Paylaş
UZUN VADEDE SAĞLIĞI OLUMSUZ ETKİLİYOR
Florida Sağlık Bakanlığı İletişim Direktörü Jae Williams, küfün çevrenin doğal bir parçası olduğunu, ancak iç mekanlarda bir sağlık sorunu olduğunu söyledi ve ekledi: “Küfün sizi 24 saat içinde öldürmesi gerekmez, ancak yaşam kaliteniz ve iç organlarınızın sağlığı üzerinde oldukça önemli bir etkisi olabilir.”
Uzmanlar, iklim değişikliği sel ve fırtına olaylarının sıklığı ve yoğunluğunu artırdıkça, küfün artan bir sağlık riski olduğunu söylüyor. Peki küfün sağlık üzerine etkileri konusunda epidemiyologlar ve diğer sağlık uzmanları ne diyor?
Küf ne kadar tehlikeli?
Washington Post’a konuşan Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı'nda Epidemiyolog Mark Mendell, küfü görmenin veya koklamanın astım gelişimi, astımın şiddetlenmesi, nefes almada zorluk ve hapşırma, öksürme veya tıkanıklık gibi üst solunum yolu semptomları ile ilişkili olduğunu söyledi. Bununla birlikte, araştırmacıların hala sağlık risklerinin tam kapsamını anlamak için çalıştıklarını ifade etti.
Mendell, bazı insanlar için semptomların küfün kendisine karşı alerjiden kaynaklandığını, ancak alerjisi olmayanların yine de sağlık sorunları yaşayabileceğini söyledi.
Cleveland Clinic'te Gögüs Hastalıkları uzmanı Neha Solanki, küfe maruz kalmanın baş ağrısı, bilişsel işlev bozukluğu, İltihabi bağırsak hastalıkları, otoimmün hastalıklar ve diğer enflamasyon türleri gibi bir dizi başka sağlık sorunuyla potansiyel bağlantılarının araştırıldığını söyledi.
Küflerin zararlı olabilmesinin bir nedeni, hayatta kalma mekanizması olarak belirli küf türleri tarafından salınan ve solunabilen zehirli maddeler olan mikotoksinlerdir.
Mikotoksinlerin yutulduğunda vücudu olumsuz yönde etki eder. Dallas’taki Çevre Sağlığı Merkezi tıbbi direktörü Elizabeth Seymour, mikotoksinlerin alerjik durumların alevlenmesiyle ilişkili olduğunu ve kanser gelişimi, nörolojik durumlar, hormonal sorunlar ve karaciğer sirozu gibi çok çeşitli sağlık sorunlarıyla bağlantılı
olduklarını söyledi.
Küf ve çevresel maruziyetlerle ilgili tıbbi danışmanlık sağlayan Teksaslı bir şirketin sahibi ve klinik danışmanı Dennis Hooper gibi bazı uzmanlar, mikotoksinlerin solunduğunda da tehlikeli olabileceğine inanıyor.
Ancak Mendell gibi diğer uzmanlar, mikotoksinlerin solunmasının sağlığa zarar verdiğine dair herhangi bir kanıt bulunmadığına, bu konunun tartışmalı olduğuna işaret ediyor.
İç Hastalıkları Uzmanı Aytaç Karadağ, nemli bir ortamın ısı ile birleşmesi sonucunda oksijenin az olduğu yerlerde bu mikroskobik canlıların daha rahat üremeye başladığını söyledi ve küf oluşumuna uygun ortamları şu şekilde sıraladı:
* Mekanların havalandırılmaması
* Kışın evde çamaşır kurutulması
* Su baskınları
* Tavanların ve duvar yüzeylerinin nemli kalması
* Tesisat sızıntıları
* Filtre temizliği yapılmamış klimalar
* Kötü yalıtım
* Çatı sızıntısı
* Duvarlarda terleme
Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'nda çevre sağlığı alanında baş araştırmacı bilim insanı olan Mary M. Johnson, küfe maruz kalmanın semptomları arasında baş ağrısı, ateş, titreme, yorgunluk, mide bulantısı, cilt tahrişi, soğuk algınlığı ve öksürüğün yer aldığını, ancak sendromun belirleyici özelliğinin semptomların küfün bulunduğu bina içindeyken kötüleşmesi ve binadan çıkınca iyileşmesi olduğunu söyledi. Buna 'hasta bina sendromu' deniyor.
Johnson, yetersiz havalandırma gibi diğer faktörlerin de hasta bina sendromuna neden olduğunu ancak küfün bunun başlıca nedenlerinden olduğunu ifade etti.
Uzmanlar, evdeki bakteri, virüs ve mantarlardan oluşan mikroskobik bir topluluk olan iç mekân mikrobiyomunun sağlığımızı etkilediğini düşünüyor. Araştırmalar, evdeki yüksek mikrobiyal çeşitliliğin daha düşük astım gelişimi riskiyle ilişkili olduğunu gösteriyor.
Ancak, Yale Üniversitesi'nde kimya ve çevre mühendisliği bölümü başkanı Profesör Jordan Peccia, küf oluşumunun iç mekan mikrobiyom çeşitliliğinde azalma ile ilişkili olduğunu söyledi.
Peccia, “Görünüşe göre küf bir evde büyüdüğünde, tüm bu diğer mantar sporlarına maruz kalmanızı engelliyor” dedi. Peccia, küfün bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler için çok daha tehlikeli olabileceğini, çünkü bu kişilerin küften kaynaklanan ve yaşamı tehdit edebilen enfeksiyonlara karşı daha duyarlı olduklarını sözlerine ekledi.
Özellikle siyah küf daha mı zararlı?
Küf sarı, yeşil, beyaz, mavi ve siyah gibi farklı renklerde olabilir. Hooper, siyah küf teriminin yanlış bir isimlendirme olduğunu, çünkü siyah olabilen birçok küf türü bulunduğunu ve bazılarının zararsız olabileceğini söyledi. İnsanlar siyah küfle ilgili endişelerden bahsettiklerinde, genellikle Stachybotrys chartarum adı verilen ve mikotoksin üretebilen bir küf türünü düşündüklerini söyledi.
Epidemiyolog Virginia Guidry, tüm küflerin potansiyel sağlık riskleri ve uzaklaştırılması açısından aynı şekilde ele alınması gerektiğini belirtti.
“Siyah küf türünün “Firavun’un laneti” veya “toksik küf” olarak da bilindiğini söyleyen Karadağ, bu türün toksin üretebildiği ve birçok ortamda yaygın üreyebilme potansiyeli taşıdığı için toplum sağlığı açısından tehlikeli ve en sık karşılaştığımız küflerden biri olduğu konusunda uyardı.”
Doğada var olan binlerce küf türünün ve bunların ürettiği toksinlerin çoğu zaman kendine has görünümleri ve kokusu olduğunu belirten Karadağ, küflerin renklerinin sarı yeşilden siyaha kadar değişebildiğini ancak maalesef bazen renksiz küflerle de karşılaşılabileceğini söyledi. Karadağ, renksiz küflerin sadece duvardaki sıvada kabarıklık olarak kendini gösterebileceğini belirtti.
Küf kaynakları nelerdir?
Dr. Aytaç Karadağ, küflerin evde daha çok yerleştiği yerleri şöyle sıraladı:
* Çatı-tavan arası
*Rutubetin olduğu bodrum katları
* Klima- Havalandırma kanalları
* Banyo-tuvalet
* Yeni evlerde ebeveyn banyosundan dolayı yatak odaları
* Yatak şilteleri, bazalar, karyolalar
* Yorgan, yastık, nevresim
Küfe maruz kalmanın belirtileri nelerdir?
Seymour, yaygın semptomların burun akıntısı, gözlerde sulanma, hapşırma ve öksürük olduğunu söyledi. Bazılarında boğazda kaşıntı veya deri döküntüsü de görülebilir. Uzmanlar, diğer semptomlar arasında yorgunluk, beyin sisi, mide bulantısı ve baş ağrılarının yer aldığını söyledi. Peccia ise küfün neden olduğu pek çok sorunun anlaşılmasının çok zor olduğunu söyledi.
Küfle ilgili sağlık sorunları açısından kimler daha büyük risk altındadır?
Williams, küfe karşı alerjisi olan, astım gibi mevcut akciğer rahatsızlıkları olan ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerin küfle ilgili sağlık sorunları açısından daha yüksek risk altında olduğunu, bu faktörlerin dışında, bazı insanların küfe karşı daha hassas göründüğünü ve bunun nedeninin belirsiz olduğunu söyledi.
Williams, “Kısa cevap, herkesin risk altında olduğudur. Hepimiz bunu oldukça ciddiye almalıyız.” dedi.
Peccia, küfün büyümek için neme ihtiyaç duyduğunu, bu nedenle yüksek neme sahip yerlerin küfe karşı daha hassas olduğunu söyledi. Aşırı yağış alan veya sık sık sel baskınlarının yaşandığı bölgelerin de risk altında olduğunu sözlerine ekledi.
Küf zatürreye neden olabilir mi?
Guidry, küfün akciğerleri enfekte edebileceğini ve özellikle kişinin bağışıklık sistemi zayıfsa zatürreye neden olabileceğini söyledi.
“Dr. Aytaç Karadağ, küf maruziyeti nedeniyle yaşanabilecek sağlık sorunlarını şöyle sıraladı: Solunum sistemi hastalıkları olan alerjik astım, bronşit krizleri, küf zatürresi, solunum yetmezliği, KOAH alevlenmesi, kalp damar hastalıkları, kanser, kısırlık, kronik enflamasyon zemininde otoimmun hastalıklar”
Küfe maruz kaldığımızı nasıl anlarız?
Karadağ, küfün önce sarı, sonra yeşil, sonra da siyah renkle kendini belli edebileceğini, fakat bazen renk değişimi olmadan da küf gelişebileceğine dikkat çekti ve bu durumun küfün kendine has kokusu ile ayırt edilebileceğini ifade etti.
Mendell, eviniz nemliyse veya su hasarı belirtileri varsa, küf sorununuz olabileceğini, çünkü küfün büyümek için neme ihtiyacı olduğunu, böyle bir durumda evin küf kokacağını söyledi.
Peccia, iyi bir küf ekspertizin su ve havanın evde nasıl hareket ettiğini anladığını ve küf için farklı alanları kontrol edeceğini söyledi. Uzman kişiler hava örnekleri kullanır, ancak çoğu evde havada doğal olarak dışarıdan gelen bir miktar küf sporu da vardır. Peccia, bunun yerine toz örneklerinde küf olup olmadığını test etmek ve evi kapsamlı bir şekilde inceletmenizi tavsiye ediyor.
Küften kurtulmanın en iyi yolu nedir?
Seymour, bazı semptomların antihistaminikler, nazal steroidler, sinüslerin yıkanması veya alerji iğneleri ile tedavi edilebileceğini ancak uzun vadede yapılacak en iyi şeyin küf maruziyetini durdurmak olduğunu söyledi ve ekledi:
“Ya küfü temizlemeli ya da dışarı çıkmalı ve ondan kaçınmalısınız. İyileşmenizin tek yolu bu.”
Bazıları için, küfe maruz kalma sona erdikten sonra bile sağlık etkileri devam ediyor gibi görünüyor. Solanki, özellikle sürekli küfe maruz kalan ve semptomatik olarak asla tamamen iyileşmeyen hastalarının olduğunu sözlerine ekledi.
Uzmanlar, küfün sağlık üzerindeki etkilerinin ne kadar sürdüğünün ve bazı insanların neden kalıcı olarak hastalandığının belirsiz olduğunu söyledi.
Guidry, görünür küf ve ıslak malzemelerinin temizlenmesi gerektiğini, eğer profesyonel yardım almadan temizlemeye çalışırsanız, N95 maskesi, gözlük ve eldiven gibi kişisel koruyucu ekipman kullanılması gerektiğini söyledi.
Fan veya nem gidericiler kullanarak küflü alanı kurutun ve temizlenmesi ve kurutulması zor olduğu için küf veya su hasarı olan halı ve dolguları ortamdan uzaklaştırın.
Guidry üzerinden küf olan bazı eşyaların deterjan veya çamaşır suyu ile temizlenebileceğini, küften temizlenen evlerin tekrar kullanılmadan tamamen kuru ve temiz olması gerektiğini, küfün yok olup olmadığı konusunda herhangi bir belirsizlik yaşarsanız mutlaka bir profesyonel çağırmanızı tavsiye etti.
Mendell, ise evdeki su veya nem kaynaklarının tespit edilmesi gerektiğini, nem kaynağını düzeltip düzeltmek gerektiğini, çünkü sadece küften kurtulsanız bile nemin ortamda kalmasının tekrar küf oluşumuna neden olacağını söyledi. “Hala küf görüyor ya da kokluyorsanız, yapılacak daha çok iş var demektir” dedi.
Paylaş