Paylaş
‘KEŞKE ONU HALA ÇOK SEVDİĞİMİ SÖYLEYİP EVLENME TEKLİFİ ETSEYDİM’
Gökhan H. (32)
Benim en büyük pişmanlığım gurur yapıp yıllar önce kavga edip ayrıldığım sevgilimle tekrar barışmak için adım atmamak. Onu deli gibi sevdiğim halde bir türlü cesaretimi toplayıp bir adım atamadım ve elimden kayıp gitti. Şimdiki aklım olsa bir gün bile beklemeden ondan özür diler, yalvarır ve bir daha elini bırakmazdım.
Sonradan ortak arkadaşlarımızdan benden hep bir adım beklediğini, aylarca çok üzülüp ağladığını duydum ama aradan onca zaman geçmişti ve benim hayatımda başka birisi vardı. Onu hiç unutmadım ve hep sevdim ama hayatıma da bir şekilde devam ettim.
Sonra bir gün evlendiği haberini aldım, dünyam başıma yıkıldı. Ne bekliyordum ki zaten, benim hayatım devem ederken onunki duracak değildi tabii... Ama işte insan bir türlü duygularına söz geçiremiyor. O günden sonra pişmanlığım daha da arttı. Keşke o başkasıyla evlenmeden önce onu hâlâ çok sevdiğimi söyleyecek cesaretim olsaydı da karşısına dikilseydim. Cevabı her ne olursa olsun bunu yapmalıydım. Üzerinden yıllar geçti hâlâ bunun pişmanlığını yaşıyorum. Bu pişmanlık duygusu öyle bir şey ki üzerinden ne kadar geçerse geçsin etkisinden bir türlü kurtulamıyorum.
Mesela o zaman gidip onu hâlâ sevdiğimi söyleyip evlenme teklifi etseydim ve olumsuz bir cevap alıp arkama bakarak dönseydim de pişman olacaktım biliyorum. “Ne aptalım, keşke gitmeseydim, kendimi rezil etmeseydim” diye hayıflanacaktım buna eminim ama o zaman sadece yaptığım bir şey için pişmanlık duyacaktım. Cesaret edemediğim için yapmadığım ve cevabını asla bilemeyeceğim bir şeyden duyduğum pişmanlıkla kıyaslanamaz bile, bu çok daha ağır.
Bu pişmanlığım ömür boyu sürecek ama en azından bana güzel bir hayat dersi verdi. Artık her konuda daha cesaretliyim ve acaba sonradan pişman olur muyum dediğim her şeyi yapmaya çalışıyorum. Pişman olacaksam da yaşadığım ya da yapamadığım bir şeyden dolayı değil de yaşanmışlıktan dolayı pişman olmayı tercih ediyorum.
Florida Gulf Coast Üniversitesi'nden psikoloji doçenti Todd McElroy, "Pişmanlıklarınız hakkında düşünürseniz ve bunu gelecekte pişman olduğunuz davranışınızı değiştirmek için bir rehber olarak kullanırsanız, geçmişe takılı kalmayı engellersiniz” dedi.
Kaynak: Washington PostEVLENİP OKULU YARIDA BIRAKTIĞIM İÇİN BİN PİŞMANIM
Özge L. (34)
Benim şu hayatta en büyük pişmanlığım okulumu bitirmeden evlenmem. Okurken eşimle tanıştım ve âşık oldum. Ailem okulumu bitirip evlenmem gerektiğini söyledi, hatta tavır koydular, 'Bu evliliğe onay vermiyoruz' dediler ama ben dediğim dedik bir insan olduğum için okulun bitmesini beklemeden evlendim.
Eşimin ailesi 'Bizim durumumuz iyi zaten, okumana gerek yok. Mis gibi evinin keyfini çıkar' diye aklıma girdi, eşim de okulu bitirsem bile çalışmama gerek olmadığını söyledi. O zaman bu teklif çok cazip geldi bana, sabahın köründe kalkıp işe gitmek yerine istediğim saatte kalkıp spora gitmek, alışveriş yapmak, arkadaşlarımla buluşmak daha cazip geldi bana. Zaten derslerim de çok iyi değildi; çok zora gelemedim ve okulu bırakmaya karar verdim. Tabii ailemle yine büyük kavgalar ettik. Ekonomik özgürlüğümün olması gerektiğini, ne olursa olsun kendi ayaklarımın üzerinde duracak bir mesleğim olması gerektiğini, yine istersem çalışmamayı tercih edebileceğimi söylediler ama ben onları değil eşimi ve ailesini dinledim.
İlk zamanlar çok güzeldi, keyfim yerindeydi ama sonra yavaş yavaş evde sıkılmaya, üniversite mezunu olmadığım için kendimi kötü hissetmeye başladım. Acaba aftan yararlanıp geri mi dönsem derken eşim 'Ne okulu, çocuğumuzu yapalım da onu okula gönderelim' dedi, benim hayaller de suya düştü.
Geçtiğimiz yıllarda eşim beni aldattı ve bunu öğrendiğim halde onunla hâlâ evliyim. Neden sizce, sevdiğimden mi? Eğer okusaydım, elimde bir mesleğim olsaydı, ekonomik anlamda özgür olsaydım istediğimi yapardım ama ben o büyük hatayı yaptığım için şimdi istesem de bir yere kıpırdayamıyorum. Okulu yarıda bıraktığım için, ailemin sözünü dinlemediğim için, eşimle evlendiğim için bin pişmanım.
HEP PİŞMAN OLURUM DİYE YAPMADIKLARIMDAN PİŞMAN OLDUM
Figen D. (41)
Benim çok sayıda pişmanlığım var, ‘En büyüğü şu’ diyemem ama genel olarak pişman olurum diye yapmaktan korktuğum şeylerden pişmanlık duydum.
Mesela iş değiştirmek için ayağıma bir fırsat geldi, bir türlü cesaret edip gidemedim, o işi kabul edenler çok güzel yerlere geldiler ben pısırıklığım yüzünden yerimde saydım.
Hep ilişki yaşamaktan korktum sonu kötü biter de üzülürüm diye. Çok hoşlandığım biri vardı, üniversiteden beri tek hoşlandığım kişi oydu. Tesadüfen bir tatil beldesinde karşılaştık ve görüşmeye başladık. Bir ilişki yaşamaya başlar gibi olduk ama benim korkularım vardı. Bir kere o çok zengindi, ben orta halli bir gelire sahiptim. 'Aile yapımız farklı, gelir durumumuz farklı bu işin sonu güzel bitmez' diye kendimi çekmeye başladım. Daha sonradan çok üzülürüm diye yol yakınken ondan kopmak istedim.
Şimdi düşününce onunla geçirdiğim günler o kadar kıymetliydi ki biteceği günü bilsem bile son güne kadar onunla olmak her anımızın tadını çıkarmak isterdim. Çünkü ondan sonra hiç kimseyi onun kadar sevmedim, o yoğunlukta bir duygu yaşamadım.
Bunlar gibi bir sürü keşkem var ama bu yaşadığım pişmanlıklardan hiç ders almıyorum niyeyse. 'Bir daha böyle yapmayacağım canım ne isterse sonunu düşünmeden onu yapacağım' diyorum ama yine gün sonunda korkaklığım ağır basıyor ve pişman olduklarım listesine yenilerini ekleyip duruyorum. (Not: Hâlâ aynı iş yerinde çalışıyorum ve hayatımda kimse yok.)
KİLOLAR GİDİYOR AMA O GÜNLER GERİ GELMİYOR
Serpil Ö. (43)
Size belki çok komik gelecek ama benim en büyük pişmanlığım kızım bebekken birlikte bol bol fotoğraf çektirmemek. Onunla o kadar az fotoğrafımız var ki bebekliğine dair bir şey hatırlasam hemen aklıma bu geliyor ve ağlamaya başlıyorum.
Doğumdan sonra çok kilo aldığım için kendimi çok çirkin hissediyordum o yüzden hiçbir fotoğrafta olmak istemedim. Kızımın çok fotoğrafını çektim ama benimle fotoları sayılı, 3-4 tane ancak var onları da ortalığa çıkarmıyorum.
Kilolar gidiyor ama o günler bir daha geri gelmiyor. Şimdi 'Kızıma gel beraber fotoğraf çekelim' dediğimde o istemiyor. Ergenlik döneminde olduğu için kendini beğenmiyor, fotoğraf vermek istemiyormuş. Ben o bebekken yaşadıklarımı ve aynı nedenle fotoğraf çektirmediğim için ne kadar pişman olduğumu anlatıyorum ama şu anda anlamıyor. Annesi gibi sonradan pişman olacak...
ÜNİVERSİTEDE SEÇTİĞİM BÖLÜM, YAPTIĞIM İŞ EN BÜYÜK PİŞMANLIĞIM
Cemil D. (32)
Ben şimdiki aklım olsa üniversitede okuduğum bölümü seçmez ve şimdiki yaptığım mesleği yapmazdım. Çevremdeki herkes çok iyi bir öğretmen olacağımı, aklım varsa öğretmenlik tercih etmemi söyledi. O zaman öğretmenler çok az kazanıyordu, ailemde birçok insan öğretmendi zaten ben daha havalı bir meslek seçip daha çok kazanmak istedim, boyumun ölçüsünü aldım tabii ki... Şimdi öğretmen arkadaşlarımın bir eli yağda bir eli balda, ben ayın sonunu zor getiriyorum yaptığım işin stresi de cabası…
EN BÜYÜK PİŞMANLIĞIM ESKİ SEVGİLİMLE GEÇİRDİĞİM YILLAR
Çiğdem İ. (35)
Ahh ahh, benim kendime kızdığım, hayıflandığım, en büyük pişmanlığım ne biliyor musunuz? Beni asla hak etmeyen değerimi bilmeyen bir adama yıllarımı verdim, ona padişahmış gibi davrandım, tüm hatalarına göz yumdum, görmezden geldim. Onu gözümde o kadar büyüttüm ki hayatımdan giderse diye korktum, gereğinden fazla bağlandım. Ona beni kaybetme korkusu yaşatmadım, onun için hep çantada kekliktim. Böyle olunca da bu ilişki gereğinden fazla sürdü ve bir gün saygısızca sona erdi.
Şimdi geriye dönüp o günleri düşündüğümde o kadar pişman oluyorum ki... O hayatımda diye kaçırdığım fırsatlara, kendimi bu kadar değersizleştirmeme yanıyorum ve iç geçiriyorum.
Neyse ki 'Zararın neresinden dönersek kârdır' diye teselli buluyorum. Ondan sonra öyle güzel bir adam çıktı ki karşıma tüm o boşa geçen yılların acısını çıkardı.
Yale Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan Laurie Santos, pişmanlığın pek de iyi hissettirmeyen bir duygu olduğunu ancak çoğu zaman bize öğretecek önemli bir şeyi bulunduğunu söyledi ve ekledi: “Pişmanlığı avantaja çevirmenin anahtarı, onu analiz etmek ama üzerinde fazla durmamaktır. Pişmanlıklarınızı yapıcı bir şekilde değerlendirmek için belirli bir zaman ayırın. Bunun üzerinde düşünmek için kendinize 10 ila 15 dakika verin ve ardından yaşamınıza kaldığınız yerden devam edin. Pişmanlık üzerine çok fazla kafa yormamanız gerektiği gibi, onu göz ardı da etmemelisiniz.”
ANNEME BABAMA BAĞIRIYORUM DİYE SÜREKLİ ÇOK PİŞMAN OLUYORUM
Emre S. (33)
Ben çocukluğumdan beri biraz sinirli bir yapıya sahibim. Öfkelenince kontrolümü kaybediyorum ağzıma geleni söylüyorum. Ailemle yaşadığım için en çok da anne babamla tartışıyorum. Bana sürekli 'Şunu yap bunu yap' diye akıl verilmesi, yaptığım şeylerin eleştirilmesi beni çileden çıkarıyor. Kavga esnasında annemin babamın kalbini kırıyorum, annem her seferinde ağlıyor 'Ben nasıl bir evlat doğurdum' diye. Her seferinde çok pişman oluyorum, çok üzülüyorum, 'Bir daha asla yapmayacağım, annemi babamı üzmeyeceğim' diye düşünüyorum ama sürekli aynı şeyleri yaşayıp duruyoruz ben de sürekli pişman ve üzgün oluyorum.
AİLEMLE AYNI ŞEHİRDE OKUDUĞUM İÇİN ÜNİVERSİTEDEN BİR ŞEY ANLAMADIM
Ayşe S. (36)
Ben Ankaralıyım. Üniversitede İstanbul’da okumayı çok istiyordum. İstediğim birçok üniversitenin puanını da tutturmuştum aslında ama ailem Ankara’dakileri tercih etmem konusunda çok ısrar etmişti. O dönem bana da mantıklı geldi demek ki ve onların dediğine uyup tercihimi yaşadığım şehirden yana kullandım.
Herkes gerçek bir üniversiteli olurken ben aile yanında okuduğum için hiçbir şeyden keyif almadım. Kendime ait bir evim olmadı, gece arkadaşlarımın evinde kalamadım, geç saatlerde eve gelemedim. Yurtta kalan arkadaşlarım bile benden daha iyi durumdaydılar. Yani üniversite tercihim benim hayatımda verdiğim en yanlış karardı, onun pişmanlığını her gün yaşadım, mutsuz oldum.
Okulu bitirip iş arayışına başladığımda yine annem ve babam kartal gibi tepeme dikildiler ama o zaman ben de tırnaklarımı çıkardım. Aynı hatayı iki kere yapacak değildim. Onlarla yaşamak istemediğimi, üniversite hayatımı mahvettiklerini, bu sefer aynı pişmanlığı yaşamayacağımı ve İstanbul’a taşınacağımı söyledim. Kıyametler koptu ama itaat ettikçe benim de içimde kıyametler kopuyordu. İlk kabul edildiğim işi kabul edip İstanbul’a taşındım hızlıca.
İstanbul da ayrı bir pişmanlık oldu o ayrı mesele ama en azından kendi istediğim bir şeyi yaptım ve pişman olup Ankara’ya geri döndüm. Özetle hayatımızda pişmanlıklar hep olacak, bu insan olmanın bir parçası… Ama yapmadığım şeyler yüzünden pişman olmaya tahammül edemiyorum, çünkü yapamadığım şeyler, kaçırdığım fırsatlar beni daha çok üzüyor.
* * * * *
ARABANIN ÖN CAMINININ DİKİZ AYNASINDAN DAHA BÜYÜK OLMASININ BİR NEDENİ VAR
Florida'da yaşayan 57 yaşındaki Denise Grothouse, Washington Post’a yaptığı açıklamada, babasının ölümünden dolayı büyük üzüntü ve pişmanlık duyduğunu, babası kanserden ölmek üzereyken ve artık konuşamayacak durumdayken onu ziyaret ettiğini, babasının odasından çıkarken onun daha önce hiç duymadığı bir şekilde ağlamaya başladığını, o anda babasını bir daha asla canlı göremeyeceğini anladığını söyledi. Grothouse, yaşadığı bu deneyimden ders çıkardı ve şu hayat felsefesini benimsedi: "Ön camınızın dikiz aynanızdan daha büyük olmasının bir nedeni var." Grothouse, bunu benimsemenin, geçmişinin değerli olduğunu ve her zorluğun içinde öğreneceğimiz bir dersin olduğunu kabul etmek anlamına geldiğini söyledi.
New York'taki Amerikan Bilişsel Terapi Enstitüsü yöneticisi ve 'Keşke' kitabının yazarı Psikolog Robert Leahy, Washington Post’a "Pişmanlıklarınıza odaklanarak hatalarınızdan ders çıkarabilir, kararlar verebilir ve gelecekte duygularla daha iyi başa çıkabilirsiniz" dedi ve ekledi: "Pişmanlıklar büyük ya da küçük, geçici ya da kalıcı, yaptığınız ya da yapmadığınız şeylerden dolayı olabilir ama her nasıl olursa olsun pişmanlıklar olasılıkları düşünmenize yardımcı olur."
* * * * *
“Pişmanlık; yanlış bir seçim, yanlış bir karar ya da yapılamayanlar nedeniyle kişinin kendini suçlamasıyla hissettiği duygudur.” diyen Uzman Klinik Psikolog Dilara Sayar Şen, pişmanlık duygusunun aşamalarını anlattı:
“İlk aşamada kişi, yaptığı yanlışın bir etkisi olmaz düşüncesiyle durumu yadsıyor. İkinci aşamada, yanlışı nedeniyle ortaya çıkan sonuçlara inanmayarak duruma yabancılaşıyor ve şaşkınlık yaşıyor. Üçüncü aşamada, yaptığı yanlıştan ötürü kendini suçluyor ve cezalandırma isteği duyuyor. Dördüncü ve son aşamada, kişi kendini sürekli düşünmekten alıkoyamıyor ve aşağılama, yargılama, eleştirme ile birlikte devam eden pişmanlık döngüsüne giriyor. Utanç, suçluluk, öfke, üzüntü ile birlikte kişi büyük bir çökkünlük hali yaşamaya başlıyor.”
Chicago'da yaşayan klinik psikolog Elizabeth Lombardo, "Pişmanlık genellikle kim olduğunuzla ve sizin için neyin önemli olduğuyla, temel değerlerinizle bağlantılıdır. ‘Ben insanım ve hata yaparım’ gerçeğini kabul etmek pişmanlıklarınızla huzurlu bir şekilde yaşamanızı sağlar. Bu, onu unuttuğunuz veya yaptığınız şeyin doğru olduğu anlamına gelmez ama pişmanlıklarınız konusunda kendinizi affedebilir ve kabullenebilirsiniz” dedi.
Pişmanlığın iki türünden bahseden Psikolog Dilara Sayar Şen, şunları söyledi:
"Birincisi; bireyin yaptıklarından dolayı duyduğu gibi pişmanlıklardır. Yanlış kararlar, yanlış tercihler, hatalı adımlar gibi sebeplerden kaynaklanan bu duruma ‘eylem pişmanlığı’ denir. İkincisi ise bireyin yapmadıklarından dolayı duyduğu pişmanlıklardır. Kişinin karşısına çıkan fırsatları doğru değerlendirmemesi ya da fırsatları kaçırmasına ‘eylemsizlik pişmanlığı’ denir."
Şen, bireylerin son 1-2 yıl içinde oluşan pişmanlık duygularının daha çok eylemlerine ilişkin olduğunu, bu süreyi aşan dönemler söz konusu olduğunda ise pişmanlıkların yapılmayanlara dair olduğunu söyledi ve ekledi: "Pişmanlığın neye karşı hissedildiği ve ne kadar zamanı kapsadığına göre kişideki etkisi değişir."
Pişmanlık genellikle olumsuz bir duygu olarak değerlendirilir. Ancak pişmanlık; kişinin iç görü kazanmasına, hatalarından ders çıkararak olgunlaşmasına, gelişmesi ve değişmesine aracılık ederse oldukça olumlu bir duygu haline gelir. Pişmanlığın yarattığı ruhsal sıkıntı, sağlıklı sonuçlara dönüşebilir.
Uzman Klinik Psikolog Dilara Sayar ŞenYAŞAM, DOĞRULAR KADAR YANLIŞLARI DA BARINDIRAN BİR SERÜVEN
Yapılan yanlış her ne olursa olsun onunla yüzleşmenin, her insanın hata yapabileceğini kabullenmenin pişmanlık karşısında atılacak ilk adım olması gerektiğini, sonrasında doğru kararı vermek, mantıklı olanı değerlendirmek için 'Ne yapmam gerekirdi?' sorusuna yanıt aranması gerektiğini söyleyen Şen, böylelikle pişmanlığın kabullenmeye ve yeniden gözden geçirmeye dönüşeceğini, bu dönüşümün; kişinin farkındalığını artırıp geleceği için daha doğru adımlar atmasına yardımcı olacağını sözlerine ekledi.
Paylaş