Paylaş
Son dönemlerde yaşanan kira artışları nedeniyle ev sahibi-kiracı tartışmaları iyice alevlendi. Kime dokunsanız ya ev sahibinden şikayetçi ya da kiracısından...
Her iki tarafın da kendine göre haklı nedenleri var elbette ama ev sahibine sinirlenip oturdukları eve zarar veren kiracılar, evden çıksın diye kiracısına zulmeden ev sahipleri belki de haklıyken haksız konuma düşüyor. Bizler okurken dehşete düşüren bu olaylar sonucunda sinirler geriliyor ve çok büyük maddi kayıplar yaşanıyor. Adliyeler kiracı ev sahibi davalarıyla dolup taşmış durumda.
Gelin önce basına yansıyan kiracı-ev sahibi kavgalarına bir göz atalım, sonra da benzer olayları yaşayan kiracı ve ev sahiplerinin hikâyelerini dinleyelim.
BOŞALTTIĞI DAİREYİ ATEŞE VERDİ
Ev sahibi kiracı tartışması ev yaktırdı. Üç katlı binanın giriş katında oturan kiracı ile üst katında oturan ev sahibi arasında yaşanan evin boşaltılması ile ilgili anlaşmazlık sonucunda tartışma çıktı. Evden çıkmayı reddeden kiracı, ev sahibini tehdit etti. Daha sonra evi boşaltan kiracı çıktığı evi ateşe verdi. Alevler büyüdü, üst katlara sıçradı ve binada patlama meydana geldi. Patlamanın etkisiyle duvarları yıkılan bina kullanılamaz hale geldi.
KİRACISINA ÇATAL BATIRARAK EVE GİRDİ, EŞYALARA SALDIRDI
Kiracı olarak yaşadığı evden çıkarılmak istenen kadın, ev sahibinin saldırısına uğradı. Bağıran, hakaret eden ve küfürler savuran ev sahibi, elindeki çatalı kadına batırdı ve evin içine daldı. Evdeki eşyaları sağa sola fırlatan ev sahibi, hızını alamayıp kiracısını ve arkadaşını darp etti. Cam kavanozları yere fırlatan, buzdolabındaki yiyecekleri etrafa atan ev sahibinin gürültüsü, binada oturan diğer komşuların da dikkatini çekti. Ev sahibi sesleri duyarak kapıya gelen komşulara "Ev sahibiyim, polis geliyor" cevabını verdi. Yaralı olan kiracının yakını komşulardan 112'yi aramaları için yardım istedi. Kiracı daha sonra ev sahibinden şikayetçi oldu.
CANLI YAYINDA DEHŞET SAÇTI
Yurt dışında yaşayan ev sahibi ile telefonda kira artışı yüzünden tartışma yaşayan kiracı, tartışma sonrası sosyal medya hesabından yaptığı canlı yayında eline aldığı satırla, oturduğu dairenin duvarlarına, apartmandaki asansörün kapısına, güvenlik kameralarına zarar verdi. İhbar üzerine olay yerine polisler geldi. Apartman sakinleri öfke saçan kiracıdan davacı oldu.
EV SAHİBİ KENDİ EVİNE BALYOZLA SALDIRDI
Kiracısıyla zam konusunda anlaşmazlık yaşayan bir ev sahibi, kiracısının oturduğu eve balyozla saldırdı. Ev sahibi kapıyı kırmaya çalışınca evdekilerin panikleyip çığlık atması üzerine alt komşular olaya dahil oldu ve polis çağırıldı. Ev sahibinin polisin yanında da kendisini ölümle tehdit ettiğini ve saldırdığını söyleyen kiracı, darp raporu da aldı ve ev sahibinden şikâyetçi oldu.
TAHLİYE ETTİĞİ EVE 120 BİN TL’LİK ZARAR VERDİ
Avukat olan ev sahibi, son 1,5 yıldır kirasını düzenli ödemeyen kiracısına icra takibi başlattı ve tahliye kararı aldırdı. Ev sahibinden 15 gün süre isteyen kiracı evi ancak iki ay sonra tahliye etti. Bu iki aylık süreçte kiracı eve 15 sokak köpeğini doldurdu ve evden çıkarken ev sahibine haber vermedi.
Eve gittiğinde her tarafın köpek dışkısı ile dolu olduğunu ve çok kötü bir kokunun yayıldığını fark eden ev sahibi, bilirkişiye başvurdu ve evde 41 bin liralık hasar tespit edildi. Evin eski haline gelmesi için 120 bin liralık masraf çıktığını belirten ev sahibi, kiracısı hakkında ‘mala zarar verme’ suçundan üç yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
KİRACI, EVDEN ÇIKMAYA İKNA OLSUN DİYE DARP EDİLDİ
Ev sahibi, bir süredir anlaşmazlık yaşadığı kiracısı ile konuşmaları için kardeşi ve arkadaşını kiracısının yaşadığı evine gönderdi. İki kişi, önce evin elektriklerini kesti. Dairesinden çıkarak elektrikleri açmak için aşağı inen kiracı bu iki kişi ile karşılaştı. Ev sahibinin yakınları ellerindeki sözleşmeyi göstererek kiracının evden çıkmasını istedi. O sırada polisi arayacağını söyleyen kiracı, bu iki kişinin saldırısına uğradı. Kiracı çığlık atarak yardım isterken, saldırıyı gerçekleştirenler kaçtı. Kiracı, konut dokunulmazlığının ihlali ve darp sebebiyle karakola gidip şikayetçi oldu.
Bu tür olaylar sadece ülkemize özgü de değil üstelik. Dünya basınından bir örnek aktaralım: Güney Kore'ye tatile giden Çinli bir çift, 25 günlüğüne bir villa kiraladı. Evin nerede olduğuna bakmadan tam ödemesini yaptılar fakat sonra evin konumunu beğenmeyip ev sahibinden iade istediler. Ev sahibi rezervasyon onaylandığı ve ödeme yapıldığı için bu taleplerini kabul etmedi. Çift, bunun üzerine ev sahibinden intikam almaya karar verdi ve bu intikamın faturası çok acı oldu. Çinli çift, villaya giriş yaptıktan sonra tüm muslukları, ışıkları, elektrikli aletleri ve doğalgazı açtı. 25 günlüğüne tuttukları villaya bu süre zarfında 4-5 günde bir uğradılar ve 5 dakikadan fazla kalmadılar. Ev sahibi durumu doğalgaz şirketinin aşırı tüketim sebebiyle kendisine haber vermesiyle öğrendi. Çinli çift 120 ton su harcadı, yaklaşık 10 bin liralık doğalgaz, 3 bin liralık da su ve elektrik faturası geldi. Ev sahibinin cebinden diğer giderlerle birlikte toplamda 30 bin lira çıktı, kiralama için aracı olan şirket ise sorumluluğu kabul etmedi.
Gelelim basına yansımamış hikâyelere…
'OĞLUNU DÖVERİM DİYE TEHDİT ETTİ'
İbrahim Ö. (52)
Yıllardır kirasını bir gün bile aksatmadığım ev sahibim bizi evden çıkarmak istiyor. Kendisi de aynı mahallede oturuyor ve 3-4 tane dairesi var. Ev fiyatları artınca eski kiracılarını çıkarmak istedi ve biz de nasibimizi aldık. Makul bir artışı kabul ettik ama istediği rakamı verebilmemiz mümkün değil.
Ben evdeyken kapıya gelmesi bir şey değil de ben yokken alacaklı gibi kapıya gelince eşim de oğlum da çok korkuyor. Bir gün beni markette gördü, "Ne zaman çıkacaksınız?" diye söylenmeye başladı. Ben de "Çıkamıyorum, mahkemeye verin" dedim. Başladı "Çocuğun yolda sokakta oynuyor... Bir güzel döverim mahkemeyi görürsün o zaman!" diye bağırmaya.
O kadar gözünü para hırsı bürümüş ki küçücük çocukla bile tehdit ediyor. İmkânım olsa bir saniye bile durmayacağım evinde ama maalesef böyle insanların evinde oturmak zorunda kalıyoruz.
‘EVDE ODUN KIRIYOR, KAPISINA GİDİNCE ÜSTÜMÜZE ODUN ATIYORDU’
Naile Ş. (68)
Ben bundan 12-13 yıl önce yaşadığım bir olayı anlatacağım size, o günden beri de evimi kiraya vermiyorum kimseye.
Babadan kalma bir arsamız vardı, o arsaya 2 katlı bir ev yaptık. İğne oyası yaptım, nakış işledim, örgü ördüm ve onları satarak biriktirdiğim para ile kendimize göre bir ev yaptık. Sadece eşim ve ben olduğumuz için bir katını kiraya veririz, elimize iki kuruş geçer diye düşündük.
Bizim oralarda ev kiralanırken büyük şehirlerdeki gibi sözleşme yapılmaz. Hele o zamanlar sözleşme nedir bilmiyorduk. Biz herkesin sözüne inanırız herkesi kendimiz gibi zannederiz çünkü. Şimdi akıllandık ama biraz geç oldu.
Neyse evin camına 'kiralık' tabelası astık. Birkaç gün içinde bir çift çaldı kapımızı. İçeri buyur ettik, içecek bir şeyler ikram ettik ve alt kattaki evi gezdirdik. Çocukları yoktu, adam emekliydi kadın da çalışmıyordu. İyi insanlar gibi geldi bize; ne depozito aldık ne sözleşme yaptık. Kirada anlaştık el sıkıştık. Birkaç gün içinde de taşındılar.
İlk birkaç ay hiç sorunumuz yoktu. Her ayın başında kirayı yatırdılar ama dördüncü ayda kirayı geciktirdiler. 'İnsanlık halidir sıkışmışlardır' diye bir şey demedik, diğer ay geldi hâlâ bir önceki ayın kirasını vermeyince eşim kirayı istedi. İki ayı bir vereceğini söylemiş ama üçüncü aya girdiğimizde yine ödeme yapmayınca bu sefer ben gittim kapılarına.
Eşi 'Ben bilmem, para işleri eşimde' dedi, 'O zaman akşam geleyim' dedim, akşam eve dönünce tekrar çaldım kapılarını ama açmadılar. İşte ondan sonra o sessiz sakin hayatımız kâbusa dönmeye başladı. Ne zaman bu konu için konuşmaya kalksak sesler yükseliyor, 'Paramız yok veremiyoruz, siz nasıl insansınız?' diye bizi suçluyorlardı.
Beş ay boyunca kira alamayınca polise haber verdik ama polis mahkemeye gitmemiz gerektiğini söyledi. Bizim ne avukat tutacak paramız vardı ne de bu konuda yardımcı olacak bir akrabamız, eşimiz, dostumuz…
Biz de fırsat buldukça çıkmaları için baskı yapmaya başladık. Her gördüğümüzde 'Evimizden çıkın' dedik ama her seferinde pişkin pişkin, 'Çıkmayacağız, hadi çıkarın da göreyim' diyorlardı.
Sonra bir gün adamın eve kömür ve odun taşıdığını gördüm, öyle sobayı yakmak için bir miktar değil çuval çuval. 'Bunları eve sokmayın duvarlar mahvolur' dedim, 'Sana ne' dedi taşımaya devam etti.
Başka bir gün evin içinden çok şiddetli gürültü gelmeye başladı, bir baktık ki evde balta ile odun kesiyorlar. Evin içine giremiyorduk ama ahır gibi kullanmaya başlamışlardı. Yine odun kırdığı bir gün polisi aradık, iki polis geldi kapısına ama dışarı çıkmadı. Polisler mahkeme kararı olmadan eve giremeyeceklerini söyleyip gittiler. Ben sinirden deliye döndüm, kapılarını çalmaya başladım. Komşular falan toplaştık evin önüne. Camı açıp üstümüze odunlardan atmaya başladılar.
Kendi evimden kiracıyı, haklı olduğum, kiramı alamadığım halde çıkartamıyordum, mahkemeye gitsem 'Yıllarca sürer' diyorlardı. 'Bu nasıl bir adalet bu nasıl sistem' diye çok isyan ettim ve o dönem o kadar sıkıntı yaşadım ki resmen sinir hastası oldum. Sakinleşebilmek için ilaç kullanmaya başladım.
Ne zaman konuşmaya çalışsak evden taş atmaya başladılar, yine polis çağırdık, onlara da attılar. Resmen evde kapıya gelenlere karşı taş depolamışlardı. Kapıya kim gelse 5-6 tane taştan nasibini alıyordu. Yani özetle benim oya işleyerek nice emekle yaptığım evimin içine kiracılarımız kömür yığdı, odun kesti, taş depoladı.
Bazen günlerce evden çıkmıyorlardı, dışarıda yakalamak mümkün değildi. Ne polisten korkuyor ne bizden ne de mahalledekilerden utanıyorlardı.
Sonunda bu konuda deneyimli biri mahkemeye başvuru yapmamız konusunda bize yardımcı oldu. Uzun uğraşlar sonucunda mahkeme kararı ile çıkmasını sağlayabildik ama yıllarımızı aldı.
Eve girdiğimizde bildiğiniz bir ahırla karşılaştık. Resmen evimi bir ardiye, depo gibi kullanmışlar, bize de ahır teslim etmişlerdi. Onlar çıktıktan sonra evi para buldukça boyattık, sağını solunu tamir ettik ama bu süreçte ben sağlığımdan oldum. Kansere yakalandım ve uzun yıllar tedavi gördüm.
Onlardan sonra da kimseye bir daha evi kiraya vermedik. Azıcık aşım kaygısız başım düşüncesi ile yıllardır iki katı da biz kullanıyoruz. Yazın akrabalarımız, dostlarımız gelince onlar kalıyor alt katta.. Hiçbir şeyden çekmedim kiracımdan çektiğim kadar. Allah düşürmesin ama bir daha asla oraya kiracı sokmam.
'BİR O AKILLI, GERİ KALAN HERKES APTAL SANIYOR'
Koray A. (49)
Ben altı yıldır bu evde oturuyorum, Bunca yıldır bu eve kendi evimiz gibi baktık, yeri geldi bakım yaptık ücretini bile istemedik ama son kira zamlarından biz de nasibimizi aldık. Ev sahibimiz doymak bilmediği için çok daha yüksek fiyat istiyor ama bunu verebilmemiz mümkün değil. Bizi evden çıkarmak için ‘Almanya’dan oğlum gelecek’ gibi bir bahane bile bulmaya tenezzül etmiyor direkt 'Sizi çıkarıp başka kiracıya vermek istiyorum' diyor.
Kiracı olarak bizlerin de haklarımız olduğunu unutan, bizi istediği zaman sokağa koyuvereceğini düşünen vicdan yoksunu bir ev sahibimiz var anlayacağınız. Bir akıllı o, geri kalan herkes aptal.
Sürekli telefonla arıyor, kapıya geliyor, iş yerime geliyor aklınca beni rezil etmeye çalışıyor. Kendi rezil oluyor aslında haberi yok. Bu ülkede kanun var nizam var. Biliyoruz öyle evden çıkarılamayacağımızı ama böyle de sürekli diken üstünde oturuyor gibiyiz.
Geçen eşimle biraz piyasayı yoklayalım bir fiyatlara bakalım dedik. İkinci emlakçıdan sonra pes ettik.
'SABAHIN BEŞİNDE ASKER POSTALLARI İLE VOLTA ATIYORDU'
Neriman A. (42)
Benim eşimin annesinin bir kiracısı vardı düşman başına. Kadın onunla uğraşmaktan aklını yitirdi. Oturduğu apartmandakiler sürekli kayınvalidemi arayıp şikâyet ediyorlardı. O da kiracısına herkesin gürültülerinden rahatsız olduğunu ve evden çıkmalarını istediğini söyledi. Ondan sonra kızılca kıyamet koptu. 'Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz'lar, tehditler havada uçuştu. Kayınvalidem onunla baş edemediği için eşim girdi devreye. Adam astsubay olduğu için kapısına gelene aba altından sopa gösteriyordu. Eşimin de her konuşması başarısız geçiyordu.
Bir yandan komşular sürekli ‘Çıkarın şunları’ diyordu ama bizim de elimizden başka bir şey gelmiyordu. Sabahın 5'inde asker postalları ile bir sağa bir sola volta atıyormuş, karısı ile sürekli kavga ediyorlarmış, hafta sonları evden tadilat sesleri geliyormuş, komşuların çocukları korkudan uykularından uyanıyorlarmış. Polise haber veren komşuları da korkutuyormuş sürekli. Polis de çare olmadı, adam da bize iyice bilendi.
Kapısına her polis gittiğinde bir şekilde onları gönderiyor peşine komşulara 'Göstereceğim ben size gününüzü' deyip aklınca intikam alıyormuş ama bizim bundan çok sonra haberimiz oldu.
Uzun uğraşlar sonunda evden çıktılar ama ev tam bir viraneye dönmüştü.
Eşimle içeri girdiğimizde şoke olduk. Tüm parkeler postallarla yüründüğü için simsiyah lastik izi olmuş, tüm prizleri, kapı ve pencere kollarını sökmüşler, duvarlara anlamını çözemediğimiz resimler yapmışlar, koltuğu ütüyle yakmışlardı. Parkeleri değiştirdik, kapı pencere kulplarını yeniden taktık, evi baştan aşağı boyattık, yani evi bıraktığımız haline döndürmek için epey bir masraf yaptık.
En ilginci de salonun ortasında piknik tüpü ile balık pişirmişlerdi. Herhalde son kutlama yemeklerini yiyip bu evin halini görünce suratlarımızın ne hale geldiğini konuşup gülüşmüşler. Boş tüpü, eski bir tavayı, balık kılçıklarını ve geriye kalan tüm çöpleri de bize bırakarak veda etmişler.
Kayınvalidem uzun bir süre evi kimseye kiraya vermek istemedi ama eşimle ben evin tüm eksiklerini tamamlayıp tanıdığımız sevdiğimiz bir aile dostumuza kiraya verdik. O gün bugündür sorunsuz bir şekilde oturuyor, evimize kendi evi gibi bakıyor, özen gösteriyor.
* * * * *
-- Peki, ev sahibine sinirlenip kendince intikam alan, eve ve taşınmazlara zarar veren bu kişilere karşı herhangi bir yasal yaptırım yok mu?
-- Yaptıkları bu davranışın para ya da hapis cezası yok mu?
-- Ev sahipleri uğradıkları maddi kaybı hukuki olarak talep edilebilir mi?
-- Evden çıksın diye kiracısının kapısına dayanan, tehdit eden hatta darp eden ev sahiplerine karşı kiracıların yasal hakları nelerdir?
-- Konut dokunulmazlığının ihlali karşısında kiracılar nereye başvurabilir?
Kıdemli Avukat Kerim Kocaman, kira sözleşmelerinin kısa süreli de olsa uzun süreli de olsa kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği bir sözleşme olduğunu söyledi ve önemli bilgiler verdi.
Kocaman, bu sözleşmeden doğan yükümlülükleri kanunun altı aydan daha az süreyle yapılan kiralamalar ve altı aydan daha uzun süreli kiralamalar olarak ikiye ayırdığını ve buna göre değerlendirdiğini, ancak her iki tip sözleşmede de hem kiraya verenin hem de kiracının, kira süresi boyunca uyması gereken kuralların olduğunu belirtti.
Kiracının, kiralananı özenle kullanmasının, temizlik ve bakımını yapmasının, kullanımını sağladığı abonelikleri ve kira bedellerini ödemesinin temel yükümlülükleri olduğunu ifade eden Kocaman, bu yükümlülüklere aykırı davranışları ya da ödemediği kira/ fatura bedelleri sebebiyle kiraya verenin uğrayacağı her türlü zarardan kiracının sorumlu olacağının altını çizdi.
Bununla birlikte Kocaman, kiracının daire dışında verdiği zararlardan da diğer daire sahiplerine karşı aynı şekilde sorumlu olduğunu ve verdiği zararları gidermekle yükümlü olduğunu sözlerine ekledi.
"ZARAR GÖRENİN ZARARINI SOMUTLAŞTIRMASI ÖNEMLİ"
Kocaman, kiracının tazminat sorumluluğu olduğu kadar başkasının malına zarar verme, huzuru bozma, kasten veya taksirle adam öldürme, adam öldürmeye teşebbüs, adam yaralama, genel güvenliği tehlikeye sokma ve verilen zarara göre bu suçların nitelikli hallerinden sorumluluğunun da ayrıca gündeme geleceğini belirtti ve ekledi:
“Bu konuda savcılık tarafından resen başlatılması gereken soruşturmada zarar görenlerin bu zararlarını somutlaştırması ise oluşan/oluşabilecek zararın büyümemesi ve somut olayın aydınlatılması açısından yüksek önem taşır."
"KİRAYA VERENİN DE SORUMLULUKLARI VAR"
Kiraya verenin olduğu gibi kiracının da kira sözleşmesinden kaynaklanan hakları bulunduğunun altını çizen Avukat Kocaman, örneğin sözleşme süresi ve uzama yılları dolmadan ev sahibinin kiracıyı sürenin sona erdiğini belirterek evden çıkaramayacağını, kiraya verenin, kiracıyı tahliye etmesinin sınırlı sayıdaki hallerde mümkün olabileceğini belirtti ve ekledi:
“Kiraya verenin kiracıyı tahliye etmeye yönelik sürekli baskısı, elektrik, su, doğalgaz üyeliklerinin kesilmesi, kiracıya ait bir eşyanın zor kullanılarak elinden alınması, evin anahtarlarının değiştirilmesi veya kiracıya herhangi bir sebeple zarar verilmesinin hem idari hem de cezai yaptırımları vardır. Ev sahibi tarafından konuta izinsiz veya zorla girilmesi, konuttan çıkılmaması gibi hallerde kiracı tarafından konut dokunulmazlığının ihlali, huzur ve sükunu bozma, hakaret, tehdit, cebir, yaralama, mala zarar verme gibi suçların işlenmesi halinde kolluk görevlilerine ve savcılığa şikayette bulunulabilir.”
Kocaman, ev sahiplerinin bu eylemlerinin yanında kiracıların uğradıkları maddi zarar için ayrıca tazminat davası da açabileceğini ifade etti. Kiraya veren tarafından psikolojik tacizde ve tehditte bulunulması ve kiracının psikolojik durumunun etkilemesinin manevi tazminatı; kiralanan yerin elektriğinin kesilmesi, kapı kilidinin zorlanması ve değiştirilmesi ve kiralanandaki eşyalara zarar verilmesini de maddi tazminatı gündeme getirebileceğini sözlerine ekledi.
Paylaş