Paylaş
Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Kimdir Begüm Mutuş?
Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya ve Metalurji Fakültesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezunum. Kariyerimin büyük bölümünü gıda ve içecek sektöründe araştırma – geliştirme, kamu ve bilimsel ilişkiler ve sürdürülebilirlik alanlarındaki faaliyetlerin yönetiminde geçirdim. 2007 yılında Yıldız Holding’e katılarak Kamu ve Bilimsel İlişkiler, Sürdürülebilirlik Platformu Direktörlüğü görevini yürüttüm. 2014 yılından bu yana Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü olarak görevimi sürdürüyorum.
Çok yoğun bir iş kadını ve 3 çocuklu bir anne olarak çocuklarınızla kaliteli zaman geçirmek için neler yapıyorsunuz?
Özellikle hafta sonları açık havada vakit geçirmeye özen gösteriyoruz, yürüyüşe çıkıyor, oyun oynuyoruz. Birlikte seyahate çıkmaktan, yeni yerler keşfetmekten büyük keyif alıyoruz. Evdeysek birlikte mutfakta zaman geçirmekten hoşlanıyoruz. Kimi zaman basit yemekler, kek, salata gibi yiyecekleri birlikte hazırlıyoruz. Mutlaka ve mutlaka televizyonu kapatıp sohbet ediyoruz. Onları dinleyip ihtiyaçlarını daha iyi anlamaya çalışıyorum.
Hamilelik dönemlerinizde beslenmeniz konusunda en çok nelere dikkat ettiniz?
Her şeyden önce “iki kişilik” yemedim. Besin çeşitliliğine dikkat ederek yeterli ve dengeli beslendim. Ara öğünlerde süt, yoğurt, kuru yemiş, meyve, tahıllı ekmekle beyaz peynirli tost gibi yiyecekleri tercih ettim. Ana öğünlerimin birinde mutlaka tavuk, et ya da balık tüketmeye özen gösterdim.
Lohusalık depresyonu yaşadınız mı? Bebekli yaşama adapte olmaya çalışırken en çok hangi konularda sıkıntı yaşadınız?
Hayır, lohusalık depresyonu yaşamadım. Özellikle uykusuzluk anlamında sıkıntılarım oldu ama bu yeni düzene de kısa sürede uyum sağladım.
Doğum kilolarınızı vermek için özellikle uyguladığınız bir diyet/program var mıydı? Yeni doğum yapmış annelere doğum sonrası beslenme konusunda neler önerirsiniz?
Doğum sonrası herhangi bir diyet yapmadım. Bebeğinizi emzirirken dengeli ve yeterli beslenirseniz, yürüyüş gibi hafif sporlar yaptığınızda doğum kiloları kolayca gidiyor. Bu nedenle yeni doğum yapmış annelere “süt olsun” diye önlerine sunulan her şeyi yememelerini, besin çeşitliliğine önem vererek yeterli beslenmeye dikkat etmelerini öneriyorum. Doğum kilolarını veremeyeceklerinden endişe edip sakın aç kalmasınlar. Bebekleriyle geçirdikleri anların tadına varsınlar.
Çocuklarınızı büyütürken en zorlandığınız şey neydi?
Onların iştahsızlığıydı. Oğlum yemek konusunda bazen çok inatçı oluyordu. Ben de tecrübesizliğin de etkisiyle onun aç kaldığından endişe ederek yemek konusunda çok ısrarcıydım. Kızım ve üçüncü bebeğimde daha rahat davrandım. Onların farklı yemekleri deneyimlemelerine fırsat tanıyarak, çeşitlilik sundum.
Kendinizi nasıl bir anne olarak tanımlarsınız? Özgür/ kontrolcü /evhamlı…
Sanırım özgür bir anneyim. Çocuklarıma baskı yapmak yerine onlara seçenekler sunarak, yapacakları şeylerin sonuçlarını anlatarak, kimi zaman yanlış yapmalarına izin vererek onları büyütüyorum.
Vakıf olarak sağlıklı beslenme üzerine birçok araştırmaya imza atıyor, sağlıklı nesillerin yetişmesi için çabalıyorsunuz. Çocuk beslenmesi konusunda annelerimize bir anne olarak neler tavsiye edersiniz?
Çocuklar, büyürken birçok konuda anne ve babalarını örnek alır. Bu nedenle çocuğunuzun beslenme konusunda doğru alışkanlıklar kazanmasını istiyorsanız, siz de doğru beslenmelisiniz. Ayrıca büyüme ve gelişme çağında olan tüm çocukların, ihtiyaçları olan günlük enerji ve besin öğelerini mutlaka alması gerekiyor. Bu nedenle çocukların kahvaltı, öğle, akşam yemeklerinden oluşan üç ana öğünü ve bunu destekleyecek ara öğünleri mutlaka tüketmesi şart. Tüm öğünlerde besin çeşitliliğine önem verilmeli. Örneğin öğle yemeğinde çeşitlilik sağlamak için çocuklara her gün farklı türde ekmekler veya kuskus, makarna, kısır tam tahıllı besinlerle hazırlanan yemekler verebilirsiniz. Domates, biber, havuç, salatalık, ızgara kabak, patlıcan gibi farklı sebzelerle yemekler hazırlayarak tükettikleri sebzeleri çeşitlendirebilirsiniz. Farklı meyveleri karıştırarak meyve salataları hazırlayabilirsiniz. Eğer çocuk okuldan çıktıktan sonra ikindi gibi evde oluyorsa sütlü-meyveli içecekler, tam tahıllı sandviçler/tostlar, meyve suları, yoğurt, ayran, havuçlu, elmalı kek veya cevizli, fındıklı kurabiyelerle ara öğün yapılabilir.
Annelerin çocuk yetiştirirken en şikâyetçi olduğu konu, iştahsız çocuklar. Siz çocuklarınızı büyütürken böyle bir problem yaşadınız mı?
Evet, daha önce de bahsettiğim gibi oğlum biraz iştahsızdı. Ancak ısrarın bir çözüm olmadığını kısa sürede gördüm ve farklı lezzetler, eğlenceli yemekler vasıtasıyla yemek saatini bizim için problem olmaktan çıkardık.
Çocuklarınızın mutlaka yedirdiğiniz ve asla yedirmediğiniz şeyler var mı?
Çocuklarıma besinler konusunda kısıtlama getirmemeye çalışarak onlara dengeli bir şekilde her şeyi yiyebileceklerini ve bu dengeyi nasıl kuracaklarını öğretiyorum.
Sabri Ülker Vakfı olarak, toplumun gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesine katkı sağlamak, topluma bu konulardaki en doğru bilgiyi aktarmak ve bir referans noktası olmak hedefiyle birçok proje yürütüyoruz. Aynı zamanda beslenme, metabolizma ve toplum sağlığı konularındaki ulusal ve uluslararası düzeyde pek çok bilimsel çalışmaya, araştırma ve eğitim programlarına destek veriyoruz.
Bu çerçevede 29-30 Mayıs tarihlerinde Sabri Ülker Metabolik Araştırmalar Merkezi tarafından Harvard Üniversitesi’nde düzenlenen ve Nobel Tıp Ödülü sahibi konuşmacılarıyla bilim dünyasındaki son gelişmelerin aktarıldığı II. Metabolizma ve Yaşam Sempozyumu’nun ev sahipliğini üstlendik.
Ayrıca Vakfımızın akademi, endüstri ve araştırma enstitülerindeki genç bilim insanları teşvik etmek ve araştırmaların toplum faydasına sunulmasına destek olmak hedefiyle hayata geçirdiği “Sabri Ülker Bilim Ödülü”nün kazananı da bu sempozyumda açıkladık. Bu yılki “Sabri Ülker Bilim Ödülü”nün sahibi “Hastalıklarda Kök Hücrelerin Diyetle Kontrolü” başlıklı projesiyle Massachusetts Institute of Technology (MIT) Kanser Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ömer Yılmaz’ın oldu.
Bunların yanı sıra Yemekte Denge Eğitim Programı, Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Zirvesi, Bilim Bunu Konuşuyor Platformu, Beslenme ve Sağlık İletişimi Programı gibi sürdürülebilir projelerimiz de devam ediyor.
iGrow, çocukların fiziksel gelişimini izlemek için rehber niteliği taşıyan mobil bir uygulama. Hollanda Uygulamalı Bilimsel Araştırma Kurumu (TNO) tarafından geliştirilen ve Vakfımız tarafından Türkçe’ye çevrilerek Türk kültürüne uyarlanan iGrow ile 0-18 yaş arasındaki çocukların yaşı, boyu ve kilosu girilerek, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından açıklanmış referans verilere göre gelişimlerini takip etmek mümkün oluyor. iGrow uygulamasında ayrıca; beslenme, fiziksel aktivite ve uyku alışkanlıkları başlıkları altında içerik ve öneriler yer alıyor. Uygulamada “Aşı takvimi" başlığı altında, yapılan aşıları işaretleyerek çocuğun aşı takvimini kolaylıkla takip etmek mümkün oluyor. "Menü Önerileri" başlığı altında ise 12-48 ay arasındaki çocuklara özel yemek tarifleri ve sağlıklı menü önerileri sunuluyor.
Paylaş