Paylaş
Sabri Ülker Metabolik Araştırmalar Merkezi tarafından Harvard Üniversitesi’nde, 29-30 Mayıs tarihlerinde Sabri Ülker Vakfı ev sahipliğinde düzenlenen II. Metabolizma ve Yaşam Sempozyumu, Nobel Tıp Ödülü sahibi konuşmacılarıyla bilim dünyasında ses getirdi. Biz de Sabri Ülker Metabolik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ile merkezde kronik ve metabolik hastalıklarla mücadele için yürütülen çalışmaların detaylarını konuştuk.
Sabri Ülker Metabolik Araştırmalar Merkezi ne zaman ve hangi amaçla kuruldu. Bu merkezde neler yapılıyor?
Burası çok genç bir merkez. 2014 yılında Yıldız Holding’in desteğiyle Harvard Üniversitesi bünyesinde kuruldu. Merkez kurulduğunda iki amacı vardı. Bir tanesi toplum sağlığını tehdit eden kronik hastalıkların mekanizmalarına inmek ve çözüm bulmak amacıyla araştırmalar yapmak, ikincisi de bu alanda faaliyet gösterecek genç insanların gelişmesine katkıda bulunmak. Bu merkezde aynı zamanda bu alanda çalışan gençlerin kariyerlerini geliştirmelerine katkı sağlıyoruz.
Siz ve ekibiniz çok önemli bir çalışmaya imza attınız. Bize biraz bu buluştan bahseder misiniz?
Daha önce kolesterolün zararlı etkilerine karşı hücreleri savunan ve ‘metabolik muhafız’ dediğimiz “Nrf1” molekülünün çok önemli bir görevi daha olduğunu keşfettik. Nrf1 molekülü, hücrede kolesterol seviyelerini güvenli bir aralıkta tutarak bu şekilde karaciğer dokusu yağlanmasını ve hasarını önlüyor. Kolesterolün zararlı etkilerine karşı hücreleri savunan Nrf1 molekülünün kahverengi yağ dokularının da dejenerasyonunu önlediğini keşfetti. Obezite ve metabolik hastalıklarla olan savaşta bu araştırma son derece önemli çünkü obezite ve diyabet ilaçlarının geliştirilme potansiyelini açığa çıkarması açısından çok büyük bir adım.
Peki bu araştırma sonucunda obezite ve metabolik hastalıklara yatkınlığın nedeni keşfedildi diyebilir miyiz?
Bu keşif çok önemli bir keşifti çünkü hemen ardından yaptığımız diğer çalışmalar neticesinde Nrf1 molekülünün kahverengi yağ hücrelerinin görevini sağlıklı bir şekilde yürütmesinde de kilit bir rol oynadığını tespit edildi. Bu keşifler obezite ve metabolik hastalıklara yatkınlık yaratan genetik zafiyetin Nrf1 molekülünde olduğuna işaret ederken, bu konudaki çalışmalar uluslararası prestije sahip başta The Cell ve Nature olmak üzere önemli yayınlarda yer buldu.
Nrf1 monekülü ne işe yarıyor?
Nrf1'nin en önemli görevlerinden biri kandaki kolestrol miktarı artınca harekete geçirmesi. O harekete geçince savunma programı ortaya çıkarıyor ve hücre içerisindeki tahribata engel oluyor. Miktarı artınca harekete geçiyor. Yani aslında biz kandaki kolestrol ile değil hücre içindeki kolestrol ile ilgileniyoruz.
Vücudumuzdaki kahverengi yağ dokuları ne işe yarıyor?
Kahverengi ve beyaz yağ dokuları birbirlerinden farklı fonksiyonlara sahipler. Kahverengi yağ dokusu, çok yüksek miktarda enerji ve besin öğesi tüketerek soğuğa maruz kalındığında enerjiyi ısıya dönüştürür. Beyaz yağ dokusu ise enerjiyi depolama fonksiyonuna sahip. Kahverengi yağ dokusu dolaşımdaki şeker ve yağların yarısından fazlasını tüketebiliyor.
Yeni bilim insanlarının yetişmesinde bu merkez nasıl bir rol oynuyor?
Merkezimiz yeni bilim insanlarının yetişmesine çok önemli bir role sahip. Çünkü genç araştırmacılara destek vererek araştırmalarını hayata geçirme, dünyanın en önemli bilim insanlarıyla çalışma fırsatı sunuyoruz. Bu çerçevede Metabolizma araştırmaları konusunda yeni ufuklar açacak çok sayıda doktora sonrası burslu araştırmacının ve farklı ülkelerden stajyerlerin metabolizma alanındaki eğitim faaliyetlerine destek olmaktan mutluluk duyuyoruz.
Türkiye’de de benzer bir merkezi kurulması gündeminizde var mı?
Türkiye’de böyle bir merkezi,Türk bilim insanlarının öncülüğünde kurmak için girişime başlandı ancak henüz net bir tarih yok.
Bu merkezde çalışmak isteyen öğrenciler hangi kriterlerden geçiyorlar? Neye göre seçiliyorlar? Bu merkezde çalışmak için hangi kriterlere sahip olmaları gerekir?
Buraya çok parlak çocuklar geliyor. Hem Türkiye'den hem başka yerlerden. Biz öğrenci seçerken bazen herkesin kullandığı standart kriterleri kullanıyoruz bazen de kullanamıyoruz. Müthiş cevherler var. Çok daha önceki geçmişi başarı işaretleri taşıyan büyük insanları da arıyoruz. Çok uzun vadede büyük problemlere odaklanmayı tercih edecek karakterleri tercih ediyoruz. Tabii ki her şey mülakat. Kimseyi mülakat yapmadan almıyoruz. Başvuru yapan gençler buraya geliyorlar, bizimle vakit geçiriyorlar, birlikte yemek yiyoruz. Oturmasına kalkmasına bile bakıyoruz. Tüm bunlar buraya gelecek genç araştırmacıları seçerken dikkat ettiğiniz konular.
Çalışmalarıyla bilim dünyasında çığır açan Merkez, Prof.Gökhan Hotamışlıgil’in liderliğinde aralarında Türk araştırmacıların da yer aldığı genç ekibiyle kalp damar hastalıkları üzerine önemli buluşlar gerçekleştiriyor.
Değerli katkılarından dolayı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil'e teşekkür ederiz.
Paylaş