissetmelerine neden olur.
Yol hipnozu, geçici amnezi, trans, halüsinasyonlar, azalan uyanıklık, dikkatsizlik ve bilinçsiz sürüş halini içerir. Bu durumda, sürücü normal sürüş durumunu koruyabilse de reaksiyon hızı, normal sürüş durumuna göre önemli ölçüde daha yavaştır. Özellikle yol hipnozuna yatkınlık yaratan tünellerde ve otoyollarda, arabalar genellikle yüksek hızlarda seyahat ederler. Bir kaza meydana geldiğinde, genellikle geleneksel bir karayolu trafik kazasından daha ciddidir. Bu nedenle yol hipnozu konusunda derinlemesine araştırmalar yapmak gerekir.
5- Araç kullanırken beynin işleyişini biraz anlatır mısınız? Neden böyle bir hipnoz hali yaşanıyor?
Prof. Dr. Demet Özbabalık: Otoyollarda ve geleneksel yollarda uzun süreli sürüş esnasında, örneğin ana yollar, tali yollar gibi görsel uyarı ve gözlerin harekete uyumu, göz kasları aktivitesi ve beynin aldığı görsel bilgiyi zamanında ve doğru olarak işlemesi ile mümkün olup bunun sağlanamaması hipnozu oluşturabilir.
Grafik: Harun Elibol
Bir çalışmaya göre, bir kazaya karışan yaklaşık 29.600 Norveçli sürücü ile ilgili sigorta şirketlerine bildirilen kaza nedenleri anketinde, yüzde 3,9'da uyku veya uyuşukluk etken olup, kazaların yüzde 18,6'sı gece meydana gelmişti, yüzde 8,3'ü ise yoldan çıkma kazasıydı. Uykuyla ilgili kazalarda erkek sürücüler daha fazlaydı. Erkek sürücülerin yüzde 10'u ve kadınların yüzde 4'ü son 12 ay içinde araç kullanırken uykuya daldığını bildirdi.
Prof. Dr. Demet ÖzbabalıkTEKRAR TEKRAR YAŞANABİLİR
6- Nasıl oluyor da gözler açıkken uyku haline geçiliyor ve bilinç kapanıyor?
Prof. Dr. Demet Özbabalık: Yol hipnozu, temelde sürüş yorgunluğu ve sürüş dikkat dağınıklığından farklıdır. Sürücü yorgunluğu, dış çevresel faktörler ve fizyolojik faktörler nedeniyle sürücünün uyanıklığının, zihinsel işlevinin, fiziksel ve zihinsel işlevinin azaldığı, uyanıklıktan uykuya geçiş durumu olarak tanımlanır.
Bu arada, sık göz kırpma, esneme ve anormal baş duruşu gibi uyku ile ilgili duyusal veya fiziksel semptomlar ortaya çıkabilir. Sürücü dikkatinin dağılması, sürücünün dikkatini ana görev olan sürüşten, genellikle görsel dikkat dağıtma, bilişsel dikkat dağıtma, işitsel dikkat dağıtma ve motor dikkat dağıtmayı içeren, sürüşle ilgisi olmayan ikincil görevlere kaydırdığı bir durumdur.
ÖLÜMLÜ YARALANMALI KAZALAR EN FAZLA AĞUSTOS AYINDA GERÇEKLEŞTİ
7- En çok hangi zaman diliminde risk daha yüksek olur?
TÜİK verilerine göre Türkiye'de 2022 yılında meydana gelen 197 bin 261 ölümlü yaralanmalı kazanın aylara göre dağılımına bakıldığında Ağustos ayı yüzde 10,0 pay ile en fazla kazanın meydana geldiği ay olurken Şubat ayı yüzde 5,8 pay ile en az kazanın meydana geldiği ay oldu. Haftanın günlerine göre bakıldığında ise ölümlü yaralanmalı kazalar yüzde 15,2 pay ile en fazla cuma günü ve yüzde 13,6 pay ile en az pazar günü gerçekleşti.
Grafik: Harun Elibol
ABD Ulusal Karayolları Trafik Güvenliği Dairesi (NHTSA) verilerine göre yorgun ve uykusuz araç kullanmaya bağlı olarak her yıl yaklaşık 100.000 kaza (tüm kazaların yüzde 1,5'i) ve yılda yaklaşık 1500 ölüm (tüm ölümlü kazaların yüzde 4'ü) meydana geliyor. Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre de yorgun ve uykusuz araç kullanmanın kazaların oluş nedenleri arasındaki payı yüzde 17,1 çıkıyor.
Selçuk Dedeoğlu8- Yorgun ve uykusuz araç kullanmak alkollü kullanmak kadar tehlikeli diyebilir miyiz?
Selçuk Dedeoğlu: Birçok kişi alkollü araç kullanmanın ne kadar tehlikeli olduğunun bilincinde ve farkında olmakla birlikte, yorgun ve uykusuz araç kullanmanın da en az alkollü araç kullanmak kadar tehlikeli olduğu ve en önemli kaza nedenlerinden biri olduğu gerçeği yeterince bilinmiyor ya da göz ardı ediliyor. Oysa, uykusuzluk, tıpkı alkol ve uyuşturucunun etkisi altındayken olduğu gibi sürücülük performansını olumsuz etkiler ve ciddi trafik kazalarına neden olabilir.
“Direksiyon başındayken yorgunluk ve uykusuzluğun basit işaretleri arasında gözlerin karıncalanması, göz kapaklarının ağırlaşması, ensede gerginlik, sırt ağrıları, esneme, başı dik tutmakta güçlük çekilmesi, konuşurken dilin peltekleşmesi, gözleri belirli bir noktaya odaklamada güçlük çekilmesi, mesafe tahminlerinde hata yapmak, trafik işaretlerinin atlanması ya da hatırlanmaması sayılabilir.”
9- Yol hipnozu vakalarına neden olan olası koşullar nelerdir?
Selçuk Dedeoğlu: Bu koşulları üç ana başlıkta değerlendirebiliriz:
Kazanın hız limitlerinin yüksek olduğu ve yolun mütemadi düz olduğu bölümlerde meydana gelmiş olması: Araştırmalar, uykusuzluğa veya yorgunluğa bağlı kazaların hız limitlerinin yüksek olduğu karayollarında ve sürekli düz gidilen yollarda daha fazla meydana geldiğini göstermektedir. Özellikle düz yollarda sürücünün gözlerinin hep aynı noktaya bakması da yorgun bir sürücünün daha kolay uyku moduna geçmesini sağlamaktadır.
Uzmanlar, uykusuzluğa bağlı kazaların daha çok hız limitinin yüksek olduğu yollarda meydana gelmesini sürat nedeniyle gecikmiş tepki zamanıyla açıklıyor.
Sürücünün kazayı önleyebilmek için herhangi bir girişimde bulunamamış olması: Kaza verileri, uykulu sürücülerin kazayı önleyici bir harekette bulunma olasılıklarının oldukça düşük olduğunu gösterir. Ender olarak aracı yoldan çıkan sürücülerin son anda rutin olmayan bir sarsıntı veya diğer bir uyarıcı (korna sesi gibi) sonucu uyandıkları ancak yeterli ve doğru önlemi alacak kadar zamanlarının kalmamış olması nedeniyle kazayı önleyemediklerini gösteriyor.
Sürücünün araçta yalnız olması: Uykusuz araç kullanmaya bağlı kazaların yaklaşık yüzde 80'inde sürücünün araçta yalnız olduğu saptanmıştır. Öte yandan, direksiyon başında uyuyakalan ancak kaza yapmayan sürücülerin araçta yalnız olmadıkları görüldü.
GEÇ GİTMEK HİÇ GİTMEMEMEKTEN İYİDİR
10- Sürücülerin yol hipnozuna karşı alabilecekleri önlemler nelerdir?
Selçuk Dedeoğlu: Uyku geldikten sonra alınan önlemlerin etkisi çok fazla sürmez. En fazla sürücülerin uyuyabilecek bir yer bulmalarına yetecek kadar bir süre için etkili olabilir. Kafein alımı, radyo dinlemek, araçtan inip kısa bir yürüyüş yapmak, camı açmak gibi geçici önlemler kesinlikle iyi bir uyku alışkanlığının yerini almamalı ve uykusuz sürücülerin varacakları yere güvenle varmalarını sağlayacak etkili stratejiler olarak algılanmamalıdır.
Yolculuğunuz sıkıcı olmasın! Yola yalnız da çıksanız kalabalık da (bir süre sonra araçtaki herkes uyuyabilir), yanınızda sevdiğiniz tarz müziklerden oluşan CD ya da kasetlerden bulundurmakta yarar vardır...
Rahat giyinin. Yola çıkarken üzerinize rahat hareket edebileceğiniz giysiler seçin. Hava soğuksa eşofman veya hava iyi ise şort tarzı şeyler giyin. Uzun yolda dar bir pantolon sıkıntı vermekten başka bir işe yaramaz. Uzun yolculuklarda ayağınızı sıkan bot tarzı şeyler yerine ince tabanlı ve rahat ayakkabılar ayağınızın yorulmasını önler.
Uykunuzu tam olarak alın. Uzun yola çıkmadan önce sürücülerin uykusunu tam olarak alması gerekir. Aracı mümkünse iki ya da üç kişi değişimli olarak kullanarak birbirinizi dinlendirin. Eğer tek sürücüyseniz 2 saatte bir mola vermek kaydıyla maksimum 8 saatten fazla araç kullanmayın. Mutlaka dinlenin ve daha sonra araç kullanın. Sürücünün, araçtaki diğer kişilerin ve diğer sürücülerin yaşam güveni için uzun yollarda verilen molalar oldukça önemli. Uykunuz geldiyse beklemeden hemen uygun bir yerde mola vererek dinlenin. Eğer gece yola çıkıyorsanız gündüzden uykunuzu almış olmaya dikkat edin. Bazı kişiler gece uykusuna daha hassastır. Böyle bir sorununuz varsa gece yerine gündüz gidin. Geç gitmek, hiç gidememekten daha iyidir.
Laboratuvar ortamında yapılan bir araştırmada, 35 saat süresince her altı saatte bir verilen uyku molalarının performansı sürdürmekte etkili olduğu bulundu. Bazı araştırma sonuçları, kahve, çay veya kola gibi kafein içeren uyarıcıların, uykulu kişilerde dikkati artırdığını gösteriyor. Örneğin, uzun süreli sürüş işleminde, kafeinin, yorgunluğun gelişmesindeki etkilerine bakıldığı bir araştırmada, 200 mg (2-3 fincan kahve) kafeinin, yorgunluğun belirtilerini azalttığı ve genel performansı artırdığı bulundu. Ancak, kafeinin performans üzerinde deneylerle kanıtlanmış etkileri bulunmakla birlikte, bu etkilerin kısa süreli olduğu ve sadece uygun bir yer bulup dinleninceye kadar işe yarayabileceği ve uykusuzluğu gidermenin en etkili yolunun sadece uyumak olduğu gerçeği göz ardı edilmemeli.
Selçuk DedeoğluSIK TEKRAR EDEN SAHNELERDE ORTAYA ÇIKIYOR
11- Yol hipnozu ile ilgili yapılan bilimsel bir çalışma var mı?
Prof. Dr. Demet Özbabalık: Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda yorgunluk ve dikkat dağınıklığı durumları dışında yol hipnozu denen durum dikkat çekiyor. Yol hipnozu sürüş sırasında özellikle monoton dönemlerde veya tünel veya otoyol sahneleri gibi sık sık tekrar eden tanıdık sahnelerin olduğu yollarda ortaya çıkma olasılığı son derece yüksek olan bir durumdur.
Yol hipnozu ile ilgili yapılan en son araştırma, sürücünün yol hipnozunun doğru tespitinin araç içindeyken yapılması ve araçlarda buna uygun bir destek sürücü modelinin hedeflenmesi çalışıldı. Burada simülasyon teknikleri ile otoyol ve tünel gibi alanlar oluşturularak, akıllı sürüş teknikleri ile yol hipnozunun nasıl engellenebileceği tartışıldı. Pratik uygulamalarda akıllı sürücü destek sisteminin sürücünün yol hipnoz algılama işlevini gerçekleştirmesi için yeni ve kullanışlı bir yöntem sunuldu.
Paylaş