Paylaş
Bizim için tatil haftası geldi çattı. Yılın en keyifli zamanı. Mayıs sonunda iş bahanesiyle her yıl olduğu gibi Alanya seyahatimiz olmuştu. Oğlum ve annem ile sezona başlangıç yapmıştık ama bu sefer anne, baba ve Işık, çekirdek aile olarak tatile çıkıyoruz. İstikamet yavru vatan, Magosa. Girne'ye çok gitmişliğim vardır ama Magosa bizim için ilk olacak. Artık planlar çocuğa göre yapıldığı için tatil yeri ararken de çocuğun rahatça oynayabileceği temiz ve sakin kumsallar arıyoruz. Yok öyle iskeleden cup diye suya atlamak.
Gezmeyi her zaman severdim, çocuk olduktan sonra mutlaka hayatımdan değişiklikler oldu ama genel anlamda oğlumu da hayatıma entegre etmeyi becerdim sanırım. Şehir içinde günlük gezmelerimiz, arkadaş buluşmalarımız, görevli olduğum organizasyonlarda oğlumu mümkün olduğu kadar yanımda bulundurmaya çalışıyorum ki beraber daha çok vakit geçirelim. Gezenti annesinin temposuna alıştığı için gittiğimiz yerlerde mızmızlık yapan, problem çıkaran bir çocuk değil. Tek sorun trafik olabiliyor, bizi bile delirten İstanbul trafiğinde fazla vakit geçirince oyalamak zor oluyor.
Şehirler arası yolculuklarımıza ise 3 aylıkken başladık. Alanya'da festival sunuculuğu için 4-5 gün bulunmam gerekiyordu, tabii emzirdiğim için oğlumu da götürmek zorundaydım, ona refakat etmesi için annemi de yanımıza aldıktan sonra ilk uçak maceramızı yaşadık. Çok tedirgindim, "basınçtan çok etkilenir mi, çok ağlar mı, etrafı rahatsız eder miyiz?" gibi sorular kafamın içinde dönüp duruyordu. Hiç bir şey korktuğum gibi olmadı. Daha uçak kalkmadan meme emerek uyudu ve uçak Antalya Havalimanı'na indiğinde bile uyanmadı. Hiç unutmuyorum biz terminale girdikten sonra konser için başka uçakla Antalya'ya gelmiş olan Yonca Lodi ile karşılaşmıştık da bizim konuşmalarımıza uyanmıştı.
Sonra defalarca uçak yolculuğu ve uzun araba yolculukları yaptık beraber. Arabada oyalamak daha zor çünkü mesafelerden dolayı süreler hep uzun ama istediğin zaman mola verme şansın var.
28 ayını doldurmak üzere olan Işık, bebek kategorisinden çıktı, çocuk kategorisine terfi etti, kucakta değil koltukta uçuyor, artık meme emmiyor ama çok konuşuyor, yaşı itibariyle yüzlerce soru soruyor. Hepsine yetişebildiğimce cevap vermeye çalışıyorum. Mayıs sonu Alanya seyahatimizde tecrübe ettik bunu, ancak sıkılıp da inmek istediği zaman yapacak bir şey yok, öyle canı istediğinde inemeyeceğini de zamanla öğrenecek.
Bu arada bebekle seyahat edecek sevgili takipçilerim, uçak firmalarının çoğu maalesef bebek için bagaj hakkı tanımıyor. "Neden bebeklere bagaj hakkı yok?" diye sorduğumda bebek arabasını ücretsiz taşıdıklarını ve kabine bebeğin ihtiyaçlarını karşılayacak çantayı alabildiklerini söylüyorlar. Bebek arabası ücretsiz taşınmasa zaten mahvolmuştuk ama sadece kabin bagajı yeterli mi? 1 hafta ya da 15 günlüğüne tatile gittiğinizi düşünün, bu süre içinde ihtiyacı olacak her şeyi kendi valizinize sığdırmanızı nasıl bekliyorlar? Bence bu kuralları yazanların bir bebeğin ihtiyaçlarından haberi yok. Bir bebek neredeyse her mama yiyişinde üstünü kirletebilir (önlük takmayı reddedenler çoğunlukta) ayrıca bezine yaptıklarını çeşitli akrobatik hareketlerle kıyafetine geçirebilir. Her gittiğiniz yerde yeni kıyafetler alıp dönerken orada bırakmayacaksak bebeklerin de bagaj hakkı olmalı, daha bunun kremleri, şampuanı, banyo malzemeleri, ayakkabıları, oyuncakları var. En azından ebeveynlerinin yarısı kadar (aslında onun ihtiyaçları bizden fazla ya neyse) bagaj hakkı olmasını istiyoruz, hadi benimki çocuk kategorisine geçti ama arkadan gelen milyonlarca bebek var.
Belki tatilden bir yazı yazıp haftaya gönderebilirim. Ayrıca tatil maceralarımızı sosyal medya hesaplarımdan takip edebilirsiniz.
Hadi kalın sağlıcakla, tatil sebebiyle radyoya da minik bir mola, dönüşte görüşürüz...
Paylaş