Paylaş
Ebeveynler ise çocuklarının geleceği için endişelenirken onların bu gününü zora sokabiliyor. Sürekli denemeler, karşılaştırmalar, akranları ile yarış içine sokma, başarı ve başarısızlıklarını çok fazla gündemde tutma ve kişiliğinin diğer farklı yönlerini göz ardı ederek tek kriterin sınav başarısı olmasına doğru ilerleyen bir iletişime geçilebiliyor. Kafalarında onca korku ve telaş varken bir de ebeveynin kaygılarını hisseden ve paniğe kapılan çocuklar kendilerini amansız bir yarışın içinde bulabiliyor. Soluksuzca oradan oraya koşuşturan, özel derslerden, dershanelerden, deneme sınavlarından başını kaldıramayan çocuklar kendine dair tek değer duygusunu sınavlardan aldığı puanlara göre oluşturmaya ve iniş çıkışlar yaşamaya, beklediği başarıyı yakalayamadığında da değerlilik hissini yavaşça yitirmeye başlayabiliyor. Böyle zamanlarda ebeveynlerin kabul edici ve destekleyici bir tavır içerisine girerek hatalarını ve eksik kaldığı konuları çocuklarının yüzüne vurmak yerine; güzel yaptığı şeyleri, başarılı olduğu konuları ve derslerindeki düşüş kısmını değil de yükseliş gösterdiği kısımları öne çıkaran bir ebeveyn tutumu sergilemelerinde fayda vardır. İş birliği içinde ilerleyerek ona ihtiyaç duyduğu kabul ve güveni hissettirmeli ve destek taleplerine duyarsız kalmamalılar.
İvme yükseldiğinde alkışlanan çocuk, ivme düşüşe geçtiğinde örselenir ve kabul görmez ise öfke ve gerilim duygularına kapılarak derslere karşı kızgınlık ve soğuma yaşayabilir. Çünkü dersleri ve sınavları, onu aile içinde ve sosyal çevresinde zorlayan ve eleştirilmesine sebep olan bir öğeye dönüşüverir. Bu da düşüşün daha da artmasına neden olabilir. Çocukların yarıştırılarak ve zorlanarak daha başarılı olmaları mümkün değildir. Bunun yerine, sağlıklı bir tempoda ve güvenli adımlarla kendinden emin bir biçimde hedefine yürümesini sağlamakta fayda vardır.
Sağlıklı kişisel gelişim için okul hayatı tartışmasız bir öneme sahip. Kreş yaşamı ile birlikte okul hayatına adım atan minikler için hem eğlence ve eğitimin yer aldığı, hem de anne babadan ayrılmak zorunda kaldığı bu farklı yaşantı ilk aylarda büyük çelişkilere neden olabiliyor. Ağlama krizleri, öfke nöbetleri gibi davranışlar çocukların okula karşı gösterdikleri direnç davranışlarından sadece birkaçı. Peki, annesinden ayrılmak konusunda isteksiz ve kriz halindeyken çocuğu okula bırakabilmek ve buna rağmen okuldan soğumamasını sağlamak mümkün müdür? Evet. Aşağıda verilen öneriler sayesinde, ebeveynler çocuklarının okul hayatına uyum sağlamasına destek olabilirler.
Kaynak: Mutlu Ailelerin 101 Sırrı/ Hürriyet Kitap
Paylaş